Zalim liderlere halk tepkisi

Abone Ol

                                                    

       Bismillâhirrahmanirrahîm!

     İŞGALCİ İsrail ve onun azmettiricisi Amerika Devlet Başkanı Trump, dünya barışını bozmaya devam ediyor. Her ikisinin de çıkarından başka bir şeyi gözü görmüyor. Trump gittiği her yeri kendi mülkü olarak görüyor; oraları ilhak etmeyi planlıyor. Gazze’yi ilhak ederek “turizm merkezi” haline getirmek istediğini açıklamıştı. İsrail’in bombalar eşliğinde Gazze’ye açlığa, susuzluğa mahkûm eden soykırımcılığı dünyanın vicdanını kanattı.

     İnsanlık, kan ve gözyaşının egemen olduğu bir dünyada değil; barış ve özgürlük ikliminde yaşamak istiyor. Bu sebeple dünyanın her yerinden barışı bozan Netenyahu ve Trump’a karşı sert tepki ve nefret protestoları yükseliyor. Büyük şehirlerin meydanlarında miting ve yürüyüşler yapıldı. Stadyumlarda,  kampüslerde “Özgür Filistin” ve “zalimlere protesto” pankartları açıldı. Dünyada Netenyahu ve Trump “kötü”, “istenmeyen adam” oldu.

     Protestolar yalnız başka ülkelerle sınırlı kalmadı. Bu iki zalim başkan kendi ülkelerinde de protestoya uğradı. Halk, ikisinin de “savaş ve insanlık suçu” işlediğini haykırdı. 19 Ekim 2025 günü İsrail halkı Hayfa kentinde toplanarak “Netenyahu’ya hayır!” pankartları açtı; onu istifaya davet ettiler. Bunlar, Netenyahu’ya kendi halkından verilen cevaplardı.

    Hayfa kentinde toplanan İsrail halkı Netenyahu’ya “erken seçim” çağrısı yaptı. Gazze Savaşı’nda haddini aştığını söylediler. Esir takası politikasının yanlışlığını haykırdılar. Netenyahu’nun “savaşın başlatıcısı” olduğunu belirttiler. “Yeter artık, savaşlar bitsin”; “Git Netenyahu!”; “Halk erken seçim istiyor” türünden pankartlar taşıdılar.

                                            KRALLARA HAYIR!

     ABD tarihinde Trump kadar protestoya uğrayan başka bir lider var mıdır? İlki Haziran’da olmak üzere, 18 Ekim’de de Trump’a karşı sert tepkiler oldu. Büyük şehirler başta olmak üzere, ABD’nin 50 eyaletinin 2500’den fazla yerleşim yerinde Trump’a karşı protestolar yaşandı. Militarist ve baskıcı yönetimine tepkiler yağdı. Toplantılarda Trump’a yöneltilen en yaygın slogan “No kings - krallara hayır!” şeklinde olanıydı.

     Amerika halkı Trump yönetimini ABD tarihinin en tehlikeli dönemi olarak görüyor. Hükümetin İsrail’e silah tedariki harcamalarından tedirgin oluyor. Bunun ABD’ye yakışmadığını söylüyorlar. Washington’daki gösteriye katılan Bağımsız Senatör Bernie Sanders, Trump’ın yönetim tarzının Amerika’nın değerlerine uymadığını söyleyerek gerekçesini açıkladı:

     “Milyonlarca Amerikalı, bugün Amerika’dan nefret ettikleri için sokağa çıkmıyor. Biz Amerika’yı sevdiğimiz için buradayız. Bizi bir kralın yönetmesini istemiyoruz.”

     Gösteriye katılan 101 yaşındaki Bob McCann da, “Burada, kral olduğunu iddia eden; kral olmak için elinden geleni yapan Trump’ı protesto ediyoruz” sözünü etti.

     Trump’ın Gazze’yi silahsızlaştırma planı kabul edilebilir değildi. “ HAMAS’ın silâh bırakmaması” durumunda “kıyametin kopacağı” tehdidinde bulundu. Hangi ülke dış güvenliği için bulundurduğu silahlarını can düşmanına teslim eder? Trump iktidarını düşünür de, yüzyılın en onurlu direnişini ortaya koyan HAMAS düşünmez mi? Filistin, işgalciye boyun eğmedi. Vatan topraklarını savunmak için ölümüne direndi. HAMAS iki gün önce, “Direniş asla silah bırakmayacak” açıklamasını yaptı.

                                                      İŞBİRLİKÇİ LİDERLER

     AMERİKA’NIN Türkiye ve İslâm dünyası üzerindeki emelleri anlaşılmıştır. Trump, 1. döneminde Abraham Antlaşmaları’nı yapmıştı. Şimdi hayata geçirmek istiyor. Zalimlerin planları çok büyük olsa da, Allah’ın dediği olacaktır. Erbakan Hoca şu ayeti çok hatırlatırdı: “Onların dağları yerlerinden oynatacak kadar güçlü hileleri de olsa, onların cezası Allah yanındadır. Onların hilelerini boşa çıkaracak; asla başarıya erişemeyeceklerdir.” (İbrahim, 46)

     Trump Mısır’da oyun kurdu. Bazı Batılı liderlerle birlikte, 21 İslâm ülkesinin liderini de toplayarak onlara “Gazze Planı”nı onaylattı. Hazırladığı “barış”a(!) bölge ülkelerinin liderlerini “garantör” yaptı. İsrail anlaşmaya uymadı. Saldırılarını sürdürdü. Refah Sınır Kapısı’nı açmadı. 21 “garantör”(!) lider de ağzını açmadı. Saadet lideri Mahmut Arıkan, TBMM Grup Toplantısı’nda, sorumsuz davranan işbirlikçi liderlere şöyle sordu:

     “Barış güvercini(!) Trump’la fotoğraf çektirenler nerede? Allah aşkına, siz kimin garantörüsünüz? ‘Garantörü olduğunuz antlaşmayı ihlal edemezsiniz! Yoksa, sonuçlarını katlanırsınız!’ diyecek bir lider yok mu?” (22 Ekim 2025)   

     Erbakan Hoca Siyonizm’i timsaha benzetirdi: “Timsahın üst çenesi Amerika; alt çenesi Avrupa Birliği; beyni İsrail; gövdesi de İslâm dünyasının işbirlikçi liderleri, gazetecileri, bilim insanlarıdır.” Ey işbirlikçi yöneticiler! Ne zaman uyanıp da görevinizi yapacaksınız? Gazze’de olduğu gibi, işbirlikçileri de halk uyandıracak gibi. Kapasitesiz liderlerin beyinlerine Trump’a teslimiyet sığıyor da; İslâm Birliği’ni kurmak sığmıyor. Bölgede “İslâm Birliği” dışındaki çözümler “kalıcı” olamayacaktır.