Almanya Başbakanı Friedrich Merz, Almanya’nın muhtemelen hem İsrail hükümetiyle hem de Arap ülkeleriyle çok iyi uyum içinde çalışabilecek Avrupa’da tek ülke olduğunu savunarak, "Burada tarafsız bir arabulucu olmadığımız, aksine İsrail’in yanında kararlı bir şekilde durduğumuz her zaman nettir." dedi. İsrail'in güvenliğinin her zaman Alman dış politikasının bir parçası olduğunu ve böyle kalacağını belirten Merz, her Alman hükümetinin Orta Doğu'daki durum ışığında, İsrail’in güvenliğine ilişkin sorumluluğunu en iyi şekilde nasıl yerine getirebileceğini yeniden değerlendirmesi gerektiğini kaydetti.
"AB istemesi durumunda bile Orta Doğu'daki olayları belirleyici bir şekilde etkileyecek durumda değil"
Merz, Avrupa Birliği’nin (AB) istemesi durumunda bile Orta Doğu’daki olayları belirli bir şekilde etkileyecek durumda olmadığını söyledi. ABD Başkanı Trump'ın, Orta Doğu'da güçlü olanın istediği gibi baskıyı artırdığı bir siyaset izleyerek çok şey başardı. Güç siyasetinin yerine diyaloğa dayanan Avrupa dış politika vizyonunun sonunu mu görüyoruz?" şeklindeki soruya, Merz, "Kurallara, uluslararası hukuka dayalı çok taraflı düzenin geçici olarak sonunun yaşandığı" şeklinde yanıt verdi.
"Birçok yerde, güçlü olanın hakkının geçerli olduğu bir dönemdeyiz"
Birçok yerde, güçlü olanın hakkının geçerli olduğu bir dönemde olunduğunu savunan Merz, şöyle konuştu: "Buna rağmen AB’ye yöneltilen suçlamalar yersizdir. İstemiş olsak bile, Orta Doğu'daki olayları belirleyici bir şekilde etkileyemezdik. Avrupa'da kim, İran'ın nükleer silah programını durdurmak için sığınak delici silahlara sahip? Kim, savaşın taraflarını ateşkese zorlayacak imkana sahip? Bizim aramızda, Hamas’ı sadece silahsızlandırmakla tehdit etmeyip onları gerekirse bunu uygulamaya geçirebilecek imkanlara sahip olan kim var? Gücün yeniden daha büyük rol oynadığı ve kurallara dayalı sözleşmelerin arka plana düştüğü bir geçiş dönemindeyiz."