Mehmet Akif Ersoy’un “Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhamı /Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam’ı” beyti ile bitirmiş, Akif’le devem ederiz demiştik, önceki yazımızı. İstiklal şairimizin o beytinin geçtiği şiir ile hem gündemdeki “İslam’ı güncelleme” hem de İstiklal Marşı’nın kabulünün 97. yılını değerlendirmiş olalım. Şiirin bütünü şöyle:

Medresen var mı senin? Bence o çoktan yürüdü.

Hadi göster bakayım şimdi de İbnü’r-Rüşd’ü?

İbn-i Sînâniye yok? Nerde Gazâlî görelim?

Hani Seyyid gibi, Râzî gibi üç beş âlim?

En büyük fâzılınız: Bunların âsârından,

Belki on şerhe bakıp, bir kuru ma’nâ çıkaran,

Yedi yüz yıllık eserlerle bu dînin hâlâ,

İhtiyâcâtınıkâbil mi telâfı?Aslâ.

Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhâmı,

Asrın idrâkine söyletmeliyiz İslâm’ı.

Kuru da’vâ ile olmaz bu, fakat ilm ister;

Ben o kudrette adam görmüyorum, sen göster?

Koca ilmiyyeyi aktar da, bul üç tânefakîh:

Zevk-ı fıkhîsi bütün, fıkri açık rûhunezîh?

Sayısız hâdise var ortada tatbîk edecek;

Hani bir tane “usûl” âlimi, yâhu, bir tek?

Hayır, taassup eden yok... Şu var ki: icâbı

Tahakkuk etmeli bir kerre, bir de erbabı

Eliyle olmalı matlûb olan teceddütler

Bakın ne günlere kaldık: Ya beş ya altı kopuk

Yamaklarıyla beraber ki hepsi kılkuyruk,

Utanmadan çıkıyor, ictihada kalkışıyor!

Bu hâle karşı tahammül hakikaten zor.

Kilitlidir kapı “ümmî duhât” için amma

Kıyâm-ı haşre kadar ictihad eder “ulemâ”

Evet, şeraiti mevcud olunca insanda

Ne kaldı men’edecekictihadı meydanda?

İle’l-ebed yetişir müçtehid bu ümmetten

Şu var ki: Çıkmalı ferdâ-yı nura zulmetten

Düşünmüyor bu kopuklar ki: Müçtehid geçinen

Zamanın olacak muktedasıirfanen.

Kitab’ı, Sünnet’i, icmâ’ı sağlam anlayacak

Hilafı yoklayacak, ihtiyacı kollayacak

Durum böyle iken, sormak gerekmez mi?

Ya ictihada nasıl kalkıyor bu sersemler?

O ictihada ki: Dünya kadar ulûm ister!

İşin recülleri kimlerse çıksın orta yere;

Ne var, ne yok, bilelim, hiç değilse bir kerre

Sabahleyin mütefelsif, ikindi üstü fakih;

Sular karardı mı pek yosma bir edib-i nezih;

Yarın müverrih, öbür gün siyasetin kurdu;

Bakarsın ertesi gün ictihada pey vurdu...

Hülâsa, bukalemun fitratinde züppelerin

Elinde maskara olduk... Deyin de hükmü verin!