Yer bilimcilerin yıllardır dillerinde tüy bitti, ancak tehlike her geçen gün biraz daha yaklaşıyor.

53 yılını arazide, fay hatlarının üzerinde geçiren Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Okan Tüysüz, artık "ümitli olmadığını" itiraf ederek, beklenen felaketin boyutlarını en çarpıcı ifadelerle gözler önüne serdi.

Bilimin ışığında yapılan uyarıların yeterince dikkate alınmadığını belirten Tüysüz'ün çizdiği senaryo, megakentte yaşayan milyonların uykusunu kaçıracak cinsten.

Yılların deneyimiyle konuşan Tüysüz, 80 bin binanın yerle bir olabileceği senaryoyu çizdi, "İstanbul içinden çıkılmaz bir hale gelir" diyerek acı gerçeği yüzümüze vurdu.

İstanbul depremine hazırlık! 39 ilçeye 39 vali görevlendirildi

7.2'lik Kırılma "Kaçınılmaz"

Marmara Denizi'nin tabanındaki sessiz bekleyişin büyük bir gürültüyle bozulacağı kesinleşmiş durumda. Nefes'ten Şehriban Kıraç'a konuşan Prof. Dr. Tüysüz, İzmit Körfezi’nin çıkışından, Adalar’ın önünden Büyükçekmece açıklarına kadar uzanan hattın henüz kırılmadığına dikkat çekti. Verilere dayalı yapılan analizlerde, bu hattın harekete geçmesiyle birlikte 7 ile 7.2 büyüklüğünde bir depremin üretilmesinin kaçınılmaz olduğu vurgulandı. Tüysüz, "Depremin büyüklüğünü tahmin edebiliyoruz, ancak burada asıl önemli olan ne kadar nüfusun etkileneceğidir" ifadelerini kullandı.

"O Sokağa Girmek Mümkün Olmaz"

İstanbul'un en büyük handikabı ise sadece depremin büyüklüğü değil, çarpık kentleşme. Esenler, Bakırköy ve Bahçelievler gibi ilçelere işaret eden Tüysüz, durumun vahametini şu sözlerle anlattı: "Depremde bir bina yıkıldığı zaman o sokağa bir daha girmeniz mümkün olmaz."

Gebze'de yıkılan tek bir binanın enkazının, çevre illerden gelen desteklere rağmen ancak bir haftada kaldırılabildiği hatırlatıldı. Olası büyük İstanbul depreminde 80 bin civarında binanın yıkılacağı senaryosunda ise kentte hayatın tamamen duracağı ve kaosun hakim olacağı kaydedildi.

İstanbul depremi yaklaşıyor! İşte en riskli ve güvenli ilçeler-3

Dönüşüm Değil, Nüfus Tuzağı

Yıllardır konuşulan "kentsel dönüşüm" kavramının yanlış uygulandığına da parmak basıldı. Yapılanın kentsel dönüşümden ziyade "binasal dönüşüm" olduğu, sokakların genişletilmesi ve yeşil alan yaratılması gerekirken tam tersinin yapıldığı ifade edildi.

Tüysüz, özellikle Kanal İstanbul projesi üzerinden sert uyarılarda bulundu. Projenin İstanbul'a 1 milyon ek nüfus getireceğine dikkat çekilerek, "Kenti sadeleştirmek yerine dolduruyoruz. Nüfusun üzerine 1 milyon kişi daha eklemek, insanları elinizle afete doğru sürüklemek demektir" değerlendirmesi yapıldı. Tüysüz'ün bu karamsar ama gerçekçi tablosu karşısında, yerel yönetimlerin ve bakanlığın atacağı adımlar endişeyle takip ediliyor.

Muhabir: Yusuf Karahan