Türkiye, 2026 yılına asgari ücrette yaşanan hayal kırıklığıyla giriyor.
Haftalar süren pazarlıklar neticesinde açıklanan 28.075 TL’lik rakam, sadece mutfaktaki yangını söndürmeye yetmemekle kalmadı; aynı zamanda Milli Görüş hareketinin banisi, 54. Hükümetin Başbakanı merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın "faizci kapitalist nizam" olarak tarif ettiği sistemin emekçiyi nasıl bir darboğaza sürüklediğini de tescilledi.
Sosyal medyada ve meydanlarda yükselen sesler, 54. Hükümet döneminde işçiye, memura ve emekliye verilen yüzde 100’ü aşan tarihi zamları hatırlatırken; Erbakan Hoca’nın "İşbirlikçi düzen partileri halka refah değil, sadece nefes alacak kadar pay verir" tespiti bugün yeniden pusula niteliği kazandı.
- “KENDİNİZ KESECEK KASABI SEÇMEYİN!”
Vefatının üzerinden yıllar geçmesine rağmen Erbakan Hoca, geçmişte yaptığı feraset dolu tespitleriyle yol göstermeye devam ediyor.
Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik darboğazda, Erbakan Hoca’nın "işbirlikçi düzen" partilerine yönelik yaptığı uyarılar, sosyal medyada ve kamuoyunda yeniden yankı uyandırdı.
Siyonist düzenin ve faizci kapitalist sistemin partiler üzerindeki etkisini her fırsatta dile getiren Erbakan Hoca, halkın medya illüzyonlarıyla nasıl yönlendirildiğini çarpıcı bir benzetmeyle anlatmıştı.
Seçmenin, algı operasyonlarıyla kendi aleyhine çalışacak partilere oy vermesini eleştiren Erbakan, şu ifadeleri kullanmıştı:
"Oy verirken kendinizi kesecek kasabı seçmeyin saf koyun gibi..."
- “TEK ÇIKIŞ YOL: MİLLİ GÖRÜŞ!”
Milli Görüş lideri, düzen partilerinin temel meselelerde birbirlerinden farkı olmadığını sık sık vurgulamıştı.
Günümüzde suni gündemlerle oluşturulan kutuplaşma ortamında, Erbakan’ın bâtıla hizmet eden partileri aynı kefeye koyduğu sözleri, "Milli Görüş"ün tek alternatif olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Erbakan Hoca sık sık yaptığı konuşmalarında; isimler değişse de zihniyetin değişmediğini, "Hakkı üstün tutan" Milli Görüş zihniyeti dışındaki tüm yolların "Batı taklitçiliği" ve "işbirlikçilik" noktasında birleştiğini her defasında işaret etmişti.
- İŞTE ERBAKAN HOCA’NIN O TARİHİ UYARISI!
Türk siyaseti suni meseleler ile halkı oyalarken, Erbakan Hoca’nın arşivlerden çıkan ve bugüne ayna tutan açıklamaları sosyal medyada gündem oldu.
Seçmenin günlük hayatta en küçük alışverişte bile hakkını aradığını; ancak ülkenin geleceğini belirleyen kararlarda aynı hassasiyeti göstermediğini dikkat çekici bir örnekle dile getiren Erbakan Hoca, söz konusu konuşmasında şu çarpıcı ifadelere yer vermişti:
“Oy verirken kendinizi kesecek kasabı seçmeyin saf koyun gibi…
Bir bakkaldan soğan alırken bile eğer bakkal bizim torbamıza soğanın bozuğunu koyuyorsa, ‘arkadaş bu bozuğu koyma benim torbama’ diyoruz.
Peki, bu şehitler diyarı, bu bütün insanlık için en büyük görevi yapacak olan şu ülkeyi kim yönetecek dendiği zaman bu araştırmayı yapmaya mecbur değil miyiz?
Mecburuz…
Eğer bir insan bu araştırmayı yapmazsa, futbol takımı tutar gibi bu bâtıl partileri tutarsa onun gözü yumuk verdiği oy; ‘Ya Rabbi ben belamı istiyorum’ diye verilen odur.
Cenab-ı Hakkı’nda ilahi adaleti gereği; ‘öyle mi ya kulum, al belanı’ der.
50 yıldır bunun için inim inim inliyoruz."