Bombaların gölgesinde, barut kokusunun sindiği sokaklarda yaşam mücadelesi veren Gazze halkı, direnişin sadece hayatta kalmak olmadığını bir kez daha kanıtladı. Sağlık sisteminin çökme noktasına geldiği, tıbbi malzeme bulmanın mucize sayıldığı bir coğrafyada, beyaz önlüklerini giyen yüzlerce kahraman ve inançlarına sarılan gençler, yıkıntılar arasından umudu yeniden yeşertti.
- ŞİFA HASTANESİ'NİN ENKAZINDA YEMİN ETTİLER!
İsrail ordusunun defalarca baskın düzenleyip kullanılamaz hale getirdiği Gazze kentindeki Şifa Hastanesi, tarihinin en anlamlı günlerinden birine tanıklık etti.
Tıp eğitimlerini bombardıman altında tamamlayan 168 doktor, düzenlenen törenle uzmanlık sertifikalarını aldı.
Törende duygusal anlar yaşanırken, İsrail saldırılarında hayatını kaybeden sağlık personeli unutulmadı; şehit doktorların fotoğrafları, boş bırakılan sandalyelere yerleştirilerek anıldı.
Gazze'deki Sağlık Bakan Yardımcısı Yusuf Ebu er-Riş, törende yaptığı konuşmada doktorların insanüstü bir çaba gösterdiğine dikkat çekti.
Ebu Riş, mezun olan hekimlerin "en şiddetli acıların içinden, bombardıman altından ve büyük yıkımlardan geçerek" bugüne ulaştığını vurguladı.
Sağlık sisteminin yükünü omuzlayan bu isimlerin, hem binlerce yaralıyla ilgilenip hem de akademik kariyerlerini sürdürmeleri "büyük bir fedakarlık" olarak nitelendirildi.
- "YIKILAN BİNALARI YENİDEN İNŞA EDECEĞİZ!"
Şifa Hastanesi Müdürü Doktor Muhammed Ebu Silmiyye ise uluslararası hukukun hiçe sayıldığına işaret etti.
Hastanelerin hedef alınmasına rağmen eğitim sürecinin durmadığını belirten Ebu Silmiyye, "İsrail, Filistin halkını yok etmeye çalıştı ancak başaramadı. Sağlık personelimiz, yıkılan hastaneleri yeniden inşa edecek iradeye sahiptir" ifadelerini kullandı.
Rantisi Hastanesi Başhekimi Ahmed Basil de törenin, yıkılmış bir binanın içinde yapılmasının dünyaya verilmiş bir mesaj olduğunu kaydetti.
Basil, bu başarının "Filistinliler hayatı seviyor ve tüm şartlara rağmen akademik yolculuklarını sürdürmeye kararlı" anlamına geldiğini aktardı.
Siyonist işgal rejiminin her türlü engellemesine ve camileri yerle bir etmesine rağmen, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Şati Mülteci Kampı tarihi bir güne şahitlik etti.
Eyadi El-Hayr Vakfı ve Kuveyt Alya Hayır Vakfı iş birliğiyle gerçekleştirilen törende, 500 kadın ve erkek hafız tekbirlerle yürüdü.
Bombardıman izlerinin ve yıkılan binaların arasından geçen hafız kafilesi, ellerinde Kur’an-ı Kerim nüshaları ve Filistin bayraklarıyla Gazze’nin sönmeyen meşalesi oldu.
"Gazze Kur'an Hafızlarıyla Çiçek Açıyor" sloganıyla düzenlenen tören, Filistin halkının sarsılmaz iradesini bir kez daha dünyaya ilan etti.
- "BOMBALAR ALTINDA EZBER YAPMAK BİZE GÜÇ VERDİ!”
Törende duygularını paylaşan genç hafızlardan İbtisam Ebu Huveydi, savaşın en zorlu anlarında bile Mushaf’ı elinden bırakmadığını belirterek; "İki yıl boyunca bombalar altında ezber yapmak imkânsız gibiydi ama Kur’an-ı Kerim bize güç ve metanet verdi. Vazgeçmedik, başardık" diye konuştu.
Törene tekerlekli sandalyesiyle katılan anne Muşira Ebu Vatfe ise, "Yoksulluk ve abluka evlatlarımızı Kur’an’dan koparamadı. Bu manzara bizim için en büyük zaferdir" ifadelerini kullanarak Gazze halkının moral kaynağının İslam olduğunu vurguladı.
Etkinliğin sonunda, törene katılan hafızlara teşekkür belgeleri ve sembolik hediyeler takdim edildi.
- GAZZE’DE DİRENİŞ SÜRÜYOR!
Bölgedeki bu umut verici gelişmeler, acı bir tablonun ortasında gerçekleşiyor.
İsrail'in Ekim 2023’te başlattığı ve 2 yıldır aralıksız sürdürdüğü saldırılarda bilanço korkunç boyutlara ulaştı.
Çoğu kadın ve çocuk olmak üzere yaklaşık 71 bin Filistinli yaşamını yitirirken, 171 bin kişi yaralandı.
Hastane, klinik ve sağlık personelini doğrudan hedef alan saldırıların yanı sıra, ilaç ve tıbbi malzeme girişinin engellenmesi bölgedeki insani krizi derinleştiriyor.