Kültür-Sanat

Anadolu’nun 2 bin 600 yıllık lezzet mirası: Amasya’da tarihi tandır keşfi!

Amasya’daki Oluz Höyük kazılarında gün yüzüne çıkarılan 2 bin 600 yıllık tandır, Anadolu insanının mutfak kültürünün ne denli köklü olduğunu bir kez daha kanıtladı. Prof. Dr. Şevket Dönmez, “Bugünkü tandırlardan tek farkı yaşı” diyerek kadim geleneğe dikkat çekti.

Abone Ol

Medeniyetlerin buluşma noktası Anadolu, toprağın altından tarih fışkırtmaya devam ediyor.

Amasya’da tam 19 yıldır büyük bir titizlikle sürdürülen kazı çalışmalarında, Türk mutfak kültürünün temel taşlarından biri olan tandırın 2 bin 600 yıl önceki izlerine rastlandı.

İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevket Dönmez başkanlığında yürütülen çalışmalarda elde edilen bulgular, sofralarımızın vazgeçilmezi olan lezzetlerin binlerce yıllık bir geçmişe sahip olduğunu gözler önüne serdi.

- "GELENEK HİÇ BOZULMAMIŞ!”

Kazı başkanı Prof. Dr. Dönmez, buluntular üzerine yaptığı açıklamada, toprağın altına yerleştirilen tandır gövdesinin bugünkü Anadolu köylerinde kullanılanlarla birebir aynı olduğunu vurguladı.

Dönmez, “Bu tandır, bugün Anadolu’nun dört bir yanında ekmek pişirmek için kullanılan ünitelerin atasıdır. Tek farkı, tam 2 bin 600 yıllık olmasıdır” ifadelerini kullanarak, kültürel devamlılığın altını çizdi.

- MUTFAĞIN DEMİŞBAŞI: TEZGÂH TAŞI VE BUĞDAY!

Sadece bir pişirme ünitesi değil, tam teşekküllü bir mutfak düzeninin varlığına işaret eden buluntular arasında; hamur açmak ve buğday öğütmek için kullanılan tezgâh taşı da yer alıyor.

Bu keşif, Anadolu insanının yerleşik hayata geçtiği Neolitik dönemden bu yana ekmek ve tahıl ürünlerine verdiği önemi simgeliyor.

- SARAY MUTFAĞINDA KEŞKEK İZİ!

Prof. Dr. Dönmez, iki yıl önce aynı bölgede Pers dönemine ait bir saray mutfağında buldukları toprak tencereyi de hatırlatarak heyecan verici bir tespitte bulundu.

Tencere içerisinde bulunan kemik parçaları ve tahıl tanelerinin, Anadolu’nun milli yemeği keşkek olduğuna dikkat çeken Dönmez, şunları kaydetti:

“Muhtemelen o dönemde de keşkek bu tandırlarda pişiriliyordu. Bu keşifler, mutfak kültürümüzün ne kadar köklü ve kadim olduğunu bizlere bir kez daha gösteriyor.”