Gündem, IŞİD e kara operasyonu. Ankara, Suriye deki
krizin ve IŞİD e yönelik göstermelik operasyonların bu şekilde devam etmesi
halinde bölgedeki Türkmenlerin varlığını ve sınır hattındaki diğer çıkar
alanlarını korumaya yönelik bir operasyondan çekinmeyeceği mesajını çok net
bir şekilde veriyor. Mesajın öncelikli adresi Rusya. Bu bağlamda Ankara nın
Moskova ya verdiği mesaj çok net: Rusya IŞİD e müdahale adı altında bölgedeki
Esad ve IŞİD karşıtı muhalifleri vuruyor ve PYD nin de önünü açıyor.
Türkiye nin bölgedeki dengelerin değişmesine kayıtsız kalması mümkün değildir.
Ankara, bu tür oldubitti girişimlerine karşı gereğini yapacaktır.
***
Mesaj bununla da sınırlı değil. Açık kaynaklardan
anlayanlar için mesajın devamı ana hatlarıyla şöyle: Bu kapsamda Kilis sınır
hattındaki 7 ayrı bölgede konuşlanmış bulunan ve Ankara dan gelecek talimatı
bekleyen özel birliklerden oluşan yaklaşık 11 bin asker bu konudaki
kararlılığın bir göstergesidir. Ankara yı böylesi bir mesaj vermeye iten son
gelişme ise IŞİD in Esad güçleriyle birlikte Mare Hattı na yönelmesi ve
buradaki Türkmenleri hedef alma ihtimali. Buna bir de PYD unsurlarını ilave
edebilirsiniz.
***
Eğer, Rusya ya da başkaları buradaki Suriye Türklerini
(Türkmenlerini) sadece bir kaç bin kişi olarak kabul ediyorsa, bunda kesinlikle
yanılıyorlardır. Suriye Türkleri her şeyden önce yüzyıllardır bölgedeki Haçlı
akınlarına karşı bölgenin muhafızlarıdır. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de
bölgedeki hacıların güvenliğinden sorumlu olmuşlardır. Dolayısıyla Suriye
Türkleri bölge ve Anadolu nun güvenliğinin vazgeçilmez dinamikleridir.
Ve savundukları bölge ise Türkiye nin Misak-ı Milli
sınırları içerisinde yer almaktadır. Oradaki Türkmenler, Halep Kuva-yi
Milliyesi nin devamıdır. Tarihsel kodlarına dönen ve mirasına sahip çıkmaya çalışan
büyük Türkiye nin inşa edileceği iki kritik bölgeden birisidir. Buradan en ufak
bir taviz, Büyük Türkiye Vizyonu ndan vazgeçmek ile eşdeğerdir. Türkiye, bölge
Türklüğünü gözden çıkardığı an, Türk Dünyası nın kendisini gözden çıkarması ile
karşı karşıya kalacaktır.
***
Dolayısıyla, Türkiye nin buradan vazgeçmesi mümkün
değildir. Bunun için her türlü riski göze alacağı mesajını uzun bir süredir
vermektedir. Rusya da bunu aslına anlamaktadır. Nitekim, Rusya Savunma Bakanı
Yardımcısı Antonov Suriye deki hava operasyonlarında muhaliflerin değil
teröristlerin vurulduğunu ve bu noktada Türkiye ile doğrudan bir iletişim
kanalı kurulduğunu açıklama gereği duymuştur.
Rusya, böylece Türkiye ile bir kazara ya da ani kriz
istemediği mesajını vermeye çalışmıştır. Fakat diğer taraftan, son gelişmeler
bu ifadeleri teyit etmemektedir. Rusya nın Türkiye ye karşı son dönemde
sertleşen tutumuyla birlikte, başta enerji olmak üzere elindeki tüm kartları
seferber etmeye başlaması, bunlardan Kürt kartını daha açık bir şekilde
oynamaya başlaması Ankara da Moksova ya karşı derin bir güven sorununa yol
açmaktadır. Bu noktada Rus Dışişleri Bakanı Lavrov un Ekim ayından bu yana
verdiği mesajların Ankara tarafından not edildiğini de belirtmekte fayda var.
***
Hatırlanacağı üzere Lavrov 2 Ekim de New York ta
düzenlediği basın toplantısında ABD nin PYD bize göre terör örgütü değil
açıklamasının ardından benzer bir açıklamada bulunmuş ve Rus silahlarının Irak
hükümeti aracılığıyla Kürtlerin eline ulaştığını söylemişti. Lavrov, söz konusu
açıklamasında devamla: Teröristlere yönelik güç kullanılmasının sadece diğer
muhalif birlikleri kapsamayacağını umuyoruz demek suretiyle de PYD yi
vurmayın mesajını da vermişti. Bir diğer mesaj ise 15 Ekim de gelmişti.
Helsinki de düzenlenen bir basın toplantısında, Rusya nın Irak Kürtlerine
terörle mücadele çerçevesinde askeri destek verdiklerini ifade eden Lavrov, Ankara nın PYD ye askeri destekleri
nedeniyle Rusya ve ABD büyükelçilerini dışişleri bakanlığına çağırması
konusundaki bir soruya ise: Türkiye Dışişleri Bakanlığı na davet konusunda
bilgim yok. Muhtemelen biz uçakta iken oldu cevabını vermişti.
***
Lavrov un Ekim ayında üst üste gelen bu iki açıklaması
ile birlikte, Türkiye nin sınırdaki askeri hareketliliği önümüzdeki günlerde Türk-Rus
ilişkilerinin seyrini netleştirecek gibi. Eğer Rusya, ABD gibi tutumunda bir
değişikliğe gitmez ise, Türkiye nin elindeki kartları oyunda sahaya bir bir
sürmesi kaçınılmaz olacaktır.
Bu arada Yeni Sykes-Picot sürecinde Sazanov un rolüne
soyunmuş olan Lavrov, Türkiye nin ABD ye PYD noktasındaki baskısının sonuçlar
vermeye başladığını, Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir sürece gidildiğini de
muhtemelen görmektedir, eğer uçakta değil ise...