Hazırlanan taslakta CHP’nin iktidara gelmesi durumunda uygulayacağı politikalara ilişkin önemli detaylar var. Kamuoyuyla paylaşılan taslakta tepki çeken detaylar da gözden kaçmıyor. Özellikle son yıllarda ülkemizin baş belası olan hatta Amerika başta olmak üzere birçok ülkede tehlikesi fark edilen ve yasaklamalar getirilen sapkın akımlar CHP Parti Programında üstü örtülü de olsa yer bulmuş gibi gözüküyor.
'Sosyal Devlet' başlığı altında toplumsal refah için güçlü ve hak temelli sosyal politikalar geliştireceğini vadeden CHP parti programında, “toplumsal cinsiyet eşitliği”ne dair ifadeler bulunuyor. Parti genel merkezinde kamuoyu ile paylaşılan parti programında “Cinsel yönelim” ve “cinsiyet kimliği temelli ayrımcılıkla mücadele” vurgusu dikkat çekerken, 'Toplumsal Cinsiyet Eşitliği' başlığı altındaki kısımda, “Cumhuriyet Halk Partisi’ne göre toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması temel bir insan hakları konusudur. Toplumsal cinsiyet eşitliği, herkesin cinsiyetinden bağımsız olarak haklara, fırsatlara, kararlara ve kaynaklara eşit erişebilmesini hedefler. Kadın erkek eşitliği, demokrasinin temel kriteri ve kalkınma hedeflerine erişmenin itici gücüdür. Cumhuriyet Halk Partisi, Atatürk’ün eşitlik vizyonundan aldığı ilhamla, kadınların hayatın tüm alanlarına eşit ve özgürce katıldıkları, kendi hedeflerini ve potansiyellerini gerçekleştirme olanağına sahip oldukları bir toplum yapısını hedefler. Kadını toplumun eşit bir öznesi olarak gören anlayışla, kadının güçlenmesini sağlayacak politikalar bütüncül olarak hayata geçirilecektir” deniliyor.
İşte aynı programın farklı yerlerinde geçen ve tepti çeken diğer ifadeler:
“Cinsiyet, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim temelli her türlü ayrımcılık ortadan kaldırılacak; herkesin adalete, sağlığa, eğitime, istihdama ve kamusal hizmetlere eşit erişimi sağlanacaktır. Evde, okulda, iş yerinde, siyasal yaşamda, kısacası hayatın her
“Herkesin kendini devletin eşit ve onurlu bir yurttaşı olarak hissetmesi demokrasi vizyonumuzun temelidir. Kimsenin yaşından, cinsiyetinden, kimliğinden, inancından, cinsiyet kimliği ve cinsel yöneliminden, sosyoekonomik durumundan, engelli olma halinden, dünya görüşünden, yaşam tarzından ve benzeri sebeplerden dolayı dışlanmadığı, baskı altına alınmadığı bir düzen inşa edilecektir. Hiçbir yurttaşın kimliğini gizlemek zorunda kalmaması temel önceliğimiz olacaktır”
“Engellilik hali, yaş, cinsiyet, kimlik, yaşam tarzı, sosyal ve ekonomik koşullara dayalı her türlü sosyal dışlanma ve ayrımcılıkla mücadele edilecek; yasal düzenlemelerle birlikte kapsayıcı sosyal politikalar uygulanacaktır. Dezavantajların ortadan kaldırılması temel hedeftir. Bölgeler, kuşaklar, cinsiyetler arası adalet ve eşitlik hedeflenmektedir. Tüm dezavantajlı kesimlere yönelik eğitim, sağlık, istihdam, barınma ve sosyal hizmetlere eşit erişimi garanti altına alan politikalar uygulanacaktır”
Öyle gözüküyor ki, ana muhalefet partisi de iktidarın açtığı LGBT-İ derneklerini kapatmayı değil ülkemizin başına bela olan sapkınlığa yol vermeyi vadediyor. Oysa, tehlikenin farkına varan Amerika başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesi ve hatta Rusya sapkın akımlara karşı ciddi yaptırımlar getiriyor.