Yüksek Sesle Düşünmek

Abone Ol

Son günlerde annemi kendi kendine konuşurken

yakalıyorum. Geçen hafta ziyaretine gitmiştim, bir ara yemek hazırlamak için

mutfağa geçti, yanına geldiğimde yine fısıltı halinde konuşuyordu. Ona bu

durumdan endişe ettiğimi söyledim, kızım ben bu yolla rahatlıyorum dedi.

Tanıdığımız bir doktorla görüştüm, endişelenecek bir şey yok dedi ama bu sorun

kafamda bir soru işareti olarak kaldı (Nafiye K.)

Uzmanlar son yıllarda sokakta, toplu taşıma araçlarında,

iş ortamında kendi kendine konuşan insanların arttığını söylüyorlar. Kişi

kendisini yaşadığı çevreden soyutlamadığı sürece bu bir sorun olarak

görülmüyor.

Büyük şehirlerde insanlar, bitmek bilmeyen bir maratonun

içinde yer alıyor ve erken yaşta bitkin düşüyorlar. Şehir bu insanlara

verdiğinden fazlasını geri alıyor. Pek çoğu yaşlarının üstünde bir çökkünlük,

bitkinlik, yenilmişlik ve depresif ruh hali yaşıyorlar. Eski nesiller ruhsal

rahatsızlıkları bir kusur olarak gördüklerinden, ruh hekimine gitmekten

kaçınırlardı. Büyükannemin kendisini psikiyatriste götürmek isteyen torununa ben

deli miyim, ihtiyacın varsa sen git diye çıkıştığını hatırlıyorum. Oysa

bedenimizde nasıl ki, çeşitli rahatsızlıklar ortaya çıkabiliyorsa ruhsal

dengemizde de aşınmalar olabilir. Böyle durumlarda yardım almaktan kaçınmamak

gerekir. Bir insanın kendi kendine konuşması onun iç dünyasındaki yalnızlığı

ile ilişkilendirilse de, ruhsal bir rahatsızlık olarak görülmüyor. Aksine

uzmanlar kişinin yüksek sesle düşünmesinin otokontrolü geliştirdiğini ve

düşüncesizce yapılan eylemlerden kaçınmasını sağladığını söylüyorlar. Kişinin

kendini toplumdan soyutlayarak, izole etmesi ve kendi kendine konuşması,

gülmesi ve anlamsız hareketler yapması ise bir sorun olarak görülüyor ve bu

kişilere yardım almaları tavsiye ediliyor.

Sağlıklı bir insanın yüksek sesle düşünmesi, yalnız

kaldığında kendi kendine konuşması bir sorun olarak görülmezken izole olmuş

kişinin rehabilite edilmesi gerektiği düşünülüyor. Nitekim çevremizde kendini

toplumdan soyutlayan ve sokak ortasında kendi kendine konuşarak yürüyen

insanları sık sık görüyoruz. Bu kimseler hayallerinde oluşturdukları olayların

içinde kayboluyor ve kurguladıkları nesnelerle bir bağ kurarak psikolojik

olarak rahatlamaya çalışıyorlar. Uzmanlar bu kimselerin gerçek hayattan

koptuklarını ve hayatta kalabilmek için iç dünyalarında sosyal bir ortam

arayışına çıktıklarını belirtiyorlar. Sağlıklı bir insanın zaman zaman sesli

düşünmesi ise yaşadığı stres kaygı ve korkularını gidermek için başvurduğu bir

rahatlama tekniği olarak görülüyor. Hepimiz hayatımızın bazı dönemlerinde

kendimizi geri çeker ve içimizden geçenleri yüksek sesle tekrar edebiliriz.

Zira sosyal iletişim insanın temel ihtiyaçlarından biridir. Bu ihtiyacını

gideremeyen insan kendini yalnız ve çaresiz hisseder.