Her yıl 3-9 Eylül tarihleri arasında kutlanan Halk Sağlığı Haftası kapsamında değerlendirmelerde bulunan Güner, Türkiye’de 2002 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde başlatılan “Sağlıkta Dönüşüm Projesi” ile dünyaya örnek olan bir sağlık sistemine geçildiğini söyledi.
"Dünyanın sağlık başkenti İstanbul"
Türkiye’nin özellikle tedavi hizmetlerinde dikkat çektiğini vurgulayan Güner, “'Dünyanın sağlık başkenti İstanbul' olarak betimlediğimiz bu sistemde, 201 ülkeden 500 bine yakın kişi İstanbul’da sağlık hizmeti almayı tercih etti. Ondan dolayı ‘dünyanın sağlık başkenti’ diyoruz. İstanbul’da yaşayan 16 milyon kişinin sağlığını korumak bizim ana önceliğimiz.” dedi.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun öncülüğünde yürütülen “Sağlıklı Türkiye Yüzyılı Vizyonu” kapsamında geliştiren ve üreten bir sağlık modeliyle hizmet verdiklerini belirten Güner, koruyucu hekimliğe özel önem verdiklerini ifade etti.
1101 aile sağlığı merkezi hizmette
İstanbul’da aile hekimliği uygulamasının 2010 yılında başladığını hatırlatan Güner, “Tüm İstanbul’un dört bir noktasında her bir vatandaşın sağlığını aslında onlardan önce, onların haberi olmadan takip ediyoruz.” dedi.
Kentte geçen hafta 1100’üncü aile sağlığı merkezini açtıklarını, bu hafta da 1101’inci merkezin hizmete gireceğini belirten Güner, 4 bin 900 aile hekiminin görev yaptığını söyledi.
Güner, aile hekimlerinin önemini şu sözlerle vurguladı: “Sağlık avukatları olarak nitelendirdiğim aile hekimlerine kişiler hem hastalıkta hem sağlıkta başvurabilir.”
Yılbaşından bu yana İstanbul’da yapılan 84 milyon muayenenin 25 milyonunun aile hekimliklerinde gerçekleştirildiğini kaydetti.
"522 kanser hastasını hayata tutundurduk"
Aile hekimlikleri ve sağlıklı hayat merkezlerinde kanser taramalarının sürdüğünü aktaran Güner, özellikle rahim ağzı, kolon ve meme kanserlerinde erken teşhisin öncelikli olduğunu dile getirdi.
“2025 yılının ilk gününden itibaren 252 bin 569 kanser taraması yapmışız. Son iki yılda aile hekimine başvurmuş veya aile hekiminin tavsiyesiyle taramasını yaptırmış 522 kanser tanılı hasta bulunuyor. Bunlar erken teşhis aldılar.” dedi.
İstanbul’da kanser taraması sonrası hastaların yalnız bırakılmadığını anlatan Güner, “Eğer siz taramanızı aile hekimliğine yaptırdıysanız riskli çıktığınız noktada ileri teşhisinizi… yaşam koçları dediğimiz personelimiz alıyor. Biz bununla 522 kişiyi, şu anda hayata tutundurmuş oluyoruz.” ifadelerini kullandı.
Çocuk sağlığına özel takip
Güner, çocukların doğumdan itibaren aile hekimliklerinde koruyucu sağlık hizmetiyle takip edildiğini vurguladı.
Bu yıl İstanbul’da 13 hastalığa karşı 2 milyon 421 bin doz çocukluk çağı aşısı uygulandığını açıklayan Güner, Türkiye’de aşılama oranının yüzde 95’in üzerinde olduğunu kaydetti.
Yenidoğan bebeklerden alınan topuk kanıyla 5 genetik hastalık tarandığını belirten Güner, “Yılbaşından itibaren 75 bin çocuğun topuk kanını taradık. 291 bebekte kalıtsal hastalık tespit edildi. Allah’ın izniyle bu çocuklarımız çok güzel bir şekilde, arkadaşları gibi yaşamlarına devam edecekler.” dedi.
Otizm, SMA ve obeziteyle mücadele
Otizm tarama programı kapsamında bu yıl 94 bin 492 çocuğun değerlendirildiğini açıklayan Güner, 3 bin 764’ünün riskli bulunduğunu, bu çocukların aileleriyle birlikte tedavi ve rehabilitasyon süreçlerinde desteklendiğini aktardı.
Evlilik öncesi SMA taramasıyla da 2021’den bu yana 413 bin 300 numune alındığını, bunlardan 27 bin 605’inde risk bulunduğunu belirtti.
Bağımlılık ve obeziteyle mücadeleye de değinen Güner, Sağlıklı Yaşam Merkezlerinde bu alanda koruyucu sağlık hizmetleri sunduklarını söyledi.



