Meclis’teki Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmaları sürerken, masaya konulan raporlar üzerinden başlayan tartışma alevlendi.
DEM Parti kanadından gelen "SHP'nin 1989 raporunun gerisinde kaldınız" eleştirisi, CHP cephesinde karşılık buldu. Ankara kulisleri, iki parti arasındaki bu "beklenti ve gerçeklik" çatışmasını konuşuyor.
Emir, hazırladıkları metnin sadece tek bir başlığa sıkıştırılamayacağını belirterek, "Raporumuz bir 'Kürt Raporu' değildir, o gözle değerlendirilmesi de isabetli olmaz" çıkışını yaptı.
"Torbanın İçinde İhale Yasası Var"
Tuncer Bakırhan, İlke TV'de yaptığı değerlendirmede CHP’nin 53 sayfalık çalışmasını sert sözlerle hedef almıştı. "Hangi partinin üzerinde baskı yok? Binlerce arkadaşımız içeride" diyerek sitem eden Bakırhan, raporun içeriğine dair şaşkınlığını gizleyemedi.
Bakırhan, CHP'nin çalışmasını şu sözlerle eleştirmişti:
"53 sayfanın sadece bir sayfasında Kürt meselesi var. Hadi iki olsun. Bu torbanın içerisinden kamu ihale mevzuatı düzenlemesi çıkıyor. 100 yıllık mesele ile teknik meselenin yan yana durmasının mantığını anlamakta zorlanıyoruz. CHP rapor yazacaksa 89'da SHP'nin yazdığı raporu güncellesin."
"Kürt Raporu Değil, Eşitlik Raporu"
Bu eleştirilere yanıt gecikmedi. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, komisyonun kuruluş amacının demokrasi, hukuk devleti ve toplumsal barış olduğunu hatırlattı. Hazırladıkları metnin odağında "Her bir bireyin kendini eşit hissettiği bir Türkiye" olduğunu vurgulayan Emir, raporun kapsamını şu sözlerle savundu:
"Raporumuzun her sayfasında ötekileştirilenler, adaletsizliğe uğrayanlar, temel hakları engellenenler vardır. Dolayısıyla Kürtler, Türkler, Aleviler, Sünniler, kendini öteki tanımlayan herkes vardır."
Beklenen "Eve Dönüş" Yasası
Emir, DEM Parti'nin beklentisi olan "Kürt Sorunu Raporu" tanımını ise kesin bir dille reddetti. Metnin bir "Kürt Raporu" olmadığını, bu nedenle o perspektifle incelenmesinin yanlış sonuçlar doğuracağını kaydetti.
Ayrıca kamuoyunda "eve dönüş yasası" olarak bilinen düzenleme için hazırlıkları olduğunu, ancak sağlıklı bir başlangıç için adalet bürokrasisinin çalışmalarını beklemeyi uygun gördüklerini ifade eden Emir, CHP'nin terörü kalıcı olarak bitirmek için atılacak adımların öncüsü olmaya kararlı olduğunu belirtti. İki parti arasındaki bu "yöntem ve içerik" tartışmasının, Meclis Genel Kurulu'ndaki yasa görüşmelerine nasıl yansıyacağı ise şimdiden merak konusu oldu.
