Evet, “Allah onların yerine yapacak olanları getirir” başlıklı yazımızın ilk satırında dediğimizi tekrar hatırlayalım; insanlık tarihinin tabii bir akışı vardır, o akış bidayetinden beri devam ediyor... Allah binlerce yıl öncesinde yeryüzünde insanı var etti ve beş bin yıla kadar insan tarih öncesi çağları yaşadı... Son beş bin yıldır da insan uygarlaşmaktadır...
Mezopotamya ve Mısır, İbrani ve Roma, Hıristiyanlık ve Bizans, İslamiyet ve Avrupa uygarlıkları derken; şimdi yeni bir uygarlık dönemine geçiyor...
Yazıdan önce, bilgisayardan önce derken; artık bilgi ve bilgisayar çağı gelmiştir...
İnsanlık bundan sonra kendi bilgi ve ilmiyle yaşayacaktır...
Merkezi yönetim sona erecek, yerine ‘yerinden yönetim sistemi’ doğacak, ‘semt kooperatifleri’ esas olacak, merkezler hâkim değil ‘hadim’ olacaklardır... Kapitalizm, sosyalizm ve karma düzenler tarihe karışacak, ortaklık düzeni gelecektir...
Millî Görüş Lideri Necmettin Erbakan ne demişti?
Adil Düzen mutlaka gelecektir, ancak kanlı mı kansız mı geleceğine halkın kendisi karar verecektir. Halk seçimlerle Adil Düzen’i getirecek olanları seçerse kansız gelecek; seçmezse üçüncü dünya savaşı olur, milyonlar ölebilir ama Adil Düzen yine gelir... Her şeye rağmen her olay, her gelişme, Kur’an düzenine doğru atılan bir adımdır...
***
Canlılarda bir tür içinde dayanışma, türler arasında ise çatışma vardır. İnsanlar arasında hem dayanışma hem çatışma vardır. Canlılarda türler arasında çatışma ile denge sağlanmıştır. Türler sayılarını çoğaltmak isterler. Başka türler onları yem olarak kullanıp sayılarını azaltır. Denge böyle sağlanır.
İnsanlar değişik uluslara ayrılır. Her ulus bir tür benzeridir. İçte dayanışma, diğer devletler arasında çatışma vardır. Hazreti İbrahim peygamberden sonra bu çatışma uluslar arasında değil de iyiler ile kötüler arasında olarak düzenlenmeye başladı ve Kur’an ırka veya değişik görüşlere dayanan savaş yerine mikroplarla diğer canlılar arası savaş benzeri savaşı esas almıştır. Hakem kararlarına uyanlar barış içinde yaşarlar, uymayanlar ise şirk içinde olur ve müslimlerle yani barışçılarla savaşırlar. Sonuç olarak; Sermaye de bürokrasi de sona erecek, İslam (barış) düzeni, Kur’an nuru insanlığa hâkim olacaktır...
Devletler-Sermaye çatışmasında farklı silahlar savaştığı için galip ve mağlup olmaz ve savaş bitmez. Silah doları yenemez, dolar da silahsız yapamaz. Ara ara çatışır, ara ara uzlaşır, iki taraf da varlıklarını sürdürürler. Bunların bu çatışmasından yararlanan halk kendi başının çaresine bakmaya başlar, çıkan krizleri yerinde kendi imkânları ile söndürmeye başlar...
Halk semt kooperatiflerini kuracak, bağımsız çalışan semt kooperatiflerinden başarılı olanların sistemi dünyaya hâkim olacaktır. Artık kurumlar değil sistemler hâkim olacaktır. Sermaye ve yönetim yani devletler de başarılı semt kooperatiflerinin sistemini kabul etmek zorunda kalacak, üçüncü binyıl uygarlığı böyle oluşacak, dünyaya “Adil Düzen” gelecektir...
***
İnsan nasıl doğar, gelişir ve 15 yaşına geldiği zaman kendisini yönetmeye başlarsa; insanlık da doğmuş, büyümüş ve çağımızda erginlik çağına gelmiştir. Artık insanları ne krallar ne de Sermaye yönetecektir. İnsanlar kendi özgür iradeleri ile yaşayacaklardır...
Kişi yönetiminden kurallar yönetimine yani şeriat yönetimine geçilecektir. Kurallar vardır. O kuralları da kişiler koymuşlardır. Kural dışına çıkma yoktur. Kurallar içinde de kişi tam özgürdür. Herkes kurallara uymak zorundadır. Kimse kimseye hükmetmemektedir.
Adil Düzen’in gelebilmesi için insanlık bu yüzyılı beklemek zorunda idi. Bugün artık kişilerin özgürleştiği, kuralların kesinleşmeye başladığı gündür. Geleceğin sancılarını yaşıyoruz. Devletler de Sermaye de artık merkezi yönetim sistemine son vermelidirler. Semtler ve bucaklar özgür olacaklardır. Merkez semt ve bucaklarda kişiler değil ortak kurallar geçerli olacaktır. Bunların hepsi ilahi keyddir, ilahi mekrdir ve Allah hayr’ülmâkirîndir.