Reel sektörün enflasyon beklentisinin hâlâ yüksek olmasının ciddi bir uyarı olduğunu belirtti. Beklentilerin sadece standart politikalarla düzelmeyeceğini ifade etti. Asgari ücretlinin 2025 boyunca yaşadığı kaybın telafisinin şart olduğunu söyledi. Zam tartışmalarının rakamlardan önce kaybın analiz edilerek yapılması gerektiğini belirtti.
“Asgari ücret 28 bin liranın altına düşmemeli”
Eğilmez, 22 bin liralık ücretin yıl içinde yüzde 30’a yakın eridiğini hatırlattı. Bu kaybın düzeltilmesi için en az 28 bin liralık seviyenin gerekli olduğunu söyledi. Refah payı eklenirse rakamın 30 bin liraya yaklaşabileceğini vurguladı. Daha düşük bir oranın çalışanların tüm yükü tek başına üstlenmesine neden olacağını dile getirdi. Ücretlerin enflasyonla uyumlu artırılmasının ekonomik istikrar için kritik olduğunu belirtti. Çalışanların enflasyon karşısında korunmasının önemine dikkat çekti.
Bütçedeki zayıflık harcamalarda görünür oldu
Mahfi Eğilmez, bütçede asıl sorunun gelir tarafında olmadığını söyledi. Vergi kalemlerinde ciddi bir gerileme olmadığını ancak harcamaların hızla arttığını ifade etti. Harcama disiplininin sağlanması durumunda bütçe dengesinin daha sağlam bir çerçeveye oturacağını belirtti. Kamu giderlerinin kontrol altına alınmasının zorunlu olduğunu söyledi. Mali disiplinin 2026 için kritik olacağını vurguladı.
Sepet kurdaki euro etkisi Türkiye için avantaj
Eğilmez, sepet kurun yıl boyunca yüzde 27 artmasının enflasyonla uyumlu bir seyir olduğunu söyledi. Euronun dolar karşısındaki gücünün Türkiye açısından olumlu olduğunu belirtti. Gelirlerin büyük bölümünün euroyla elde edilmesinin bu farkı daha da önemli hale getirdiğini açıkladı. Dış borç yükünün dolar ağırlıklı olması nedeniyle eurodaki güçlenmenin avantaj yarattığını ifade etti. Kur hareketlerinin yılın geri kalanı için belirleyici olacağını söyledi.