Açıklamada, "Biz buradayız, yasımızı bir kenara koyduk, canlarımız için dimdik ayaktayız. Susmayacağız. Kim susarsa, kim geri durursa, bu katliama ortak olur. Bu dava yalnızca bir adalet arayışı değil, bir insanlık sınavıdır. Kartalkaya'da yalnızca canlar değil, güven duygusu da yanıp kül oldu. Ama biz bu küllerden adalet ateşini yeniden yakacağız, evlatlarımız için, insanlık için, bu ülkenin onuru için" ifadelerine yer verildi.

Açıklamada, görevini yerine getirmeyen kamu görevlileri hakkında derhal soruşturma izinlerinin verilmesinin beklendiği vurgulandı.

Bolu Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Otel’de meydana gelen 78 kişinin yaşamını yitirdiği, 133 kişinin yaralandığı yangına ilişkin 19’u tutuklu toplam 32 sanığın yargılanacağı davanın ilk duruşması, Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Bolu Sosyal Bilimler Lisesi Spor Salonu’nda başladı.

Duruşma öncesinde yangın faciasında yakınlarını kaybeden aileler basın açıklaması yaptı.

Açıklama, aileler adına yangında oğlu Ömür'ü kaybeden anne Zeynep Kotan tarafından okundu.

"O gece yalnızca bir yangın çıkmadı, o gece göz göre göre gelen, bile bile yapılan ve engellenmeyen bir katliam yaşandı. Bunun adı ihmal değil, bunun adı cinayettir" ifadelerine yer verilen açıklama şu şekilde:

"Grand Kartal Otel, Kartalkaya'daki en büyük ve en bilinen otellerden biridir. Otelin sahipleri ve yöneticileri binayı avuçlarının içi gibi tanıyorlardı; yangın riskini, güvenlik açıklarını, eksik yangın tüplerini, olmayan yangın merdivenlerini, yıllardır bakımı yapılmayan sistemleri biliyorlardı. Biliyorlardı ki, bir yangın çıkarsa burada insanlar ölecek. Yine de hiçbir önlem almadılar ve ne yazık ki yangın sırasında bile Grand Kartal Otel'in sahipleri, yöneticileri ve çalışanları hiçbir şey yapmadılar. Ne bir uyarı verdiler, ne bir alarm sistemi devreye girdi, misafirler tek bir kelimeyle, tek bir işaretle bile uyandırılmadı. Onlar arabalarını kurtarmaya giderken, bizim canlarımız içeride dumandan boğuluyordu. Biz mi sevdiklerimizi ölümden ölüm beğenirken, otel sahipleri çoktan karşı otele geçmiş, meyvelerini yiyorlardı. Bu nasıl bir umursamazlık, nasıl bir merhametsizlik, nasıl bir vicdansızlıktır?
Biz her şeyi takip ettik, ediyoruz. Olaydan yalnızca bir ay önce hazırlanan ve otelde yangın önlemlerinin eksikliğini açıkça ortaya koyan ancak otel sahiplerinin 'Bu önlemler çok masraflı' diyerek geri çektirdiği denetim raporunu biliyoruz. Bu ihmali göz yuman mal yetkilileri, yangının söylenenden daha erken başladığını, yangın anında yalnızca ayrıcalıklı misafirler için yapılan kurtarma operasyonunu, tüm otel yöneticilerinin ve personelinin kurtulduğunu, bilirkişi raporunda da açıkça belirtilen altın zamanın, canlarımızı kurtarmak için değil, otel sahiplerinin araçlarının çıkarılması için kullanıldığını, karar kılan delilleri silinen kamera kayıtlarını da biliyoruz.
Artık tek bir beklentimiz var: Yargılama süreci şeffaflıkla yürütülsün ve tüm gerçekler gün ışığına çıksın.

