Kararda borçlunun temyiz itirazlarının kamu düzeni kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozuldu. 6762 sayılı eski Türk Ticaret Kanunu’nun 688/6 maddesinde düzenleme yerinin bulunmasının zorunlu olduğuna dikkat çekildi. Ayrıca İcra İflas Kanunu 170/a-2 gereğince mahkemelerin bu hususu resen incelemekle yükümlü olduğu vurgulandı.
Süreç Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi’nde açılan bir dava ile başladı. Borçlunun talebi ilk derece mahkemesinde reddedildi. İstinaf aşamasında borçlu gerekçeli başvuru yapmadığı için inceleme kamu düzeniyle sınırlı kaldı. Mahkeme, herhangi bir aykırılık görmeyerek kararı onadı. Ancak Yargıtay’ın değerlendirmesi farklı yönde oldu. Eksik senedin haciz işlemlerinde geçerlilik vasfı taşımadığı hükme bağlandı. Bununla birlikte haciz işlemlerinin mahkeme kararına dayanması gerektiği bir kez daha vurgulandı.
Kararın Hukuki Değerlendirmesi
Yargıtay’ın yaptığı değerlendirme, senetlerde zorunlu unsurların eksik olması halinde işlem yapılamayacağını açık şekilde gösteriyor. Düzenleme yerinin bulunmaması senedin geçerliliğini ortadan kaldırıyor. Bu durum haciz işlemlerinin de hukuka aykırı hale gelmesine neden oluyor.
Kamu Düzeni Vurgusunun Önemi
Temyiz incelemesinin kamu düzeni kapsamında kabul edilmesi, mahkemenin kararında ciddi bir hukuki problem olduğunu ortaya koyuyor. Kamu düzenine aykırılık, Yargıtay’ın bozma kararı vermesinde belirleyici unsur oldu.
Uygulamadaki Etkiler
Bu karar, borçlu aleyhine yürütülen takiplerde önemli bir emsal teşkil ediyor. Eksik senetle yapılan işlemlere karşı yeni bir hukuki dayanak oluştu. Haciz işlemlerinin mahkeme kararına dayanma zorunluluğu bir kez daha teyit edildi. Kararın icra takip süreçlerinde geniş bir yansıma oluşturması bekleniyor.