Yoksul ve garip ülkem!

Abone Ol

TÜİK verileri, Türkiye de ailelerin ne durumda olduğunu

ortaya koyuyor. Buna göre, tüm hanehalklarının yüzde 22.4 ü yoksulluk sınırının

altında yaşıyor. Bu oran tek çocuğu olan ailelerde yüzde 28.9 a çıkıyor. Bu iki

verinin Türkçesi, tüm ailelerin 5 te 1 i yoksul ve çocuk sayısı arttıkça,

yoksulluk seviyesi de artıyor.

Bu, şu demek değil. 5 te 1 i yoksul, geriye kalanlar

aliyyül ala bir hayat sürüyor. Geriye kalanların büyük bir kısmı orta gelir

grubu, daha bilindik bir ifadeyle ortadirek . Ki ortadirek tabir edilen

kesimin gerçeği de zar zor geçinmeye çalışmaktır. Zar zor dan kasıt, bugün

banka kredileri ve kredi kartlarına olan bağımlılıktır artık. Nitekim, 2002

senesinde gelirinin yüzde 6 sı oranında borçlu olan ailelerin, bugün

gelirlerinin yüzde 30 u oranında borçlu olması da bunu doğruluyor. Borçları

katlanmış durumda.

Vatandaşın refah seviyesini ve gelirini

yükseltemeyenlerin, her fırsatta en az 3 çocuk diye tavsiyelerde bulunmaları

bu tabloda ilginç. Amenna, doğan her çocuğun rızkını Allah verir ama Türkiye

koşullarında çocuk sayısı arttıkça vatandaşın yoksulluk katsayısı da artıyor.

Bu gerçeği de bir yere kaydetmeli.

Bunu dikkate almayınca, sırf geçinebilmek, ailesinin

zaruri ihtiyaçlarını karşılayabilmek için bankaların ve tabii ki faizin batağına

düşen aileler gibi bir sonuca kapı aralanıyor.

Bir düşünün, 3 çocuklu ailelerin yüzde 49.6 sı yoksul.

Ortalama bir Türk ailesi 4 veya 5 kişiden oluşur ve bunların da yarısı

yoksullar safında yer alıyor. Bu çok ciddi bir sıkıntının işaretidir. Bu, ekonominin

karnesi kırıklarla dolu olduğunun işaretidir. Kredilere bağlı olarak yaşanan

yapay zenginleşme ve borçlanmayla sürdürülen göz boyayıcı büyüme, el

parasıyla idame ettirilen hayatları gizliyor sadece.

Nisan ayı verilerine göre, dört kişilik bir ailenin

yoksulluk sınırı 4 bin 344 liraya çıkmış durumda. İstanbul da asgari düzeyde

aylık yaşam maliyeti 2 bin 148 lira, normal düzeyde 3 bin 570 lira ve iyi

düzeyde ise 6 bin 356 lira olmuş. Türkiye de kaç aile bu gelirlere sahip,

tartışılır. Bir lira bile geliri olmayan, sosyal yardıma muhtaç insanlar var.

Emekliler var, asgari ücretliler var, 3 kuruş zam alıp ay sonunu nasıl

getireceğini düşünen milyonlarca memur var.

Borç parayı bol keseden harcayıp, köprü, yol vb altyapı

yatırımlarını halkın gözüne soksanız da insanların gelirini arttıramamışsınız

işte. İstediğiniz kadar maksatlı yayınlar yaptırın, eliniz altındaki medyaya

ekonominin gerçeklerini göstermeme talimatları yağdırın, cila dökülünce alttaki

pas ortaya çıkıyor.

2002-2014 arasında Türkiye nin büyümesi yüzde 4.8 le,

tek parti istikrar getirdi söylemlerine rağmen, 1950-2002 dönemi ortalaması

olan yüzde 5.1 den düşük seyretti. Üretmeyen, el parasıyla, borçlanmayla,

krediyle büyüdüğünü sanan Türkiye, sadece durumu idare etti. Türkiye de milli gelirin

artması, hesaplama yöntemi marifetiyle bir gecede 3 binden 10 bin dolara

çıkarılan milli gelirle değil, halkın cebine giren paranın artmasıyla olur.

Öyle bir şey de yok!

Ha, ille ama yol yaptılar diyenlere söylenecek tek şey,

suyuna ekmek banıp yiyin olabilir belki.