"Yasalar çerçevesinde verilmesi gereken bu izinlerin bir an önce verilmesini bekliyoruz"

Biz bugün burada, bu katliamda sorumluluğu bulunan herkesin ve her kurumun hesap vermesini talep ediyoruz. Bugün sanık sandalyesinde oturanlara ek olarak, görevini yerine getirmeyen kamu görevlileri hakkında da derhal soruşturma izinlerinin verilmesini bekliyoruz. Bilirkişi raporunda, bu yangında 1. dereceden sorumlu olduğu belirtilen Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, hiçbir zaman soruşturma izni vermedi. Yasalar çerçevesinde verilmesi gereken bu izinlerin bir an önce verilmesini bekliyoruz.

"Bu ülkenin gençleri çıkar uğruna ölüme terk edildi"

O gece 78 can yitirdik, 36'sı çocuktu. Ölenlerin yaş ortalaması yalnızca 27'ydi, yani hayatlarının daha başındaydılar. Onlar, yeni bir yüzyıla umut atmış kuşağını temsil ediyorlardı, ama 2025'in bir kış gecesinde ihmalin ve açgözlülüğün karanlığında nefessiz bırakıldılar. Biz çocuklarımızı, kardeşlerimizi, torunlarımızı geleceğe hazırlıyorduk, mezara değil. Onların öldüğü yer bir savaş alanı değil, bir tatil oteliydi. Sabah kayak yapacaklardı ama sabaha ulaşamadılar, çünkü o binada bulunanlar ve o binaya göz yumanlar kendi keyifleri ve maddi çıkarları uğruna bu ülkenin gençlerini, çocuklarını bile bile ölüme terk ettiler.

"Kim susarsa bu katlima ortak olur"

Biz buradayız, yasımızı bir kenara koyduk, canlarımız için dimdik ayaktayız. Susmayacağız. Kim susarsa, kim geri durursa, bu katliama ortak olur. Bu dava yalnızca bir adalet arayışı değil, bir insanlık sınavıdır. Kartalkaya'da yalnızca canlar değil, güven duygusu da yanıp kül oldu. Ama biz bu küllerden adalet ateşini yeniden yakacağız, evlatlarımız için, insanlık için, bu ülkenin onuru için."

Bolu Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Otel’de meydana gelen 78 kişinin yaşamını yitirdiği, 133 kişinin yaralandığı yangına ilişkin 19’u tutuklu toplam 32 sanığın yargılanacağı davanın ilk duruşması, Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Duruşma başlamadan söz alan yangında sekiz yakınını kaybeden eski AKP Bolu Milletvekili Mehmet Güner, "En az buradaki suçlu olan insanlar kadar Turizm Bakanı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileri de suçludur" dedi.

Bolu Adliyesi'ndeki duruşma salonlarının kapasitesinin yetersiz kalması nedeniyle Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşma için Bolu Sosyal Bilimler Lisesi Spor Salonu, 700 kişilik duruşma salonuna dönüştürüldü. İç ve dış cepheleri boyatılan salona, güvenlik kameraları yerleştirildi. Son teknoloji ses sistemi oluşturulan salona, UYAP bağlantısı için internet hattı çekildi. Sanık, müşteki sayısı ve taraf avukatlarının fazlalığı nedeniyle ilk duruşmanın bir hafta sürebileceği öğrenildi.

Siyasi parti genel başkanları ve milletvekilleri duruşmada

Duruşmada, tutuklu sanıklar Grand Kartal Otel’in sahipleri, şirket yönetim kurulu üyeleri ve yöneticileri Halit Ergül, Emine Murtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu, Elif Aras, Emir Aras, Zeki Yılmaz, Ahmet Demir, Kadir Özdemir, Cemal Özer, Mehmet Salun ile Bolu Belediyesi Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun ve İtfaiye eri İrfan Acar ile tutuksuz sanıklar, avukatları ile yangında yakınlarını kaybeden müştekiler ve avukatları hazır bulundu.

