Tohumda dış ticaret verileri yayınlandı. 2017 yılında 142 milyon dolar ihracata karşılık 229 milyon dolar tohum ithalatı yapıldı. İthalat ve ihracat rakamları 2016 yılına göre gerilemiş görülüyor. Tohum ihracatı bir önceki yıla göre geçen yıl 160 milyon dolardan 142 milyon dolara, ithalatta 242 milyon dolardan 229 milyon dolara düştü.
Fazla rakama boğmadan tohumculuk sektörünün ne kadar “milli” ve “yerli” olduğunu dış ticaret verileri ile anlatmaya çalışacağım. Çünkü özellikle tohum konusunda “milli” ve “yerli üretim” kavramları gelişi güzel kullanılıyor. Yani bu kavramların da içini boşaltıyoruz!
Yerli üretim her alanda istediğimiz bir durum olabilir ancak tohumda bu konunun daha özel bir durumu var. Bundan dolayı yabancılara ait bir tohum çeşidi sırf Türkiye topraklarında üretiliyor diye bu kavramların içini boşaltmayalım. Böyle yapmaya devam edersek belki bugünü kurtarabiliriz ama gelecek nesillere “yerli ve milli üretim” konusunda sağlam bir miras bırakmamış oluruz.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında ilgili bürokratlar ve sektördeki alt birlikler sırf kendilerini başarılı göstermek için bu konuyu çok suiistimal ediyorlar. Üretim ve dış ticaret verilerinden gerekli dersi çıkarıp ona göre çalışmaları gerekirken, tam aksine halkın rakamlar üzerindeki cahilliğinden yararlanarak kendilerine menfaat sağlıyorlar.
Şimdi bazı rakamlar vereceğim ve ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır.
Türkiye’nin tohum ticaretinde yem bitkisi olarak mısır, sanayi bitkisi olarak ayçiçeği, pamuk ve şeker pancarı ile sebze tohumu önemli bir yeri tutuyor. Sebze tohumunda geçmişe göre bir nebze iyi durumda olabiliriz ancak mısır, ayçiçeği, şeker pancarı ve pamuk tohumunda “yerli ve milli üretim” adına durabileceğimiz bir nokta yok.
2017 yılında yapılan 142 milyon dolarlık tohum ihracatının 76 milyon doları ayçiçeği tohumundan, 19.7 milyon doları mısır tohumundan, 7.5 milyon doları pamuk tohumundan ve 875 bin doları da şeker pancarı tohumundan geldi. Yani 142 milyon dolarlık ihracatın 104 milyon doları (yüzde 73) küresel tohum firmalarının hakimiyetinde olan tohum ihracatından sağlanmış durumda.
Pekala ihracatın bile yüzde 73’üne yabancıların hakim olduğu bir üretim modelinde nasıl olur da “yerli ve milli üretim”den bahsedebiliriz? Bunun cevabını çok merak ediyorum…
Malumunuz Türkiye yerli otomobil konusunda bir arayış içinde… Pekâlâ, mısır, ayçiçeği, şeker pancarı ve pamuk tohumunda Türkiye tamamen küresel tohum firmalarına bağımlı iken bu konuda neden bir arayış içinde olmuyoruz? Bu konuyu neden dert edinmiyoruz? Açıklanan Milli Tarım Projesinin içinde bile bu konuda ne bir strateji ne de bir öngörü var!
Tohumculuk sektöründe kurulmuş birlikler, rakamlar üzerinden pembe tablolar ortaya koyarak sözde kendilerinin reklamını yapıyorlar ama bugüne kadar mısır, ayçiçeği, şeker pancarı ve pamuk tohumunda “yerli ve milli üretim” konusunda ülkenin gerçek durumunu ortaya koyarak ülke adına bir hedef belirlediklerine şahit olmadım.
Yani mısır, ayçiçeği, şeker pancarı ve pamuk tohumu yabancıların tekeline terk edilmiş durumda, tohum adına söz sahibi olanlarda bundan hiçbir rahatsızlık duymuyorlar.
Burada bir anekdotu aktarayım;
Sektördeki 7 alt birlik başkanı ile bu birliklerin bağlı olduğu TÜRKTOB Başkanı, eski Bakan Faruk Çelik’i ziyarete gidiyorlar. Hepsi sırasıyla kendisini tanıyor; “BİSAB, FÜAB, FİDEBİRLİK, SÜSBİR, TODAB, TSÜAB, TYAB” derken Bakan Çelik devreye giriyor ve espriyle karışık “Tohumu kamyondan indiren Birlik Başkanı yok mu?” diye soruyor.
İşte ülkenin tohumculuk sektörünün durumu bu! Her tarafa alt birlik kurulmuş ama yabancıların hâkimiyetinde olan üretimden rahatsız olan bir Allahın kulu yok!