Ziya Osman Açıkelin söyledikleri doğru değil ama!..

Abone Ol

İhlas Grubu bünyesindeki TGRT Haber kanalındaki Ekonomi Kulisi programının sunucusu Ziya Osman Açıkel, Başbakan Recep Tayyip Erdoğana yakın olduğunu ima ederek canlı yayında şunları söyledi:

"Bir kurum hakkında sağda -solda negatif, kötü niyetli yaklaşımlar sergileyen bir bey var. Biz ne beyler, bayanlar gördük!! Ağzının ayarını çok bozuyormuşsun sağda solda. Artık yüzün ak mı olur kara mı olur pek yakında ben canlı yayında ekrana getireceğim. Hele şu Bakanlar Kurulu kurulsun. Bir gideyim Başbakana hayırlı olsun diyeyim. Ondan sonra aleyhte konuşmak neymiş bu beyefendi ile hesaplaşacağız. Hiç merakı olmasın. Artık çok şey değişti. Neler göreceğiz, neler... Ne operasyonlar göreceğiz. Demir parmaklıklar ardında kimlerin olduğunu göreceğiz. Ben buradan söyleyeyim. Arkadaşın da zaten iki çocuğu var babalarından uzun süre uzakta kalmasalar iyi olur."

Şu söylemi de ilginçti Açıkelin; "Bütün bunları söylemem için büyüklerimden de gerekli izni aldım..."

Açıkeli Ankarada bulunduğum dönemlerden tanırım. Ben siyasi muhabirlik yaparken Açıkel de Türkiye Gazetesinin ekonomi muhabirliğini yapıyordu. 1991 seçimlerinden sonra kurulan DYP-SHP Hükümetinde Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olan Tansu Çillerle iyi ilişkiler kurdu. Bu yakın ilişkisini Çiller Başbakan olduktan sonra da sürdürdü. Öyle ki, Başbakan Tansu Çillerin kimsecikleri kabul etmediği dönemlerde Ziya Osman Açıkel elini kolunu sallaya sallaya Başbakanlık Konutuna girer çıkardı. Öylesine bir güven vermişti Tansu hanıma. Hatta Çillerin Açıkel hakkında, "Benim manevi oğlum." dediği bizim kulaklarımıza kadar gelmişti. Çillerin uçak kadrosunda daim olan isimlerdendi, Ziya Osman...

Bir gazeteci-TV programcısının arkasındaki gücü kullanarak bir bürokrat hakkında tehdit kokan açıklamaları elbette yadırgatıcı.

Ama durun bir dakika!

Bir medya patronunun, bir araştırma şirketinin başkanını TV ekranında nasıl tehdit kokan sözlerle susturduğunu, hatta ağlattığını hatırlayanınız var mı, acaba

Şimdi Açıkelin bu sözlerini haklı olarak büyütenler bir de dönüp kendilerine baksalar!

İğne-çuvaldız meselesi yani...

Şimdilik birkaç isim daha...

Yeni vekillerin özellikleri neler Haziran 2011 seçimlerinde milletvekili seçilen isimlerin bilinmeyen o kadar özellikleri var ki! Hangi birini saysak Ama şimdilik birkaç isim daha...

Altan Tan: Geçen yazımda Diyarbakırdan bağımsızlar listesinden milletvekili seçilen Altan Tanla ilgili bazı bilgiler vermiştim. Tarihe not düşmek açısından şu bilgileri de eklemek istiyorum, Altan Tanla ilgili; Tan da Melih Gökçek, Cemil Çiçek, Necmettin Turinay gibi Yeniden Milli Mücadele geleneğinden (Aykut Edibali) geliyormuş. 1984 yılında Keçiören Belediye Başkanı olduğu dönemde Melih Gökçekin yardımcılığını da üstlenmiş. Ayrıca 1991-1994 yılları arasında da Refah Partisi Diyarbakır İl Müfettişi görevinde de bulunmuş.