Geniş güvenlik önlemleri altında başlayan duruşmaya, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM Kartalkaya Otel Yangınını Araştırma Komisyonu'nun Başkanı ve AK Parti Milletvekili Selami Altınok, AK Parti Milletvekili Ali İhsan Yavuz, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, CHP milletvekilleri Sibel Suiçmez, Umut Akdoğan, Ümit Özlale, Mahmut Tanal, Zeliha Aksaz Şahbaz, Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu izleyici olarak katıldı. Duruşmada, İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu, Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu ile bazı baro başkanları da bulundu.

Sanıklar salona girince oğlunu ve torunlarını kaybeden Gülizar Sarıtaş fenalaştı

Duruşma salonuna tutuklu sanıklar getirildikten sonra yangın faciasında oğlu ve iki torununu kaybeden Gülizar Sarıtaş, fenalaştı. Salona sağlık görevlileri getirilirken ilk müdaheleyi CHP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz yaptı. Sarıtaş, kısa süre sonra sağlık görevlileriyle birlikte tedavi için salondan çıkarıldı.

Yangında 8 yakınını kaybeden eski AK Parti milletvekili Güner: "Getirilen sanıklar suçluların bir bölümüdür"

Yangın faciasında 8 yakınını kaybeden eski AK Parti Bolu Milletvekili Mehmet Güner, duruşma başlamadan söz istedi. Hakimin söz vermesi üzerine Güner, "Ben avukat olarak konuşmayacağım o yüzden cübbemi çıkartıyorum. Bu davanın siyasileştirilmesini istemiyorum. Bir avukat olarak suçun şahsiliğine inanıyorum. Bu davada suçlu olanlar en üst cezayı almalı. 78 canın 8'i benim canımdı. Benim oğlum Boğaziçi mezunuydu. Her bir can kıymetliydi. Kendi evladınızı kurtarırken 78 canın yanmasına nasıl razı oldunuz? Biz elbette sizin en ağır şekilde cezalandırılmanız için çaba göstereceğiz ama diğer dünyada da iki elimiz yakamızda olacak. Mahkeme önüne getirilen sanıklar suçluların bir bölümüdür. Ama bu olayda en az suçlu olan insanlar kadar Turizm Bakanı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileri de suçludur. Onların yargılanması için de elimizden geleni yapacağız" dedi.

Usul itirazları nedeniyle duruşmaya ara verildi

Mahkeme Başkanı’nın iddianameyi okuyacağını açıklaması üzerine müşteki avukatları duruşmaya usul yönünden itiraz etti. Müşteki avukatı Ömer Kavili, dosyada elde edilen ses, bilgi, belge ve görüntüleri usulüne uygun koymadığını ifade ederek, "Sayı ve sıra numarası vermemiştir. Bu numaralar verilmeli, her evrak aslına uygundur diye tasdik edilmedi. Bugün mahkemenizin bu duruşmayı açmaya yetkisi yoktur” dedi.

İtirazların değerlendirilmesi için duruşmaya ara verildi. 

13 kişiye, 78 kez "olası kastla öldürme" ve "olası kastla kasten yaralama" suçlarından hapis cezası talebi

İddianamede, Grand Kartal Otel’in sahipleri, şirket yönetim kurulu üyeleri ve yöneticileri Halit Ergül, Emine Murtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu, Elif Aras, Emir Aras, Zeki Yılmaz, Ahmet Demir, Kadir Özdemir, Cemal Özer, Mehmet Salun ile Bolu Belediyesi Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun ve İtfaiye eri İrfan Acar'ın "olası kastla ile sorumlu oldukları" belirtiliyor.

İddianamede ayrıca 13 kişiye, 78 kez "olası kastla öldürme" suçu ile "olası kastla kasten yaralama" suçlarından hapis cezası verilmesi isteniyor.

Aralarında otelin teknik personelleri Tahsin Pekcan, Hüseyin Özer ve Bayram Ütkü yanı sıra mutfak personeli Reşat Bölük, Enver Öztürk ve Faysal Yaver ve iş güvenliği uzmanları Kübra Demir ile Ece Kayacan, Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Yeliz Erdoğan ve eski Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel'in "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.

Muhabir: Haber Merkezi