YEDAM kapısını çalan her 3 kişiden 2'sinin sigarayla tanışma yaşı 18'in altı. Ortalamada ise ibre korkutucu bir seviyeye, 16,91'e gerilemiş durumda.

Sepetçiler Kasrı'nın tarihi atmosferinde açıklanan "Yeşilay Türkiye Tütün Raporu 2025", sokağın ne kadar büyük bir tehdit altında olduğunu bir kez daha hatırlattı. Rakamlar sadece soğuk birer istatistik değil, adeta kaybedilen nesillerin habercisi gibiydi. Toplantıda paylaşılan veriler, tütün kullanımının "bir kereden bir şey olmaz" denilerek nasıl kanıksandığını ve gençlerin ciğerlerine nasıl işlediğini gözler önüne serdi.

"Masum Değil, Ölümcül"

Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç, 105 yıllık mücadele geçmişine vurgu yaparken, en büyük tehlikenin tehlikeyi görmezden gelmek olduğuna dikkat çekti. Türkiye'de her yıl 100 binin üzerinde insan tütün illeti yüzünden hayatını kaybediyor. Dinç, "Bir bağımlılığı masum görmek, diğerlerine kapı aralar" diyerek, tütünün diğer maddelerden daha 'temiz' olduğu algısına sert çıktı. Dünyada akciğer kanseri kaynaklı 2 milyon ölümün yüzde 85'inin faili sigara. Bu tablo, tütünün dünyadaki en "normalleştirilmiş" ölüm nedeni olduğunu kanıtlar nitelikte.

Renkli Tuzak: Elektronik Sigara

Vitrinlerdeki o renkli, aromalı kutular aslında göründüğü kadar sevimli değil. Başkan Dinç, elektronik sigaraların "bırakma aracı" gibi pazarlandığını ancak gerçeğin tam tersi olduğunu vurguladı. Dijital platformlardaki hedefli reklamlar ve albenili paketler, gençleri nikotin bataklığına çekmek için kurgulanmış birer tuzak. Dinç'e göre bu ürünler, geleneksel sigaraya geçişi kolaylaştıran birer basamak ve agresif pazarlama stratejileriyle çocukları hedef alıyor.

Okul Çevresine '100 Metre' Kalkanı

Raporda çözüm reçetesi de net çizgilerle çizildi. Okul, dershane ve yurtların çevresinde en az 100 metrelik bir "tütünsüz alan" oluşturulması şart koşuldu. Vitrinlerdeki teşhirin tamamen yasaklanması, dumansız hava sahasının genişletilmesi ve elektronik sigara satış yasağının delinmemesi gerektiğinin altı çizildi.

İrade Sorunu Değil, Beyin Hastalığı

Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Muhammed Tayyib Kadak ise meselenin "irade zayıflığı" olarak görülmesine karşı çıktı. "Bu bir beyin hastalığıdır" diyen Kadak, YEDAM'a gelenlerin sadece yüzde 7'sinin sigarayı gerçek bir problem olarak gördüğünü belirtti. Yani toplum, zehirlenmeyi büyük oranda "normal" kabul etmiş durumda. Kadak, elektronik sigaraların da geleneksel sigara ile aynı bağımlılık mekanizmasını tetiklediğini hatırlattı.

Eğitim Arttıkça "Kurtulma İsteği" Artıyor

Rapordaki profil analizi de ezber bozan cinsten. Tedavi için kapıyı çalanların dörtte biri 40-50 yaş aralığında ve bu grubun yüzde 60,8'ini erkekler oluşturuyor. Dikkat çeken bir diğer detay ise eğitim düzeyi. Tedaviye başvuranların yüzde 57,4'lük kısmını yükseköğrenim mezunları oluşturuyor; yani eğitim seviyesi arttıkça bu dertten kurtulma bilinci de artıyor. Ancak ortalama kullanım süresi 23 yılı, günlük tüketim ise 22 adedi bulmuş durumda.

Erkek Çocukları Daha Büyük Risk Altında

Rakamların derinliklerine inildiğinde erkek çocukları için tehlike çanlarının daha erken çaldığı görülüyor. Erkeklerde sigaraya başlama yaşı ortalama 16,14 iken, kadınlarda bu yaş 18,11. Erkeklerin yüzde 68,6'sı reşit olmadan sigara paketini cebine koymuş oluyor.

YEDAM desteği alanlarda başarı oranı 12 ay sonunda yüzde 84,8'e kadar çıkarken, gözler şimdi rapordaki "100 metre kuralı" gibi radikal önerilerin mevzuata girip girmeyeceğine çevrildi.

Muhabir: Yusuf Karahan