İlişkilerimiz kirleniyor. Çevremizi kendi ellerimizle kirletiyoruz. Dünyayı yaşanmaz kılmak için birbirimizle yarış halindeyiz.
Parlak ve açık bir gökyüzünden ziyade, çıkarlarımızın göğe çıktığı kirli ve puslu havaların oluşmasına çalışıyoruz.
Dünya hızla aşağıya doğru yuvarlanıyor.
Zararlı gaz salımı için imza veren ülkeler, sırf zenginleşmek uğruna yaptıkları anlaşmalardan rücu ediyorlar. Amerika bu ülkelerin başında geliyor.
Güneş patlamadan önce, dünyayı biz patlatacağız böylece.
Her gün yeni bir doğum anlamı taşır… Yeni bir dünya. Yeni bir umut, yeni bir istikbal… Dünden daha iyi bir gün… Hep iyiye ve doğruluğa doğru bir tırmanış.
Müslüman’ın hali böyledir aslında. Yaşadığı günleri müsavi kılmaz. Dünden daha iyi bir güne döner. Statiklikten hareketliliğe geçişi öngörür.
Ziyanda olmamak için masmavi bir gelecek arar.
Masmavi gelecek aslında yeni bir dünyanın eşiğidir... Bu yolculuğun önderleri Müslümanlardır.
Bütün iç ve dış karalamalara ve algılara rağmen… Terörizmle İslam’ı yan yana tutma alışkanlıkları ve sapkınlıklarına karşın, Müslümanlar, bütün insanlık için yeni bir dünyanın eşiğinde, adaleti, doğruluğu, üretimi… İnsani değerleri ve hayatın güzelliğini sunarlar… İddiaları ölçeğinde, mazlumlara umut, karanlığa ışık, kötülüğe rahmet olurlar.
Doğuştan kazandığımız değerleri, günlük kaygılara ve iktidar oyunlarına heba etmezler.
Yeni bir dünyanın eşiğinde, zulüm olamaz, ayrım olamaz… Deri ve dil farklılığı öne çıkmaz. Kavim hak, lakin kavim üzerinden yürütülen bilek güreşleri kerih görülür.
Irkçılık bataklığından bütün insanlığın çekip çıkarılması, yeni dünya eşiğine ayak basan Müslümanların asli görevleridir.
Dünya, yeni bir soluğa, yeni bir güne, yeni bir anlayışa muhtaçtır… Bu anlayışın özü, Allah’ın rahmetidir.
Silahlı-silahsız yürütülen üstünlük ve tahakküm savaşları, güçsüz bırakılmış toplulukları yerin dibine doğru batırmaktadır.
Her sahada, zayıf olanların kaybettiği bu oyunu, Müslümanlar yeni bir dünyanın eşiğinde bozacaklardır.
Kimse, doğuştan getirdikleriyle caka satmayacağı gibi, doğuştan gelenlerden ötürü kınanmayacak, aşağılanmayacaktır. Gittikçe karanlığa boğulan dünyayı aydınlatmanın eşiği, yeni dünyanın eşiğidir. Bu eşik, rahmettir, adalettir, insaniyettir, merhamettir.
İnsanlık, bu boğucu, tiksindirici, gri atmosferden kurtulmalıdır.
Bu yolculuğun kervanbaşı Müslümanlardır… Zira Kur’an’ın işaretleri ve yol göstericiliği, bu anlamda büyük rol oynayacaktır.
Yeni dünyanın eşiğinde, Müslümanlar bu çağın, insanlar için yeni bir dönem olacağını… Temeli, insanın yaratılış fıtratında gizlenmiş değerler olduğunu bütün dünyaya haykırmalıdırlar.
Umutlu olmak için sebepler çoktur.
Bunca zulüm ve kötülüğe rağmen… Bunca teşvişe ve kan gözyaşına rağmen, istikbale güzel gözlerle ve yüzlerle bakmamız için nedenlerimiz vardır.
Yeni dünyanın eşiğinde görünen manzara rahatlatıcıdır. Zira orda Kur’an’ın ışığı ve sıcaklığı vardır… Dünya bu samimiyete muhtaçtır.