2000'li yıllar... 25 sene evvel...

Siyonizm, işgalciler ve küresel güçler bir kere Irak'ı işgal etmeye karar verdiler, ya...

Bahane arıyorlar!

Nasıl yaparız ne ederiz de Irak'ın toprak bütünlüğünü darmadağınık ederiz diye...

Dümen üstüne dümenler...

Yalan üstüne yalanlar...

Ama ne çakma palavralar!

O palavralardan en ünlüsü "Irak'ta kimyasal silahlar var, bu dünya barışı için büyük tehlike, hem de en büyük tehlike..." yalanı idi...

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) Başkanı Muhammed El Baradey, dünya çapında nükleer silahların yayılması karşıtı yaptığı mücadele ile biliniyor.

Mısırlı diplomat, Saddam Hüseyin dönemi Irak gibi, uluslararası nükleer tartışmaların merkezindeki adam olarak tanınıyor.

El Baradey, ABD'nin Irak'a karşı başlattığı saldırı öncesi, Irak'ın nükleer ve kimyasal silah kapasitesine ilişkin hazırladığı raporlar nedeniyle ABD yönetiminin tepkisini çekmişti.

Zira, Baradey, hazırladığı raporda Irak'ta kimyasal silah olmadığı kanaatine varmıştı.

Doğru olan da buydu...

Ama kurt bir kere kuzuyu yemeye karar vermişti...

Ve sonuçta koalisyon güçleri ile birlikte ABD Irak'ı işgal etti.

Milyonlarca Müslüman katledildi.

Iraklı yüz binlerce kadına tecavüz edildi.

Yüz binlerce çocuk yetim ve öksüz kaldı.

***

Eski AK Partili Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül bu süreçte, "İncirlikten Irak'a 4.900 sorti yapıldı!" açıklamasında bulundu.

Ve... Irak devlet olmaktan çıktı... Parçalı bir yapı oldu..

ASIRLAR GEÇSE UNUTULMAYACAK İŞGAL VE KATLİAM!

Irak'ın işgali sırasında ABD ve koalisyon ortaklarının katliamları, tecavüzleri asırlar geçse de unutulmayacak.

İşte bunlardan birisi yıllar sonra çıktı ortaya!

Şu satırlara dikkat;

"Irak'ın Hadisa kasabasındaki evin ön kapısı kurşun delikleriyle dolu. Arka yatak odasında, ailesinin vurulduğu yatağın üzerinde renkli bir yatak örtüsü var.

ABD deniz piyadeleri 19 Kasım 2005'te evlerine girip ateş açarak Safa dışındaki herkesi öldürdüğünde beş kardeşi, annesi ve teyzesiyle birlikte buraya saklanmıştı.

Babası ön kapıyı açtığında vurularak öldürülmüştü.

Bir adli tıp uzmanına göre, Safa'nın ailesinin öldürülmesinde hiç yargılanmamış iki deniz piyadesinin de dahil olduğuna dair kanıtlar ortaya çıktı.

Kanıtlar çoğunlukla cinayetlerin ardından verilen ifadeler ve tanıklıklara dayanıyor.

Yeni bilgiler, o günkü olaylarla ilgili Amerikan soruşturmasının güvenilirliği konusunda şüphe uyandırıyor.

ABD silahlı kuvvetlerinin bu konuda nasıl hesap vereceği konusunda önemli sorular ortaya çıkarıyor.

Safa'nın ailesinin de öldürüldüğü olaylar, ABD Deniz Piyadeleri'nin dört kadın ve altı çocuk dahil 24 Iraklı sivili öldürdüğü Hadisa katliamı olarak biliniyor.

Üç eve giren askerler, içerideki neredeyse herkesi, ayrıca araçtaki şoförü ve dört üniversite öğrencisini öldürdü.

Olay, ABD'nin Irak savaşındaki en uzun savaş suçları soruşturmasını tetikledi ancak katliama katılan hiçbir asker ceza almadı.

Daha sonra ABD Savunma Bakanı da olan dönemin komutanlarından James Mattis, olaya karışan askerlerin "masum" olduğunu savundu.

Deniz piyadeleri yol kenarına yerleştirilen bir bombanın patlamasının ardından açılan ateşe karşılık verdiklerini, bu sırada ekiplerinden bir kişinin öldüğünü ve iki kişinin de yaralandığını iddia etti.

Ancak o sırada 13 yaşında olan Safa şunları anlatıyor: "Hiçbir şeyle suçlanmamıştık. Evde silahımız bile yoktu."

Safa, kız ve erkek kardeşlerinin küçük bedenleri arasında ölü taklidi yaparak hayatta kalmış. En küçüğü üç yaşındaymış. "Tüm ailemden hayatta kalan tek kişi bendim" diyor.

Dört deniz piyadesi başlangıçta cinayetle suçlandı ancak olaylarla ilgili çelişkili ifadeler verdiler.

Zaman içinde ABD askeri savcıları üçü hakkındaki suçlamaları düşürerek onlara dokunulmazlık verdi.

Böylece manga lideri Başçavuş Frank Wuterich 2012 yılında yargılanan tek kişi olarak kaldı.

O sırada er olan ve hiçbir zaman suçlanmayan Mendoza, denizcilere ön kapıyı açan Safa'nın babasını öldürdüğünü itiraf etti.

Bir avukat ona "Ellerini gördünüz mü?" diye sordu. Mendoza "Evet efendim" diye yanıtladı ve Safa'nın babasının silahlı olmadığını doğruladı. "Ama yine de onu vurdunuz?" sorusunun üzerine Mendoza "Evet efendim" dedi.

Mendoza, resmi ifadesinde ilk olarak eve girdikten sonra Safa ve ailesinin bulunduğu yatak odasının kapısını açtığını ancak içeride sadece kadın ve çocukların olduğunu görünce içeri girmeyip kapıyı kapattığını iddia etmişti.

Ancak Wuterich'in duruşmasında yeni keşfedilen bir ses kaydında Mendoza farklı bir ifade veriyor ve yatak odasına yaklaşık 2,5 metre yürüdüğünü söylüyor.

Şimdi 33 yaşında olan Safa hala Hadisa'da yaşıyor ve üç çocuğu var. Ailesinin ölümünden dolayı hiçbir Amerikan askerinin cezalandırılmamasını anlayamadığını söylüyor.

Mendoza'nın videosunu kendisine gösterdiğimizde, "Olay gerçekleştiği andan itibaren hapse atılmalıydı, gün ışığını görmemeliydi" diyor.

"Sanki geçen yıl olmuş gibi. Hala bunu düşünüyorum" diyor ailesinin öldürüldüğü gün için.

"Bunu yapanların sorumlu tutulmasını ve yasalar tarafından cezalandırılmasını istiyorum. Neredeyse 20 yıldır yargılanmadılar. Asıl suç bu."

BİR SKANDAL BİR DE İLGİNÇ BİR DURUM!

* Skandal olan, bir işgalci ABD askerlerinin hiç günahsız, silahsız, masum Iraklı aileyi katletmesi! Ve bugüne kadar hesap vermemesi. Yetkili makamlar tarafından da bu katillerin masum addedilmesi!

* İlginç olan da şu ki, böyle bir haberi, o günlerde ABD'nin koalisyon ortağı olan İngiltere devletinin bir medya kuruluşu olan BBC'nin ayrıntılı olarak irdelemesi, işlemesi...

Kaynak: Haber Merkezi