Gündem

TZOB Genel Başkanı Yozgat'ta konuştu: “Çiftçimiz burada biçerdöver beklerken dolu afetiyle karşı karşıya kaldı”

Hasata hazırlanan tarım alanlarına dolunun verdiği zararı yerinde görmek üzere Yozgat’a gelen Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, çiftçilerle sohbet etti, sorunlarını dinledi.

Loading...

Abone Ol

Bayraktar, “Çiftçilerimizin bankalara olan borçlarının, Tarım Kredi Kooperatifleri'ne olan borçlarının yapılandırılmasını istiyoruz, faizsiz olarak bir yapılandırma bekliyoruz” dedi.

TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Yozgat Ziraat Odası Başkanı İsmail Açıkgöz’ün daveti üzerine geldiği Yozgat’ın Dayılı köyünde, ekili alanları zarar gören çiftçiler tarafından karşılandı. Burada, çiftçilerin yaşadıkları sorunları dinleyip, taleplerini alan Bayraktar, Yozgat il genelinde 60 civarında köyde dolu hasarının bulunduğunu, bölgenin afet bölgesi kapsamına alınması gerektiğini bildirdi.

Doludan zarar gören arpa tarlasını çiftçilerle birlikte gezen TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, burada basına yaptığı açıklamada şöyle konuştu:

“Maalesef iklim değişikliği beraberinde getirdiği doğal afetler nedeniyle tarım sektörünü fevkalade etkiliyor. 2024 yılında birçok ilimizde büyük afetlerle karşı karşıya kaldık ve birçok ürünümüzde yüzde yüzler mertebesinde zarar gördü. 2025 yılında da doğal afetli olarak çok hızlı başladık. Tabii afet sayısı 2025 yılında artmakla beraber asıl tehlikeli olan asıl zarar veren afetlerin şiddeti artıyor. İşte bugün de burada gördüğümüz gibi bir dolu felaketi bütün ürünleri yani çoluk çocuk emek veren çiftçilerimizin bütün emeklerini bütün ürünlerini bir gecede bir günde yok edebiliyor, bu afetin şiddetini gösteriyor. Bugüne kadar 39 vilayeti gezdim, bu bölgelerde gezdiğim bölgelerde don, dolu, aşırı yağışlar, hortum, kuraklık gibi afetler ürünlerimize çok zarar vermiş durumdaydı. Bütün bu gelişmeler karşısında üreticimiz özellikle hem örgütlerini yanında görmek istiyor haklı olarak.
Bugün buradayız, Dayılı köyündeyiz. Hem başkanlarımızdan hem İl Tarım Müdürlüğü'nden aldığımız bilgilere göre, Yozgat merkez ilçemizde yaklaşık olarak 35 köyümüzde zarar söz konusu, dolu afeti söz konusu. Diğer ilçelerimizde de yaklaşık 15-20 köy ve mahallemizde zarar söz konusu. Yani 55-60 civarında Yozgat merkez ve diğer ilçelerimizi de hesaba kattığımızda, değerlendirdiğimizde 60 civarında köy ve mahallemizde zarar görünüyor. Yozgat ili daha evvelde maalesef afetlerden olumsuz bir şekilde etkilendi, don afeti oldu, bazı ilçelerimizde don afetinde bazı ürünlerimiz zarar gördü. Yine daha önce bir dolu afete daha yaşadı Yozgat ilimiz, bu ikinci dolu afeti.

"Çiftçilerimizin devletimizden birtakım beklentileri var"

Şimdi burada afetin büyüklüğünü dikkate aldığımızda çiftçilerimizin devletimizden birtakım beklentileri var haklı olarak. Bir defa bu bölgenin bir afet bölgesi ilan edilmesini istiyorlar orada haklılar. Afet büyük yani son yıllarda da böyle bir afet Yozgat görmedi. Üreticilerimize dolu afetiyle alakalı bir nakit yardım çalışması var, biz dolu afetinden zarar gören üreticilerimize yapılacak olan yardımları bu bölgede dolu afetinden zarar gören üreticilerimiz için de istiyoruz, bu önemli.”