Nabi Avcı: Hep beyefendi. Zaman Gazetesinin kuruluş yıllarında (1987) tanıdım kendisini. Ulusta Rüzgarlı Sokaktaki Uçar Handa, Fehmi Korunun odasının yanındaki o küçücük çalışma mekanında özellikle yorum yazıları ve röportajlarla ilgilenirdi. Kimseyle yüksek sesle konuştuğunu duymadım. Yıllarca, şimdi vekil seçildiği Eskişehirde öğretim üyeliği yaptı. 2002 yılından bu yana Başbakan Erdoğanın iletişim Danışmanlığı görevinde bulunuyordu.

Şamil Tayyar: Milletvekili olmayı çok istiyordu. Ecevit döneminde DSPden milletvekili olmak için başvuruda bulundu ama olmadı. Eski milletvekili Metin Işık gibi Tayyar da ilk ANAP muhabirlerinden.  Uzun yıllar Milliyette çalıştı. Daha sonra Sabah ve Star TVde de bulundu. Sabahta iken yaşadığı mağduriyet dillere destan. Son birkaç yıldır Ergenekon gibi devletteki derin yapılanmalar üzerinde yoğunlaştı. Kitapları yayınlandı. Parlamentoda kendisi gibi gazeteci kökenli Mehmet Metiner ve Suat Kılıç gibi isimlerle rekabet edecek.

Koray Aydın: Potansiyel lider adayı. MHPde potansiyel lider adaylarından Koray Aydın Trabzondan seçilerek Meclise gelirken Ümit Özdağ İstanbuldan çıkamadı. Bahçeli ile geçmişe dönük hesapları var. Marmara Depremi sırasında Bayındırlık ve İskan Bakanı idi. Daha sonra Bahçeli ile arası bozuldu. Seçilir seçilmez, "MHPde yeniden yapılanma şart." benzeri açıklamaları MHPdeki hesaplaşmanın habercisi.

Yusuf Halaçoğlu: Yıllarca Türk Tarih Kurumu Başkanlığı koltuğunda oturdu. Her Sözde Soykırım iddiaları gündeme geldiğinde görüşlerine başvurulan, bu alanda (Ermeni Tehciri) kitabı olan öğretim üyesi. TBMMnin yeni döneminde bu alanda faydalı olabilir.

Akif Çağatay Kılıç: Uzun yıllar Başbakan Erdoğanın adeta gölgesi gibi çalıştı. Resmen de Erdoğanın Özel Kalem Müdür Yardımcısı idi. Kılıçın babası bir dönem Erdoğanın doktoruydu. Dedesi ise CHP Samsun eski milletvekili İlyas Kılıçtı. Kendisi gibi Samsun Milletvekili Suat Kılıçla akrabalar mı acaba Bir dönem etkili ve etkin olan Cüneyd Zapsunun da danışmanlığını yaptı. İngilteredeki University of Hertfordshire mezunu. Avrupa ve AB  uzmanı. Sabancı Holdingin Londra Bürosunda çalıştı. Erdoğan, Kılıçı yanından hiç ayırmadı, hatta sırtından bile faydalandı; Suudi Arabistanın Cidde kentinde Türk okulunu ziyaretinde, öğrenciler imza isteyince, yazacak sert zemin bulamayan Başbakana Çağatay Kılıçın sırtı yardım etti. İmzalar bu sırtta atıldı Başbakanın tercümanlığını yapıyordu. İngilizcesi ve Almancası mükemmel. Çok hareketli ve kıpır kıpır olan Akif Çağatay Kılıçın TBMMde nasıl bir performans  sergileyeceği merak konusu.

Nurettin Şirin medya patronu olmuş...

Arzu Erdoğral davet edince öğrendim..

28 Şubat sürecinin en çok konuşulan isimlerinden biri Nurettin Şirin meğer medya patronu olmuş..

Kudüs TV ve israhaber.com haber portalının da içinde yer aldığı medya grubu kurmuş...

Grupta yer alan yayın organları büyük oranda Ortadoğu bölgesine yönelik yayın yapıyor.