Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye ve ABD arasında Stratejik Sivil Nükleer İşbirliği Mutabakat Zaptı imzalandığını duyurarak, "Türkiye ile ABD arasındaki köklü ve çok boyutlu ortaklığı nükleer enerji alanında daha da derinleştirecek yeni bir süreci başlattık" dedi.
Bakan Bayraktar’ın açıklamalarına göre; ABD ile doğalgaz anlaşması yapıldığı ve bu kıştan itibaren bu gazın kullanılacağını söyledi. Anlaşma
2045 yılına kadar bu devam edecek.
Amerikan The Wall Street Journal (WSJ) haberine göre anlaşmanın toplam maliyeti 43 milyar dolar...
ABD Mİ RUSYA MI?
Bu anlaşmadan hemen sonra Rusya'dan önemli bir doğalgaz açıklaması geldi.
Kremlin, Türkiye ile enerji işbirliğinin sürdüğünü duyurdu. TürkAkım ve Mavi Akım doğalgaz hatlarının faaliyetlerine devam ettiği belirtilirken, Trump’ın ithalat baskısının ardından yapılan açıklama dikkat çekti.
Rusya, Türkiye ile enerji alanındaki işbirliğinin sürdüğünü duyurdu. Yapılan açıklamada, "TürkAkım ve Mavi Akım doğalgaz boru hatları faaliyetlerine devam ediyorlar" ifadeleri kullanıldı.
Açıklama, ABD Başkanı Donald Trump’ın müttefiklerine Rusya’dan petrol ve doğalgaz ithalatını durdurmaları yönünde baskı yapmasının ardından geldi.
Trump ise Türkiye’nin Rusya’dan enerji ithalatını durdurma talebini kabul edeceğine inandığını dile getirmişti.
M. RECAİ KUTAN NE YAPMIŞTI?
Dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olan Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Üyeliği ESAM Genel Başkanlığı yapan, Prof. Necmettin Erbakan'ın yakın dava arkadaşlarından Recai Kutan, Bakanlığı döneminde İran’la doğalgaz müzakerelerine başladıktan sonra ABD’li bakanların kendisini ziyarete geldiğini söyledi. Merhum Kutan hemen akabinde yaşananları şu cümlelerle anlattı:
"28 Şubat döneminde 54. Erbakan Hükümeti Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanı idim. Enerji alanında en büyük sıkıntı, doğalgaz yetersizliği idi.
Bunun için gaz temininde bir ülkeye bağımlı olmamak, güvenilir ve ucuz gaz temin edebilmek maksadı ile yaklaşık 11,5 ay süreli bakanlığım sırasında Irak, İran, Mısır, Yemen, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan ziyaretlerimde bu ülkeler ile ön anlaşmalar imzaladık.
Acil ihtiyacımızı karşılamada İran’a öncelik verdik. Çünkü İran’da Tebriz’e kadar ulaşmış bir doğalgaz boru hattı vardı.
Tebriz’le Doğubeyazıt arasında yaklaşık 80 kilometrelik bir boru hattı inşa edildiğinde İran doğalgazı çok kısa bir süre içerisinde Türkiye’ye ulaşabilecekti.
Bu konuda İran ile müzakereye başladığımızda ABD’den iki bakan beni ziyaret edip, “Bizim D’Amato yasamıza göre İran ile yılda 300 milyon dolardan fazla bir ticaret yapan kurumlar hakkında bazı önleyici tedbirler alıyoruz. Onun için İran’dan doğalgaz almamanızı öneriyoruz. Arzu ederseniz biz ihtiyacınız olan gazı başka kaynaklardan temin edebiliriz” dediler.
Kendilerine, “Süratli, güvenilir ve ucuz her alternatifi müzakere edebiliriz. İhtiyacımızı hangi kaynaktan karşılamayı düşünüyorsunuz” diye sorduğumda, “Katar’dan sıvılaştırılmış doğalgaz olarak sağlayabiliriz” diye cevapladılar. “Bu alternatifte doğalgaz fiyatı İran’dan oldukça pahalı olacaktır. Aradaki fiyat farkını herhalde karşılayacaksınız?” soruma ise, “Biz niye karşılayalım. Biz size sadece gaz temininde yardımcı oluruz” dediklerinde, “Peki, biz niçin ucuzu varken pahalı bir çözümü kabul edelim?” deyip İran konusundaki kararlılığımızı açıkladım. Bunun ardından
Tahran’da gaz anlaşmasını imzaladık. Bu ve benzeri davranışlarımız şüphesiz ki Amerika yönetimini ürküttü..."
İşte Milli Görüş'ün yoğurt yiyişi tam olarak bu şekildeydi...
---