Aylardır kuyumcu ekranı ile banka ekranı arasındaki farka bakıp şaşıran, "Hangisi gerçek fiyat?" diye soran vatandaş için tablolar değişti. Yaz aylarında alev alan altın talebi yerini sakinliğe bırakırken, piyasadaki o meşhur "makas" da sessiz sedasız daraldı. Reuters'ın işlemcilere dayandırdığı son veriler, suların durulduğunu ve fiyatların rayına oturduğunu gösteriyor.
Uluslararası piyasa ile Kapalıçarşı arasındaki fiyat uçurumu, talepteki düşüş ve Merkez Bankası'nın hamlesiyle tarihsel ortalama olan yüzde 1,5 seviyesine geriledi.
Fark Yüzde 5'ten 1,5'e İndi
Küresel piyasalarda eylül ayında başlayan rüzgar, altının ons fiyatını 3 bin 500 dolar seviyelerinden alıp ekim ayında 4 bin 381 dolarla tüm zamanların zirvesine taşımıştı. O günlerde Türkiye iç piyasasında fiziki altına ulaşmak isteyenler, küresel fiyata göre yüzde 5'i aşan bir "ekstra" ödemek zorundaydı.
Ancak rüzgar dindi. Ons altının 4 bin 200 dolar seviyelerinde yatay seyre geçmesiyle birlikte bu fark, yüzde 1,5 civarına, yani piyasanın "alışılmış" tarihsel ortalamasına geri döndü.
Talep Düştü, Arz Arttı
Peki ne oldu da tansiyon düştü? Piyasa kaynakları, bu normalleşmeyi birkaç kritik nedene bağlıyor. Özellikle Kur Korumalı Mevduat (KKM) bakiyesindeki erime ve yaz aylarındaki o yoğun yerel talebin sona ermesi piyasayı rahatlattı. Kapalıçarşı esnafı da son haftalarda döviz ve altına olan hücumun azaldığını, buna karşılık piyasadaki altın arzının arttığını teyit ediyor.
Merkez'in Hamlesi Etkili Oldu
Makasın kapanmasındaki bir diğer kritik faktör ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) oldu. Hatırlanacağı üzere Merkez Bankası, yerel madenlerde üretilen altınlar üzerindeki "ön alım hakkını" kullanmayacağını duyurmuştu.
Uzmanların "makası kapatır" dediği bu öngörü tuttu. TCMB'nin piyasadan çekilmesiyle artan arz, fiyatların uluslararası piyasayla uyumlu hale gelmesinde kilit rol oynadı.
Yatırımcılar şimdi, makasın kapanmasıyla birlikte daha öngörülebilir bir piyasada oluşacak yeni dengeleri takip ediyor.