Yerseniz, kadayıf var

Abone Ol

Yorumun hacmi edinilen/sahip olunan bilgi ile doğru orantılıdır. Kartelin kalemşörleri TVbelgesel hazırlayıcıları hâlâ 13 Eylül 1980 de taşıdıkları bilgilere dayanarak kesiyorlarsa ahkamlarını, bu ülkede yapılmış bir ihtilal hakkında yeni neslin bir fikir sahibi olması mümkün mü

Halbuki ne kadar sevinmişti bu ülkenin insanları, özel tv kanallarına ve özel radyolara izin verildiğinde; TRT resmiyetçiliğinden kurtulacağız umuduyla...

Bildiri ağızlı haberciliğini gördük, vazife çıkarmak için durum oluşturduğunu gördük sivil yaşamın tv kanallarının.

Belki de patronlarının özelleştirme idaresinin kapısında yatıp kalkması böyle gerektiriyordu.

Lakin bu ülkenin insanlarının hiçbiri aptal değil. Kimin neyi, ne kadar sakladığını bilmekte.

"Vahdettin yüzyıl daha hain olarak bilinmelidir" sözünü, Cumhurbaşkanlığı makamına oturttuğu birinin ağzından duyunca bu ülkenin insanları, kendilerinin ne yerine konduğunu pekala anladılar. Tepkisizlikleri, kabul mânâsına hiçbir zaman gelmez.

"Elimde Koskotas dosyaları var" diyerek seçim meydanlarını dolaşan Sayın Demirel, elindeki dosyaların ne olduğunu, nasıl bir içerik taşıdığını bilmiyor mu idi Yüce Divan a gönderdiklerinin aklanması, Sayın Demirel in yanlış bilmesinden mi kaynaklanıyordu yoksa eksilme mi vardı o dosyaların taşıdığı evraklarda

Muhataplarına gerekli soruları sorma alışkanlığı hiç olmayan kartel medyası, elbette hazırladığı 12 Eylül belgesellerinde sonraları patronlarına yakın olan siyasetçilere masum rolü oynatacaktı.

Ve onlara inanacak, 12 Eylül den sonra doğup bugün 25 yaşına eren bu ülkenin çocukları. Bu kadar mı ucuz bu işler, TÜPRAŞ kadar mı ucuz

Bilmem neden farkında değiller, kendilerine zaman ve imkan tanınan belgeselci, araştırmacı, yorumcu kalemşörler yaptıkları her saklamanın kendilerine 12 Eylülcü etiketi yapıştıracağının.

Akılları "kadayıfın altı"na takılıp kalmış.