Allah-u Teâlâ(c.c.) bazı zamanları, mekânları, insanları... Diğerlerine göre daha üstün/değerli ve önemli kılmıştır. O’nun bu iradesine saygılı olmak, O’nun değerli ve önemli kıldıklarını bizim de Müslümanlar olarak önemli ve değerli saymamız kulluğumuzun gereğidir.

Rabbimizin önemli kıldığı zamanlardayız. Yarın (Zilhicce’nin 10. günü) Kurban Bayramımız başlıyor. Emir ve yasaklarına riayet ederek Rabbimize yaklaşabiliyoruz. Kurban da şükran ve fedakârlık sembolü. Sayısız nimetlerinden dolayı O’na şükranlarımızı sunuyoruz ve bize verdiği tüm nimetleri O’nun yolunda feda edebilmemiz gerektiği, O’nun emirlerinin ve Rızasının herşeyden daha yüce ve değerli olduğu şuuru ile tekbir getiriyoruz... Hz.İbrahim (A.S) da babası Azer, oğlu Hz. İsmail (A.S), malı, canı (ateşle) ve daha bilmediğimiz şeylerle sınandı ve sonunda “Halil”oldu; namazlarda Efendimiz (S.A.V) ile birlikte adı anılır ve selamlanır oldu...

Biz Müslümanların yılda iki bayramı var: Ramazan ve Kurban. Bayramlar sevinçleri, mutlulukları paylaşma, barışma, dayanışma, kaynaşma, kavuşma, ziyaret günleridir de. Paylaşılan sevinçler, mutluluklar çoğalacak, paylaşılan acılar azalacak, böylece bayramlar daha bir anlam kazanmış olacaktır. Özellikle “sıla-i rahim” yapılacak, gözetilecek ki kaynaşma, birliktelik (vahdet) şuuru daha da güçlensin.

Tüm değerlerimizden olduğu gibi günümüzde “sıla-i rahim” değerimizden de gittikçe uzaklaşıyoruz... Akrabalık ilişkileri kopartılmamalıdır. Dünyevileşme hastalığımız gittikçe artıyor. Ve çözülüyor, savruluyor, bozuluyoruz. Kardeşlik bağlarımız zarar görüyor. Hele hele bayram vesile edilerek ‘turistik’ amaçlı seyahatlerimiz giderek yaygınlaşıyor. ‘Sıla-i rahim’ kulluk görevlerimizdendir; gözetilmesi farz, terki ise haramdır.

‘Sıla-i rahim’ gözetmeksizin bayram yapmaya çalışmak, bayramlarımızın ruhuna, anlamına aykırı oluyor. Bizi kavuşturması, kaynaştırması gereken bayramlarımız bizi birbirimizden uzaklaştırmamalı...

‘Sıla-i rahim’ akrabalık bağlarını yaşatmayı, akrabaların birbirini ziyaret etmesini ve iyi ilişkiler kurmasını ifade eden bir kavram. Kan bağı ve evlenme yoluyla oluşan akrabalık bağlarını yaşatma, ilişkiyi sürdürme, haklarını gözetme, iyilik ve yardımda bulunma, ziyaret etme şeklinde açıklanmaktadır. Amca, hala, teyze, dayı ve bunların çocukları, kayınvalide, kayınpeder, kayınbirader gibi yakınları kapsar. Adı geçenlere karşı insani, ahlaki ve sosyal görevlerin yerine getirilmesi istenir. Birçok ayet ve hadiste bu emredilmektedir. (Nisa/1,Nahl/90,İsra/26) Rad Suresi 21. ayette de Adn cennetine girecek akıl sahipleri arasında sıla-i rahmi yerine getirenler de zikredilmiştir.

Konuyla ilgili birkaç hadis-i şerif:

“Akrabalık bağlarını koparan (cezasını çekmeden) cennete giremez.”

“Sıla-i rahmi gözetenler ilahi rahmetten nasiplerini alırlar, yoksa alamazlar yoksun olurlar.”

“Kim akrabasına ilgi gösterirse, Allah da ona ilgi gösterir.”

“Sıla-i rahim Müslüman olmayan akrabaya karşı da geçerlidir.”

“Akrabaya verilen sadaka daha efdaldir.”

“Sıla-i rahim ömrü bereketlendirir, rızkı da çoğaltır.”

“Faziletli işlerin en üstünü senden ilişkiyi kesen akrabanla ilişkiyi sürdürmektir.”

Evliler, kendi ailelerine karşı gösterdiği ilgiyi/saygıyı eşlerinin ailelerinden esirgememelidir. Yoksa ailede denge bozulur... Zaten aile depremleri giderek çoğalıyor... Sevgi de saygı da karşılıklı olmalıdır. Başkasına gösterdiğimiz sevgi/saygı kendimize döner.

Nice aileler/akrabalar var ki ya ölümlerde ya da bayramlarda bir araya gelebiliyorlar. İyi ki bayramlar var... Şunu da ifade edelim ki, bazı bölgelerimizde sürdürülen “karalı bayram” anlayış ve uygulamasının sünnette yeri yoktur, bidattir...

  1. Şaban Efendi (k.s) bayram sohbetlerinde :”Mü’minin bayramı beştir; birincisi gün bittiğinde yazıcı melekler kendisi için yazılacak günah bulamamışlarsa o gün o mü’min için bayram sayılır (günlük bayram). İkincisi, vefat edeceğinde melekler kendisini cennetle müjdelerlerse, üçüncüsü sırat köprüsünü kuş gibi geçerse, dördüncüsü arşı Rahman gölgesinde gölgelenirse, beşincisi hesap sonunda amel defteri sağından verilirse onun için bayram olur.” Derdi...

Dünya ve ahiretteki bayramlara bizleri -Ümmet-i Muhammedi- ulaştırmasını Rabbimizin Vehhab isminden, kereminden, lütfundan umuyoruz.

“Bayramlarımız bayram ola!” Vesselam.