2013 yılında, hac vazifesini ifa ederken Nazım Karaman’la birlikte Mekke Ümmül-Kura Üniversitesi’nden emekli olan kimya profesörü Abdullatif Reşat Uceymi’yi de evinde ziyaret etmiştik.
“Milli Gazete’den geliyoruz…” deyince çok samimi ve içten cümlelerle karşılamıştı bizi Uceymi…
Sohbette ağırlıklı olarak Milli Görüş Lideri Necmettin Erbakan konuşulmuş, Uceymi, Erbakan Hoca’nın “bir dünya lideri olduğunu” belirtmişti. “Erbakan İslam Dinarı’nı, İslam Birleşmiş Milletleri’ni, İslam Savunma Paktı’nı, İslam Ortak Pazarı’nı savundu, sadece savunmakla kalmadı bu projelerin gerçekleşmesi için de somut, müşahhas adımlar attı” cümleleri Uceymi’ye ait.
Uceymi, Erbakan Hoca zamanında ilk kez İslam ülkeleri ile sıkı işbirliği çalışmalarına gidildiğini de vurgulamıştı, o ziyaretimizde.
Sohbet sonunda Profesör Abdullatif Reşat Uceymi, bir A4 kağıdına Erbakan hakkında bir ibare kaleme almış ve altını da imzalamıştı; “El üstad, doktor Necmeddin Erbakan” (Not, tamamen orijinaldir. a.ö.).
***
Uceymi hakkında biraz daha bilgi vermek gerekirse; ODTÜ’de kimya üzerine master yapan ve 4 sene (1976-1980 arası) Türkiye’de kalan Prof. Abdullatif Reşat Uceymi oldukça düzgün Türkçe kullanıyor. ODTÜ’de lakabı “İstanbullu” idi. Doktorasını İngiltere’de Manchester Umıst Üniversitesi’nde tamamladı. 38 yıl Mekke Ümmül-Kura Üniversitesi’nde öğretim üyeliğinde bulundu.
***
Profesör Abdullatif Reşat Uceymi’ye buradan sağlık ve sıhhat diliyor, selam ve muhabbetlerimi iletiyorum…
KALBİM MEKKE’DE KALDI…
“Mahşerin tam da ortasında…
Gece geç saatlerde Arafat’a vardık…
Milyonlarca mümin Arafat’a akın etti…
Milyonlarca Müslüman, akşam saatlerine kadar bu mahşer yerinde taat ve ibadetle meşgul oldu.
Peki, Arafat neresi ve anlamı ne?
Arafat, Mekke’nin 25 km. Güneydoğu’sunda bulunan bölgenin adı.
Cebel-i Rahme Dağı’nın bulunduğu Arafat bölgesinde hacı adayları Kurban Bayramı’ndan bir gün önce (dün) Arefe Günü vakfe yaparak hacı oluyor.
Arafat’ta hazırlanan çadırlarda topluca sabah namazı kılınıyor, hacı adayları için Diyanet İşleri Başkanlığı namazın ardından özel bir irşat programı düzenliyor.
Türkiye’den gelen karilerin Kur’an ziyafetinin ardından öğle ve ikindi namazlarını cem ederek kılıyor hacı adayları.
Vakfe duasının ardından hacılar, Arafat sınırlarının açılmasıyla Müzdelife bölgesine intikal ediyor. Müzdelife’de akşam ve yatsı namazları cem ederek kılınıyor, Müzdelife vakfesinin ardından şeytan taşlamak için Cemerat bölgesine hareket ediliyor.
Şeytan taşlamanın ardından Mescid-i Haram’a giderek tavaf ve sa’y görevini yapan hacılar tıraş olarak ihramdan çıkıyorlar.
***
Kuşkusuz, hac ibadetinin en önemli parçası Arafat’ta vakfe durmak.
Kelime olarak Arafat, ‘bilme, anlama, tanıma’ ve ‘güzel koku’ gibi manaları taşıyan bir kökten geliyor. Dünyanın her tarafından gelen insanların bu yerde birbirleriyle görüşüp tanışmaları veya günahlarını itiraf ederek Allah’tan (C.C.) af dilemeleri, affedilmelerinden sonra günah kirlerinden temizlenip Allah (C.C.) katında güzel bir kokuya sahip olmaları sebebiyle Arafat’a bu adın verildiği ileri sürülüyor.
