Bugün Gazetesinin dünkü başlığı  "işte ihanet" idi. "Yarbayım çok PKK‘lı vuruluyor, Heron‘u düşürün".

Teröristlere "kendi adamlarımız" diyen üsteğmen ile yarbayın konuşmasını MİT tespit ediyor.

Üsteğmenin "çok zayiat veriyoruz. Ya koordinatları değiştirin ya da Heronları düşürün" talebi ve yarbayın  "çaresine bakarız"cevabı.

Ekim 2007‘de olayı tespit eden MİT, durumu Genelkurmay‘a bildirir.

Ne ki Askeri savcı işlem yapmaya gerek görmez.

Askerden dönenler, bu tip olaylar anlatırlardı.

İnanmazdık.

Kadınların doğum hikâyeleri, erkeklerin asker öyküleri bitmez der, pek ilgilenmezdik.

Fakat o olayı yaşarcasına genç asker, yeminler ederek anlatırdı:

"Tam teröristleri sıkıştırdık, ölen arkadaşlarımızın intikamını alacağız, komutandan emir gelirdi, "bırakın onları" diye, bırakırdık".

Sıcaklarda güneş başına geçti herhalde derdik.

Hiç komutan can almış teröristleri bırakır mı diye, düşünürdük.

Ne ki MİT raporları da bu anlatılanları doğrulamakta.

Son yıllardaki olaylar, 12 Eylül‘e götüren vak‘aları ne kadar çağrıştırmakta.

Ergenekon‘un bugün teröristlerle yaptığı işbirliği, o zaman da sahne almıştı.

Ne ki teknoloji o vakitler, bugünkü kadar kuvvetli olamadığı için hain şifre çözülememişti.

Ancak otuz yıl sonra Haluk Kırcı, askerler tarafından kullanıldıklarını açıkladı.

Çatlı‘nın kızı da yazdığı kitabında babasının kullanıldığını anlattı.

Otuz yıl öncemizi karartanları tanıyamadık bile.

Sahnedeki figüranları bildik, asıl aktörler karanlıklarda kaldı.

İki dudakları arasından kan kusan katiller, ocaklar söndürdü.

Memleket evlatları silahlarla tarandı.

Üniversitelere, kürsülere, kahvehanelere bombalar atıldı.

Kurtarılmış bölgelere, ötekiler adım atamadı.

Vatan millet adına direnenler, ortadan kaldırıldı.

Bir onlardan, bir bizden mantığı ile kendi adamları bile katledildi.

Oluk oluk kan akarken kurtarıcı ortaya salınıverdi.

Şimdi de milletin el kadar bebeleri, kınalı kuzular gibi; horonlarla, halaylarla askere yollanmakta.

Vatan sevgisini bile kanlı pazarlarda satanlar, kınalı kuzuları katlederek, şehit kanı üzerinden kaos planlamakta.

Ne kadar vatan evladı ölürse.

Ne kadar ana ağlarsa.

O kadar gülmekte baykuşlar.

Ne ki ikbal tahtlarını hazırlayan o hain kan tuzakları, bazen teknolojiye takılmakta.

Teröristlere  "kendi adamlarımız" diyen hainler, yakayı ele verdikçe.

Karanlık düğümler çözülmekte.

Muhabir: Haber Merkezi