Zinaya yaklaşmayın

Abone Ol

ALLAH, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz, ondan başka günahları dilediği kimse için bağışlar. Kim Allaha ortak koşarsa büsbütün sapıtmıştır." İlgili hadislerle bu ve benzer âyetlerin birlikte değerlendirilmesi sonunda anlaşılan odur ki, Allah Teâlâ zerre kadar iman ile ahirete intikal eden müminleri bile, ya bir müddet cezalandırdıktan sonra, yahut tevbe, keffâret, iyi ameller, musibetlere sabır gibi sebeplerle, yahut da böyle bir sebebe dayanmaksızın affetmekte, bağışlamaktadır. İmansız olarak, inkâr ve şirk içinde hayatını tamamlayanları ise bağışlamayacağı bu âyetten kesin olarak ortaya çıkmaktadır.

Kin besleyenler. Bir Müslümanın kalbi başkalarına karşı kesinlikle kin tutmayacak, affedici olacak. Çünkü bu dünyadaki ömür, düşmanlıklarla geçirilecek kadar çok değil. Allah Teâlâ için düşmanlık hariç tabii. Bu dünyada insan çarçabuk hazırlığını yapmalı, Allah Teâlâ nın rızasını kazanmalı. Bu dünya bir köprü gibidir. Bir ucundan girdik, öbür ucunda bitecek. Yürüyüp, geçip gideceğiz. Öyleyse güzel şeyleri yaparak geçip gitmeliyiz. Kalplerimizi pak edelim, kalplerimizi hırsdan, kinden, temizleyelim.

Zina edenler. Zina çok büyük günah. Kur an-ı Kerim de değil yapmak, yaklaşılması bile yasaklanmaktadır. Cenab-ı Hakk şöyle buyuruyor: "Zinaya yaklaşmayın. Zira o, bir hayâsızlıktır ve çok  kötü bir yoldur." Ayet-i kerimede, "zina etmeyin" denilmeyip de "zinaya yaklaşmayın" buyurulması ilgi çekicidir. Buna göre yalnız zina değil, kişiyi zina etmeye sevk eden; dinen namahrem olan kimselerle başbaşa kalmak, senli-benli, çekici olmak vb. yollar da yasaklanmıştır. Esasen bir kere bu yollara tevessül  edildikten, yani insanı zina etmeye zorlayan ve cinsî arzuları kabartan bir ortama girdikten sonra, artık, bu arzuların ağır baskısı karşısında iradenin gücü oldukça yetersiz kalır ve zinadan korunmak son derece güçleşir. İnsanın bu psikolojik zaafını dikkate alan dinimiz prensip olarak insanı kötülüklere sevk edici bütün sebepleri öncelikle ortadan kaldırmaktadır.

Sıla-i rahmi yani akrabaları, dostları ve yakınlarıyla akrabalık bağını, gidiş-gelişi, irtibatı kesen kişi. Bu arada: İslâmı bilmeyen, tatbik etmeyen akrabalara da gidip gelecek miyiz diye bir soru gelebilir insanın aklına. Elbette gideceğiz ve taviz vermeden İslâmı anlatacağız. Sevgiyle, hoşgörüyle işin aslı budur, diyeceğiz. Hidayet, bizim vazifemiz değil zaten. Ancak tebliğ edeceğiz. Alakayı kesmeyeceğiz. Birbirimizi sevmedikçe, olgun mümin olamayacağımızı, dedikodu, iftira, kin, nefret ve düşmanlık besleme gibi kötü huyları terk etmeden fert ve toplum olarak huzura kavuşamayacağımızı; israf, tembellik, haksız kazanç sağlama gibi davranışları bırakmadan da ülkemizin kalkınamayacağını idrak edelim."

Yol kesiciler.

Hayat ve ihtişamlarına mağrur olanlar.

Ana-babalarına karşı gelenler.

Bir müslümanı kasden öldürenler.

İçkiye düşkün olanlar.

Evet bütün bunlar tevbe etmedikleri takdirde, bu mübarek gecede afvü mağfirete nail olamayacaklardır.