Malcolm X, “Herkesi uyandırmak için bir kişinin haykırması yeter” derdi...
Erbakan, hayatı boyunca haykırdı, haykırdı, haykırdı ve hepimizi uyandırdı…
İslam VE İLİM konferansında, İzmir Atatürk Kapalı Spor Salonu’nda, Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın hayatımdaki ilk haykırmasını işittiğimde 10’lu yaşlarımdaydım…
MİLLÎ GÖRÜŞ hareketi ve haykırışı başladığında, 20’li yaşlarımın henüz başlarındaydım ve MSP İzmir Gençlik Kolu Başkanı olarak haykırışa karınca kaderince katıldım; başlangıç o başlangıç, o zamandan beri mücadele ve mücahedemiz devam ediyor…
ADİL DÜZEN, ADİL EKONOMİK DÜZEN haykırışlarımız ise 30’lu yaşlarımın başlarında çok yönlü olarak şekillenmeye, teori ve pratik yani ilim ve amel olarak da uygulanır hale gelmeye başladığında, işte tam da o yıllarda, ‘herkesi uyandırmak için yapılan haykırmalarımız’ gerçek anlamda şekillenmeye başlamıştı ve hâlen devam ediyor…
KUR’AN VE İLİM ismiyle genel olarak isimlendirdiğimiz çalışmalarımız ise; İLİM VE İSLAM ile ilk ilhamını ERBAKAN Hoca’nın haykırmalarından ya da hatırlatmalarından aldığımız azim ve gayretle, yarım yüzyıldan beri devam ediyor…
KUR’AN VE İLİM çalışmalarımız, en verimli ilmî meyvelerini de 950 haftadan beri yani 20 (yirmi) yıldır hiç aksatmadan veriyor; vermeye de devam edecek, inşallah… Evet, KUR’AN VE İLİM çalışmalarımız meyvelerini vermeye devam ediyor ve malumunuz olduğu üzere, zaman zaman bu köşede bunları kısmen sizlerle paylaşıyorum…
***
Aslında… Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu, partisinin haftalık olağan basın toplantısında, hükümete, şeker fabrikalarının satılmaması konusunda uyarılarda bulundu... Şeker fabrikalarının Afrin kadar milli bir mesele olduğuna vurgu yapan Karamollaoğlu, “Bir Kızılderili deyişiyle bu arkadaşlara seslenmek istiyorum; son fabrika satıldığında, son üretici toprağını terk ettiğinde, beyaz AK Partili adam beton ve asfaltın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak!” diye uyarılarda bulundu ya; bu konuyu yazacaktım...
Aslında… Millî Gazete yazarı Hüseyin Akın’ın Binalar ve Zinalar başlıklı yazısı üzerine yazabilirdim… Yazı şöyle başlıyor: “İki konuda hata yaptık: Biri bina, diğeri zina! / Devletin en üst kademesinden bu itiraf edildi./ Betonlaşma sonucu İstanbul’a ihanet edildiği ve AB istediği için zina yasağını kaldırma yanlışlığında bulunulduğu açıkça ifade edildi...”
Aslında… Fehmi Koru’nun bugünkü Saadet Partisi küllerinden doğuyor (mu), hem de fazla gürültü çıkarmadan… başlıklı yazısı üzerinde de duracaktım… Yazıda şöyle bir cümle var: “OCAKmedya sitemize Kosova’dan katkıda bulunan Adelina Sfishta da, şu yakınlarda, Saadet Partisi için ‘kök hücre’ deyimi eşliğinde benzer bir tespitte bulunmuştu bir yazısında.” Yazı şöyle bitiyor: “Karamollaoğlu hesap adamıdır / Gördüğüm kadarıyla, Saadet, gelecek cumhurbaşkanını belirleyen parti olma amacını önemsiyor. / O amaç için gösterilen çabalar, yalnız veya ittifak halinde gireceği ilk genel seçimde Meclis’te temsil edilmenin de yolunu açabilir mi? / Temel Bey mühendistir, o hesabı da yapıyordur.”
***
KUR’AN VE İLİM demiştim ya; en iyisi geçen haftaki ana çalışmamızın 12’inci sayfasından aktaracağım bir uyarı ile bitireyim: “AK Parti’nin şeytanla bir olmaktan vazgeçmesi gerekir. Ne yapmalıdır? Ordu ile arasını açmamalıdır. İran’la arasını açmamalıdır. Komşuların iç işlerine karışmamalıdır. Terörün işini bitirdikten sonra, bir saat bile beklemeden Suriye’den çekilmelidir. Türkiye’deki Olağanüstü Hal’i (OHAL’i) derhal kaldırmalıdır. Hicret Demokrasisi’ni, Hakemler Sistemi’ni, Altın Bonosu’nu, Bağımsız İl ve Bucak Sistemi’ni getirmelidir. Artık şeytanın programlarını üniversitelerden ve okullardan kaldırıp Kur’an programlarını koymalıdır. / Her seferinde aynı şeyleri söylüyoruz. Biri çıkıp da bu söylediklerin yanlıştır demeye bile tenezzül etmiyor. Birinin veya birilerinin gözlerine bakıyor, o evet derse o da oradan olacak! Sermaye izin verirse yazdıracak, Sermaye izin vermezse susturacak! Birkaç sene sonra bu satırlarımı okuyun; bakalım biz mi susuyoruz, onlar mı?” Ve’s-selam…
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.