Hac esnasında Arafat’ta vakfe, bütün dünya Müslümanlarını temsilen gelen heyetlerin oluşturduğu dünyada eşi benzeri görülmeyen bir zirve, aynı zamanda.
Sadece Müslüman olan ülkelerden gelenlerin değil, diğer ülkelerde yaşayan Müslümanların da katıldığı büyük bir ibadet toplantısı, Arafat. Ancak bu büyük toplantının Müslümanlar ve insanlık açısından çok büyük potansiyel faydaları var.
Arafat, dirilişin, insanlığın başladığı yer…
Hz. Peygamberimizin (S.A.V.) Veda Hutbesi’ni okuduğu yer. Bu kutsal mekânı ziyaret ederken kişi, kendini daha iyi tanımak, yolunu daha iyi tanımak, hayat yolculuğundaki yerini tanımak ve sonuçta Rabbini tanımak için neler yapabileceğini, bundan böyle nasıl bir yol izleyeceğini düşünmeli. Çünkü insan olarak kendini, yeryüzündeki görevini ve sorumluluğunu doğru bir şekilde kavrayabilen kişiler yolunu şaşırmaz.
Cebel-i Rahme, Arafat’ın doğu tarafında Peygamberimizin (S.A.V.) eteğinde Arafat vakfesini yaptığı tepecik. Allah Resulü (S.A.V.), Arafat vakfesini sırtını Rahmet Dağı’na verip kıbleye dönerek bu tepeciğin eteğinde yaptı. Bazı rivayetlerde burası, Âdem (A.S.) ile Havva validemizin cennetten indikten sonra dünyada ilk defa buluştukları yer olarak anlatılmakta.
Rahmet Dağı, Arafat düzlüğündeki yegâne tepeciktir. Dağın tam tepesinde dikdörtgen bir sütun bulunmaktadır.”
***
Yukarıdaki satırları hac ibadetini ifa ettiğim 2013 Ekim ayında kaleme aldım…
Şu anda kutsal topraklarda bulunan milyonlarca -artık hacı olan- Müslüman’ın benzer duygular içinde olduğunu tahmin edebiliyorum…
Tek cümleyle ifade etmem gerekirse; aradan 4 sene geçti ama kalbim Mekke’de ve Medine’de kaldı!
BURHAN ABİ BİZİ DE UNUTMA!
Gazetemiz yazarlarından muhterem Burhan Bozgeyik ağabey de şu an kutsal topraklarda. Yüreğinin kıpır kıpır olduğunu tahmin edebiliyorum. Yazdığı “Hac Günlükleri”ni Milli Gazete’de okuyorsunuz.
Arafat’a çıkmadan önce konuştum, Burhan ağabeyle. “Ne hissediyorsun ağabey?” diye. Şunları söyledi:
“Arafat öncesi, sanki eğitim görmüşüz gibi… Kulluğun eğitimi. Rabbü’l âleminin kuluyuz. Ne büyük bir şeref. O nasıl bir kul olmamızı istiyor; iman eden, ibadet eden, güzel ahlâk sahibi. Mümin kardeşlerini seven, başkasına zarar vermeyen. Bir Arakan’da Müslümanları doğrayan yamyamlara bakın, bir de hacca gelmiş insanlara... Bırakın bir başkasına zarar vermeyi, yeşil yaprak koparmak bile yasak. Yani aynı zamanda insanlık eğitimi görüyoruz…”
***
Milyonlarca hacı adayı dün Arafat’ta idi. O sihirli ve gizemli atmosferi, “yeniden diriliş”i doyasıya teneffüs ettiler…
Burhan ağabey, Allah mübarek ve mebrûr eylesin. Bizi de dualarınıza ortak edin inşallah!
(BUGÜN BAYRAM… TÜM OKURLARIN MÜBAREK KURBAN BAYRAMINI TEBRİK EDİYORUM.)
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.