Afrin…
Aferin…
Askere aferin…
Siyasilere de aferin…
‘Hepsi bu kadar’ diyesim geliyor…
Kısa, en kısa, çok kısa, süper kısa makale…
Akleden… Düşünen… Düşmanını tanıyabilenlere…
Gerçek düşmanları tanıyıp gerçekten dostluklar kurabilenlere…
“Silm/barış” kavramını iyi kavrayıp gereğini her zaman yapabilenlere…
(İlgilenip bilgilenmek isteyenlere not: ‘İSLÂM Devlet ve Dünya DÜZENİ’ iki ciltlik, büyük boy, 1200 sayfa kitabımızda, olması ve yapılması gerekenler detaylarıyla yazılmıştır…)
zzzzz
Suriye’ye…
“Zeytin Dalı”…
Ülkeme, dünyaya…
ADİL DÜNYA DÜZENİ…
Suriye’ye “Zeytin Dalı”ndan sonra…
Ülkeme, bölge ülkelerine ve bütün beşeriyete…
Ulaştırılması gereken esas “Zeytin Dalı” nedir, diyenlere…
“Adil Düzen… Adil Ekonomik Düzen… Adil Dünya Düzeni” derim…
(Biliyorum, bu kısa hatırlatmalarım, ancak bu köşenin müdavimleri tarafından iyi anlaşılmıştır, çünkü onları ‘arif” mertebesinde görmekteyim; malum, arife çok tarif gerekmez.)
zzzzz
Askerliği yedek subay olarak Kıbrıs’ta yaptım ve hayatımın bu döneminde askerlikle ilgili çok şey öğrendim. Eğirdir Dağ Komando Okulu’nda başlayan askerliğim, Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasındaki dönemde, 1977-78 yıllarında, Kıbrıs’ta 28. Tümen’de geçti. Bir ay kadar cephede kaldıktan sonra, tümen karargâhında görevlendirildim. İlk görevim Harekât ve Eğitim Şubesi’ndeydi. Karargâhta hep kurmay subaylarla çalıştım. Tümen Komutanımız (sonra Kara Kuvvetleri Komutanı da olacak olan) Muhittin Fisunoğlu, Kolordu Komutanı da Necip Torumtay idi. Detay yazamayacağım ama şu kadarını yazayım; kurmaylarla çalışmakla çok şey öğrendim, Harekât ve Eğitim Şubesi’nde düşmana karşı hazırlanan alternatif planlarla da kurmaylarımızın planlama gücünü bizzat yaşadım… Arif olana bu kadar detay yeter!
Bunları yazmamın sebebi var. Muvazzaf kurmaylardan bilgi alamayacağımıza göre, meramımı emekli bir kurmayın görüşlerini aktararak anlatayım. Evet, bu çerçevede, strateji uzmanı olan Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, özetle diyor ki: “Türkiye, Suriye’de iki stratejiyi aynı anda uyguluyor. Birinci strateji, ABD ile birlikte, Suriye’deki rejimi değiştirmek, bu ülkeye demokrasi ve insan haklarını getirmektir. / İkinci strateji ise ABD tarafından, Türkiye’nin güney sınırlarına terör devletçiklerinden oluşan bir koridor kurulmasını bir beka sorunu olarak görmek ve bunu önlemektir. / Burada çelişkili bir durum var. Türkiye’nin bekasını tehdit eden koridorun oluşmasına sebep olan, birinci stratejidir. Türkiye ABD ile başlattığı birinci stratejiye,’Suriye teröristtir’ söylemleriyle devam ederken, Rusya ile işbirliği yaparak ikinci stratejiye geçti. Şimdi iki stratejiden birinden kesinlikle vazgeçmek şarttır. Hangisinden vazgeçelim? Elbette birincisinden vazgeçmek gerekir ki ikinci strateji başarıya ulaşsın. Zaten birinci strateji, İsrail’in elini rahatlatmıştır!” (Kaynak, Yeniçağ: Suriye’de iki farklı strateji! - Arslan BULUT)
Bu kadar! Ama bu konuya devam edeceğim…
Afrin… Kıbrıs Barış Harekâtı… Adil Düzen… Adil Dünya Düzeni… dedikten sonra; merhum Erbakan Hocamızı hatırlamamak ve bu vesileyle -bizce en önemli hatırlatmasını- bir kere daha anmamak olmaz… Evet, Adil Düzen gelecek; kanlı (savaşlı) mı kansız (savaşsız) mı olacağına insanlık karar verecek… Ve’s-SELAM (BARIŞ)…