Bir dönem her yazımın sonuna mealen şu notu ekledim;
“Bugün günlerden... Uyan da balığa gidelim... İktidarın `2012 yılında yeni Anayasa vaadi’ni sıcak tutmak adına... 2012’den 11 ay 5 gün daha eksildi. Yeni sivil anayasanın yazımına başlanalı çok oldu, ilk cümleler ortaya çıktı... Ama sene sonuna geldik, sonuç yok. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Umutlar tükenmek üzere...” demeye başladı. Siviller, bu kez başarabilecek mi? Takipçisiyiz...”
Bu notu neden zikrettim?
Belli başlı siyasi partiler yıllardır bu ülkede, yeni anayasa vaadinde bulundu. 1980 Askeri Darbesi’nden sonra askerler tarafından yapılan anayasanın mutlaka değiştirilmesi gerektiğinin altını çizdiler.
Siyasi partilerin programlarında yer aldı bu vaat. Hükümet programlarında ifade edildi. Siyasi parti liderleri çok kereler söz/ler verdi! Ama netice yok!
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen ay, Danıştay’ın 155. Kuruluş Yıl Dönümü ve İdari Yargı Günü Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Amacımız; ülkemizi yeni ve sivil bir anayasaya kavuşturarak, diğer alanlarla birlikte yargımıza da önemli bir hizmet yapacağımıza inanıyoruz. Türkiye’yi, millî irade eliyle hazırlanmış sivil ve özgürlükçü bir anayasaya kavuşturmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, yeni dönemde göreve başlama merasiminde binlerce misafirin huzurunda ve TV ekranlarından canlı yayınlanan konuşmasında, yeni anayasa vaadini tekrarladı.
Erdoğan, geçtiğimiz haftaki açıklamasında da,“Seçimlerden önce gündeme getirdiğimiz anayasa değişikliği teklifimizi, Meclis'in takdirine yeniden sunacağız” dedi.
***
Devletin zirvesinden yansıyan bu mesajlar elbette önemlidir.
Ancak, yeni anayasanın kabulü için iktidarın TBMM’de yeterli çoğunluğu yok. Muhalefetin mutlak desteğine ihtiyacı var.
Muhalefet partilerinden bu yönde, “Üzerinde uzlaşılabilecek bir metin olursa neden destek vermeyelim!” yolunda beyanlar geliyor ama…
Ama’sı şu; yeni anayasa değişikliğinde tüm partilerin uzlaşması mümkün olabilecek mi?
İnşallah olur diyorum ama zor dostum zor!
İŞTE BUNUN İÇİN “ZOR DOSTUM ZOR” DİYORUM!
Yıl, 2011… 12 sene önce…
Cemil Çiçek TBMM Başkanı… Yeni ve sivil anayasa için yoğun bir çabanın içinde… Bakın o süreçte neler yaşandı;
* “ CHP’nin ‘vatandaşlık tanımı’ önerisini sunamaması ve BDP’nin mazeret göstererek gelmemesi üzerine iki haftadır toplanamama krizi yaşayan TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu, görüşmelere devam kararı aldı.”
* “TBMM Başkanı Cemil Çiçek başkanlığında toplanan Anayasa Uzlaşma Komisyonu toplantısına, mazeret bildiren BDP’li üyeler katılmadı.”
* “AKP’liler, CHP’ye yüklenerek vatandaşlık maddesi örneğini vererek çalışmaları zamanında komisyona sunamadıkları eleştirisinde bulundu.”
* “CHP’liler ise komisyona dışarıdan müdahale edilmesi nedeniyle motivasyon sağlanamadığını belirterek, ‘Bu nedenle heyecanımızı kaybettik’ değerlendirmesinde bulundu.”
* “Toplantıda CHP’li üye Rıza Türmen, Çiçek’e, ‘Siz TBMM Başkanı olarak anayasa değişikliği teklifleri Meclis’e geldiğinde müdahale etmelisiniz. Böylece komisyon üzerinde bir baskı oluşmaz’ teklifinde bulundu.”
* “Cemil Çiçek ise, ‘Ben onu yapamam. Ben bunu yapmaya kalktığımda sağıma soluma bakar, sonra kimsenin müdahil olmadığını görürüm. Kötü sözü mahallenin delisine söyletirler. Ben bunu yapmam!’ ifadelerini kullandı.”
***
Ne de olsa TBMM Başkanı Cemil Çiçek başına geleceğini seziyor, elini taşın altına tek başına koymak da istemiyordu!
Netice… Netice falan yok. Yeni anayasa çalışmaları o dönem de rafa kalktı…
ELBETTE KARAMSAR DA OLMAYALIM!
Yeni anayasa yapmanın zorluğuna dikkat çektim…
Ancak o kadar da karamsar olmamak lazım…
Ne demek istiyorum;
Yıllar önceydi…
Bir vesile Gaziantep’te esnafı ziyaret etmiştik…
Şunları anlatmışlardı; “Bize imkân verilsin, Skorsky Helikopteri bile üretelim… Yaparız…”
Evet, yaparlar, yaparız…
Yeter ki kendimize güvenelim, kendimize inanalım…
* Biz bir dönem uçak fabrikası kurup uçak satmadık mı?
* Biz bir dönem tüm Türkiye’yi fabrikalarla donatmadık mı?
* O yokluklarda Türkiye’yi demir ağlarla örmedik mi?
Allah’ın (C.C.) izni ve keremiyle, lütfuyla yine yaparız…
Yeter ki kaynaklarımızı doğru kullanalım. Yerinde kullanalım.
Sizce de öyle değil mi?
***
Şunu söylemek istiyorum; istersek yaparız… Yeter ki o iradeyi ortaya koyabilelim, gösterebilelim…
FUTBOLUN DİĞER YÜZÜ!
Adana Demirspor'un Başkanı Murat Sancak…
Tivibu Spor'da çok konuşulacak ve uzun süre tartışılacak açıklamalara imza attı.
Murat Bey diyor ki: “Dünya futbolunun en büyük sorunu bahis şirketleri!”
Sancak'ın sözleri sosyal medyada da fevkalade gündem oldu. İşte Murat Sancak'ın o açıklamaları...
* “Hakemlerle ilgili sıkıntı var mı, var. Bir şey söyleyeceğim belki ortalık karışacak ama karışsın. Dünya futbolunun başında bahis olayları var. Bazı sonuçların ters gitmesi, bazı şeylerin hakem hatası olarak nitelendirilmesi...”
*“Aslında bunun arkasında başka şeyler var. Çok büyük bir pazar, çok büyük bir pasta. Silah ticareti, petrol ticareti gibi çok büyük bir pazar. Oraya dikkat etmek gerekiyor. Öyle maçlar var ki... 3-0 kazanacağın maçı kaybetmişsin. Ben bile kendime soruyorum, futbolcuda mı problem var, hocada mı, hakemde mi sorun var? Herkesi şüphe altında bırakıyorsun. Düşünmekten kendini alamıyorsun.”
* “Dünya futbolunun en büyük sorunu şu anda bence bahis şirketleri. Savcıların orayı çok iyi takip etmesi lazım.”
***
Önemli ve dikkat çeken tespitler ve değerlendirmeler değil mi?