Son günlerde doğu illerimizde büyük operasyonlar
yapılıyor. On günü aşkın bir süredir bölgede pek çok vilayette sokağa çıkma
yasağı uygulanıyor.
Bölgede ne olup bittiğine ilişkin, genelkurmayın ara sıra
paylaştığı fotoğrafların dışında resmi bilgiye sahip değiliz.
Türkiye nin en büyük ikinci sınır kapısı Irak a açılan
Habur sınır kapısı tamamen kapalı.
Sınır idarenin inisiyatifiyle ilk defa bu kadar uzun süre
kapalı kaldı, hâlâ da ne zaman açılacağı belli değil. Bundan önceki kapamalar
Irak ın iç sorunu veya doğu problemleri nedeniyle gerçekleşmişti.
Baştan belirtelim ki bu ülkede, ülkesini seven hiç kimse
terörle mücadeleye karşı çıkmaz, ama ne olup bittiği bilmek de herkesin
hakkıdır.
Yaşanan süreçle ilgili akıllarda bazı soru işaretleri
oluşuyor.
Birincisi, uzun yıllar terörün bu kadar güçlenip tüm
şehirleri teslim aldığını hiç mi gören olmadı Bu nasıl devlet ciddiyetiydi
Hani Kandil i evimizin içi gibi seyrediyorduk orada olan biten her şeyi
biliyorduk
Her türlü ağır silahlar terör örgütü tarafından şehir
merkezlerine sevk edildi, hendekler kazıldı, tonlarca bombalar yerleştirildi.
İşyerleri, evler mühimmat deposu haline getirildi. Gerçekten bunları hiç gören,
duyan, bilen olmadı mı
İkinci soru, operasyon için düğmeye ilginç bir
zamanlamayla niçin şimdi basıldı Rusya ile savaşın eşiğine geldiğimiz bir
dönemde olması bir tesadüf müdür Neden bu süreç İsrail e zeytin dalı uzatılan
ve tükürdüğümüzü yaladığımız bir döneme denk geldi Durup dururken AK Parti sözcüsü çıkıp İsrail
halkı ve devleti ile dost olduğunu ilan ediyor. Takdir kendilerinindir. Ancak
ben birilerinin Eyyyy Ömer Çelik diye başlayan fırça atmasını beklerdim,
olmadı. Demek ki parti sözcüsü hepsine tercüman olmuş! Gerçi seçim süreci de
bitmişti ya gerek kalmadı!
Önceki gün İsrail
başbakanı da Türkiye, anlaşmanın ilk maddesini yerine getirerek Hamas üyesi
Salih Aruri yi sınır dışı etti diyerek bu konudaki müjdeyi(!) verdi. Bütün
bunların bir anda olması bu kadar tesadüf mü sizce Yoksa biz çok mu safız
Üçüncü ve esas soru ise, bölgede yaşananların yeni bir
tehcir dalgası olup olmadığıdır. Tehcirin ne anlama geldiğini bu topraklarda
en acı yönüyle defalarca gördük.
Suriye de son 3-4 yıldır yaşanan olayların özü,
Suriye den Türkiye ye mülteci kabulü ile Suriye nin tamamen tahliye sürecinin
tamamlanmasıydı, fiilen gerçekleşti. Korkarız ki bugün aynı durum, doğu
vilayetlerimiz için de gerçekleşiyor.
Biz bu filmi daha önce de seyrettik. 1915 yılında Ermeni
tehciriyle anılan ülkemiz, Arap Baharıyla(!) başlayan süreçte Suriye halkının
tehcirine alet oldu. Şimdi de Kürt-Doğu tehciri diye yeni bir sayfa açılırsa
şaşmayınız.
Çok büyük operasyonlarla onlarca general, on binlerce
asker, komando, özel tim ve özel harekât mensuplarının katılımıyla yapılan
operasyonlar görünürde teröre karşı olsa da asırlardır bölgede yaşayan Kürt
kökenli sıradan vatandaşlarımız fiilen tahliye ediliyor.
Anlaşılan bu bölge
de Suriye ile birlikte Kuzey Irak hattına teslim edilecek, yani Büyük Ortadoğu
Projesi tıkır tıkır ve adım adım işliyor.
Bu arada Irak-Suriye-Türkiye hattında Kürt Devleti kurma
hayalinde olanların boş hayallere dalmamalarını öneririz. Çünkü planın tek
nihai hedefi vardır o da Büyük İsrail dir.