MİHRABA VE MAKAMA HÂKİM İMAMLARIN REHBERLİĞİNDE EDA
EDİLEN TERÂVİH
Camilerde mihraba hâkim olan imam; şeytan, kötü düşünce,
vesvese ve arzularla olan savaşta önderlik ederek namaza geçer. Dâvudî Sadâlar,
Mihraba ve Makama Hâkim İmamın gösterdiği yolda halkı yönlendirerek çıkılan bu
savaşı huşû içinde kazanmalarına yardımcı olurlar. Bu namazda hâkimiyet imam
efendidedir. Mûsikişinas bir imam önderlik ederek, cumhur müezzinlerini makam
geçkileri ile yönlendirerek namaz kıldırır. Bu da şöyle olmaktadır:
Son sünnetten sonra müezzinler sübhanallahi vel
hamdülillahi ifadelerini genelde ısfahan makamından okurlar. İmam, ilk
tervihanın ilk üç rekâtını ısfahan makamından kıldırdıktan sonra dördüncü
rekâtta sabâ makamına geçip selamı sabâ makamında verir. Müezzinler sabâ
makamından bir Ramazan ilahisi okuyarak sabâ salavatla cemaati ikinci dört
rekâta kaldırırlar. İmam, ilk üç rekâtta sabâ makamını sürdürüp, dördüncü
rekâtta hüseynî makamına geçerek, selamı hüseynî makamından verir. (Hüseynî
makamı yerine bayatî, uşşak, hûzî gibi benzer makamlara da geçiş yapabilirler.)
Müezzinler yine hüseyni makamından bir Ramazan ilahisi ve salavât okur ve
üçüncü tervihaya geçilir. İmam, üçüncü tervihanın ilk üç rekâtını hüseyni
makamından kıldırır, dördüncü rekâtta eviç makamı yapıp selamı eviç makamından
verir. Ramazan ilahisi ve salavât da Eviç makamından okunur. Sonra imam
dördüncü rekâta kalkar ve ilk üç rekâtı eviç makamında kıldırdıktan sonra
acemaşiran makamına geçip selamı acemaşiran makamından verir. Acem-aşirandan
ilahi ve salavattan sonra imam, ilk üç rekâtı acem-aşiran makamında kıldırıp
son rekâtta mahur makamına geçerek selamı mâhur makamından verir. Ardından
müezzinler mâhur makamından salavât veya bir ilahi okurlar. Burada temcid,
münâcât, tehlil veya tesbih okunur. Son iki tervihada eviç makamı ve
acem-aşiran makamından okunması uygulaması tercih edilmiştir. Bunun sebebi de
bu makamların çıkıcı, inici oluşları sebebiyle namazın sonlarına kadar
zindeliği muhafaza etmek içindir. İlahi ya da salavât bittikten sonra bir
müezzin, Bakara Sûresinin 185. âyeti olan ve Şehru Ramedânellezi diye
başlayan âyetin ilk bölümünü veya Âl-i İmran suresi 53. Âyeti olan Rabbenâ
Âmennâ âyet-i kerîmesini veya dua anlamlı âyetlerden birini okuyup sonunu
hüzzam veya segâh makamında bağlar. Hem burada, hem namaz sonrası yapılan duada
imam ve cemaat hafi olarak dua ederken müezzinler de makamlı bir şekilde âmin
çekerler. Buradaki duaya küçük âmin namaz sonundaki duaya ise büyük âmin
denilir. Büyük âminde, âmin yanında âmini çeken müezzin dua anlamlı Allahümmestur
uyûbenâ gibi ifadelerle bazı hadis-i şerifler de okuyabilir. Üç ayrı müezzin
tarafından kısa âmin, uzun âmin, dualı âmin okuyuşlarında genelde rast ve
muhayyer makamları kullanılır. Vitir namazı ise genellikle segâh makamında
kılınır. Çünkü hızlı bir yirmi rekâtın ardından dinlendirici bir makam olan
