Yeter bu zulüm! Sabrımızı mı deniyorsunuz?!

Abone Ol

Gün geçmiyor ki başörtüsüyle alakalı haberler medyada çıkmasın! On yıldır iktidarda olan ve başörtüsü sorununu çözeceğini secim meydanlarında defalarca dile getiren AKP tam manasıyla bu yarayı iyileştirememiştir.  Başörtüsüne karşı nedense bitmeyen ve tükenmeyen bir nefret algısı söz konusudur. Bu öfke, başörtüsü nezdinde İslam dinine mi İster inancın olsun ister ateist ol, bu ülkenin örfüne, geleneklerine, ananelerine ve dindarına saygı göstereceksin! Senden beklenen insan haklarına karşı gelmek değil, yaptığın işin en iyisini yapmak ve ekmeğini yediğin bu ülkeye karşı elinden geleni yapmaktır.  Geçtiğimiz günlerde yapılan AÖF sınavlarında başörtülü olarak görev yapan kadın öğretmen İlham Duran, görev almak için Kocasinan İlçesi Ahmet Eren Anadolu Lisesi’ne geldi. Sabah saat 08.30’da sınav yerinde hazır bulunan İlham Duran, bina görevlisi Prof. Dr. Halit Yetişir tarafından başörtülü olduğu gerekçesiyle salona alınmadı. Bu profesör nedense ilmiyle değil, insan hakkını engelleyerek gündeme gelmek istemiştir. AKP, başörtüsüyle alakalı bir yasa çıkarmış olsaydı, bu prof. böyle bir hareketin içerisine giremeyecekti. Prof. Dr. Halit Yetişir nereden alıyor bu cesareti, güvendiği bir güç odakları mı var Yoksa bizim bilmediğimiz bir kanun mu var

44 ülkeden 828 sporcunun katılımıyla gerçekleşen karate şampiyonasının ikinci gününde ringe çıkan Gaziantep Özel Mutafoğlu Anadolu Lisesi öğrencisi 17 yaşındaki milli sporcu Selva Nur Akkurt da müsabakalara başörtüsüyle çıkmaya hazırlandı. Ancak standartlara ve kriterlere başörtüsü yerine bone uyunca, bunu kullanamayan genç sporcu da müsabakalara yine başı açık çıktı. ”Dünya Karate Federasyonu’’ yeni bir karar almıştı milli sporcu kızımız bu karar gereği ilk kez başörtüsüyle müsabakalara çıkmayı planlıyordu. Ancak karar yeni olduğu için ve standartlar tam belirlenmemişti. Zor mu geldi bununla alakalı bir yönetmenlik yayımlamak. Hiç düşünmüyor musunuz bu kızlarımızın psikolojilerini, 28 Şubat’ta yeterince aşağılanmadı mı bu kızlarımız.

Daha önce Kahramanmaraşlı gıda mühendisi Esra Bakır, mesleğe adım atar atmaz aynı yasakla karşılaşmış, Bursa’da yüksek inşaat mühendisi Nurten Topaloğlu da ‘Serbest İnşaat Mühendisliği Belgesi’ni almak için sıkıntılı bir süreç geçirmişti. En son gıda mühendisi Betül Koç da Gıda Mühendisleri Odası’na üye yapılmamıştı. Başörtüsü ile ilgili son yasakla Gaziantep’te kimya mühendisi olan Sibel Şahan da karşılaştı. Fırat Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nden 1997 yılında mezun olan ve aradan geçen dönemde çeşitli yerlerde çalışan Sibel Şahan, son olarak Gaziantep’te gıdalar için ambalaj üretimi yapan bir fabrikada işe başladı. Kimya Mühendisleri Odası’na üye olması ve aynı odadan ‘İstihdamı Zorunlu Personel Belgesi’ alması gereken Şahan, başvuru için işlemleri başlattı.

İlk olarak Kimya Mühendisleri Odası Güney Bölge Şubesi Yönetim Kurulu Başkanlığı’na müracaat yapan mühendis, daha sonra genel merkezden başörtülü fotoğrafının kabul edilemeyeceği yönünde cevap aldı. Konuyla ilgili nasıl bir yol izlenmesi gerektiği yönünde Ankara’dan cevap bekleyen Şahan’a, TMMOB’nın genelgesinde yer alan, anayasanın yönetmelikler ve laiklik niteliğinin korunması yönündeki maddeleri öne sürülerek, yasağın meşru olduğu yönünde beyanda bulunuldu Başörtülü olunca laiklik elden gidiyor! Ülke kalkınmasın, borç içinde yüzsün, refah düzeyi medeniyet seviyesine çıkmasın! Yeter ki başörtülü olmasın kızlarımız (!) Allah aşkına! Hükümet bu yapılanları görmez mi Bununla alakalı bir genelge yayımlaması bu kadar zor mu

ABD’de zencilere uygulanan ikinci sınıf vatandaşlık şimdi bizim başörtülü kızlarımıza kendi ülkemizde uygulanmaktadır.  Bir zamanlar Amerika’da zencilerin giremediği, lokantalar ve beyazlarla bir arada seyahat edemediği otobüsler vardı. Aynı durum bizim ülkemizde başörtülülere uygulanmaktadır. Yeter artık! Sabrımızı zorlamayınız! Bu ülke insanı din savaşlarına karşı her zaman kendi dinini korumasını bilmiştir. Bu millet önüne konulan tuzakları bir gün anlayacaktır. İşte o gün Saadet Partisi’nin iktidar olduğu gün olacaktır. Çanakkale destanı hâlâ hafızalarda yerini korumaktadır! Bu ülkenin birlik ve beraberliğe ihtiyacı vardır. Birlik ve beraberliğimizi bozacak olan herkes bilsin ki, gerekirse yeniden İstiklal Marşı yazarız! Yeniden büyük Türkiye’nin kurulduğu gün, adil ve adaletli bir dünyada tesis edilecektir. Bunu yalnız ve yalnız gönlü iman ateşiyle yanan bedenler gerçekleştirecektir. Unutma’ gitmediğin yer senin değildir.