“Üreticilerimizin bütün bankalara aşağı yukarı borçları var”

“Üreticilerimizin bütün bankalara aşağı yukarı borçları var” diyen Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Tarım Kredi Kooperatifleri'ne borçları var, gübre bayilerine borçları var, tohum bayilerine borçları var, ilaç bayilerine borçları var. Çiftçilerimizin bankalara olan borçlarının, Tarım Kredi Kooperatifleri'ne olan borçlarının yapılandırılmasını istiyoruz, faizsiz olarak bir yapılandırma bekliyoruz. Çiftçilerimizin başka beklentileri de var. Üretim zorlaştı, şu an bu bahçede gördüğümüz gibi çiftçimiz burada biçerdöver beklerken dolu afetiyle karşı karşıya kaldı. Bütün masraflar burada. Yaptığı bütün masraflar şu an heba oldu, çünkü hasat dönemindeyiz. Çoluk çocuk gece gündüz çalışan üreticilerimizin bütün emeği bütün masrafı bir gecede bir akşam da yok oldu gitti. Dolayısıyla üreticilerimiz haklı olarak biz üretime devam etmek istiyoruz, bize gerekli destekler verilmeli diyorlar. Eğer üreticilerimizin eğer bu bölgeden bu çiftlerimizin göç etmesini istemiyorsak, üretimde kalmalarını istiyorsak ki; ülkeyi beslemenin başka yolu yok, çiftçiyi tarımda tutamazsan ülkenin gıda güvenliğini sağlama noktasında problemler ile karşı karşıya kalacağız, bu net görünüyor.

"Gençler tarımla uğraşmak istemiyor"

Gençlerin çiftçilik yapmak istemediğine de değinen Bayraktar, "18-32 yaş arasındaki gençlerimizin oranı tarımda yüzde beşe kadar düştü. Gençlerimizi tarımda tutamıyoruz, yaş ortalaması tarımda 59'a geldi, bu sene belki daha da artacak. Çoluk çocuğunu kapan gidiyor, şehirlere gidiyor göç veriyoruz. Bu ekonomik bir faaliyet, çiftçi kazandığı müddetçe burada kalır, kazanamadığı takdirde çiftçiyi burada tutamazsınız" diye konuştu.

"Onun için biz özellikle gençlerimiz için pozitif ayrımcılık istedik" diyen Bayraktar, "Bunu da buradan dillendirelim gençlerimizin Sosyal Güvenlik primlerinin devlet tarafından ödenmesini talep ettik, bunu istiyoruz. Hiç olmazsa bu primler gençlerimizin bu primleri devlet tarafından ödenirse hiç olmazsa bir güvencem var deyip gençlerin burada kalması mümkün olabilir" dedi.

“Elektrik fiyatları geçen ay en fazla artan girdi fiyatlarından bir tanesi”

Bayraktar, çiftçilerin girdi maliyetleriyle ilgili sorunlarının bulunduğuna da vurgu yaparak, şunları anlattı:

“Bunun dışında üreticilerimiz bize gittiğim yerlerde sulama ücretlerinin çok yüksek olduğunu ifade ettiler. Bunu Ankara'da anlattım, sulama ücretlerinde indirim istiyorlar, haklı olarak istiyorlar bunu. Ben her ay açıklıyorum, işte bu ayda açıklayacağım elektrik fiyatları biraz fazla yükseliyor. Bugünlerde gübre ve mazotta da biliyorsunuz ciddi zamlar gelmeye başladı ama elektrik fiyatları geçen ay en fazla artan girdi fiyatlarından bir tanesi. Dolayısıyla elektrikte indirim istiyoruz. Cumhurbaşkanımıza anlattım, dedim ki; Sayın Cumhurbaşkanım çiftçilerimiz sosyal güvenlik primlerini ödeyemiyor, asgari ücret sosyal güvenlik primleri artıyor. Dolayısıyla çiftçilerimiz Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan çıkıyorlar. Nasıl çıkıyorlar, odalarından muafiyet name almak suretiyle Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan çıkıyorlar. Bunu nereden anlıyoruz, 1 milyon olan çiftçi sayısı bir-iki sene evvel 1 milyon olan çiftçi sayısı bugün 419 bine düştü Sosyal Güvenlik Kurumu'nda. Bu daha da düşecek bu sene. Dolasıyla orada çiftçilerimize bir destek istiyoruz, çiftçimizi desteklemeden yüksek maliyetlerle üretim yapıyor. Zaman zaman pazarlama sorunu yaşıyor. Doğal afetler vuruyor. Çiftçimizi daha fazla desteklemeden bu ülkede üretim olmaz. Bu ülkeyi kurtaracak olan da tüketim değil üretim, üretim, üretim. Bunun için çiftçiyi sahada tutmamız lazım.”

Bayraktar, sadece hububat alanlarında değil, kavun, karpuz, domates, biber gibi birçok ürünün doludan zarar gördüğünü, bu zararlarında yüzde 100’ler mertebesinde olduğunu sözlerine ekledi.