segâh makamı insana iç huzuru ve gönül ferahlığı verir. Vitir namazının ilk iki
rekâtı segâh veya hüzzam makamından kıldırıldıktan sonra tahiyyattan ayağa
kalkılırken karcığar makamıyla, kunut tekbiri ise muhayyer makamında alınıp
aynı makamla selam verilir. Bazen Vitir namazının ilk iki rekâtından sonra
özellikle üçüncü rekâttaki Kunut Duaları ndan evvel alınan tekbirde, cemaatin
yanılıp hemen rükûya gitmemesi için teyakkuz uyandıran bir makam olan
Tâhir-bûselik makamında tekbir alınır. Böyle olunca da bu makamla yapılır
selam. Terâvihin sonlarına doğru kullanılan makamların özelliği yüksek
perdelerde seyretmesinin sebebi cemaatin coşkusunu doruklara taşımak
gayesiyledir. Tesbih duaları genelde ısfahan, rast, sûzinak, hicaz, sabâ,
dügâh, segâh veya karcığar makamlarından biriyle müezzinlerin sırayla okumaları
şeklinde ve sesli âminlerle sürdürülür. Sesli âminlere cemaatin de katılması
büyük bir koro olarak etkiyi artırır. Tesbihatın sonunda yine başlanan makam
olan rast makamında karar edilir ve Vel hamdü lillahi rabbilalemin diyerek
imama rast ses verilir. İmam rast makamından mihrabiyye okuyarak namazı
bitirir.
MERHABA-ELVEDA
Şerefli bir misafirdir gelen Bu sebepledir zaten adını
Ramazan-ı Şerîf diye çağırmamız ve. karşılamamız. Enderun usulü kılınan Terâvih
namazında seçilen ilahiler de Ramazan ın ilk günüyle son günleri arasında
değişiklik gösterirdi. Ramazan ın ilk günlerinde bu rahmet ayını karşılayıcı:
Merhaba ey mâh-ı enver çok özledik biz seni veya Merhaba ey sevgili mâh-ı
mübarek merhaba gibi güftelerle başlayan besteler okunurdu. Şu Acem-aşiran
ilahi, bu misafiri karşılayanlardandır:
Donandı her yer kandiller ile
Doldu câmiler (efendim) mü minler ile
Zikr ü tesbihler saf diller ile
Sana eylerler (efendim) şehr-i Ramazan
Hoş safâ geldin(efendim) şehr-i Ramazan
Ramazan günleri ilerledikçe daha değişik güfteli eserler
seçilir, ayın on beşinden sonra da Yine firkat nârına yandı cihan/ Elveda
gitti mübarek Ramazan gibi sözleri ihtiva eden eserler icra edilirdi. Kadir
gecesinde de o mübarek geceye uygun ilahiler söylenirdi.
İndi Kur an sende ey Kadri güzel
Leyle-i Kadrinde ey Kadri güzel
Gitti ey tekbir u tehlîli güzel
Elvedâ gitti mübarek Ramazan
Gelmesiyle sevinilen bu kutlu misafir gitmesiyle de
hüzünlendirirdi insanları Camilerde dualara, ilahilere; ağlama sesleri,
hıçkırıklar ve gözyaşları karışırdı:
Ey dostlarım ağlaşalım
Oruç ayı gitti yine
Hasret ile inleşelim
Oruç ayı gitti yine
Bir nûr idi Hakk dan gelip
Yere göğe nuru dolup
Sadıkların elin alup
Oruç ayı gitti yine
Etmiş idi ahde vefâ
Vermiş idi cana safâ
Olmuş idi derde şifâ
Oruç ayı gitti yine
Üftâde yi şâd eyleyen
Mü minleri yâd eyleyen
Kaygudan âzâd eyleyen
Oruç ayı gitti yine. (Üftâde Hazretleri)
KAYNAKLAR
Halil İ. Önder, Ramazan Musikisi, [Y.L. Tezi, Marmara
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim
Dalı, 2010.]
Gülistan: Ramazan İlahileri ve Kasideleri, Haz. Kâmil
Büyüker, [y.y.]: İstanbul 2008.