Yedi kollu şeytan

Abone Ol

Bayram kelimesi, Müslümanlara dini kaynağı olan bir kutlamayı çağrıştırır. Bayram günü yaşanan mutluluğun kaynağı, Allah ve Resulü’nün o güne değer atfetmiş olmasıdır. Mesela şevval ayının ilk günü, fıtır bayramı yani Ramazan Bayramı’dır. Bugünün mutluluğunun nedeni, insanın Ramazan ayını oruçla ve ibadetle geçirerek büyük bir sevap ve mükâfat kazanmış olmanın verdiği sevinçtir. Bunun için tatlılar pişer, sadakalar dağıtılır ve çocukların gönlü alınır. Tüm bunları, sevincimizi çevremizdekilere göstermek için yaparız.

Havariler Hz. İsa’ya yalvararak Allah’ın kendilerine semadan bir sofra (mâide) indirmesini istediler. Bu sofranın gelişi Allah’ın bir ve tek olduğunun bir göstergesi (âyet) olacaktı. Ona bakıp şükredecek, davalarına olan sadakatleri artacak ve nesiller boyu bunu unutmayacaklardı. Hz. İsa, ellerini açarak şöyle dua etti: “Allahım! Rabbimiz! Bize gökyüzünden bir sofra bahşet. Bu sofra bizim bayramımız olsun; bugün burada bizimle hayatta olanların ve bizden sonra ardımız sıra geleceklerin bayramı olsun! Senin bir ve tek olduğunu gösteren bir ayet olsun! (Mâide 115) Taberî, Hz. İsa’nın sofranın indiği günün bayrama dönüştürülmesini isteme nedenini şu şekilde yorumlamıştır: “İnsanların bayramlarda yaptığı gibi biz de o gün, Rabbimize ibadet ederiz; ona dua ederiz. Bu bayram, Allah’ın bir tek olduğuna ve benim de onun elçisi olduğuma delil (ayet) olur.” Hz. İsa’nın bize öğrettiğine göre bayram, tevhidin simgesi ve ibadetin zirvesidir.

Safsata’dan Hanuka’ya

Hz. İsa’ya eziyet eden, onu öldürmeye teşebbüs eden ve bu yaptıklarıyla da övünen Yahudiler, azınlık psikolojisinin verdiği bir refleksle yaşadıkları her hadiseyi bir bayram olarak adlandırırlar. Azınlık olan insanların ata yurduna dönmek için sürekli motive edilmesi gerekir. Arz-ı Mev’ud hayalinin her daim canlı tutulması gerekir. Bundan dolayı her gün bir bahaneyle bir araya toplanıp sözde ibadet adı altında etkinlikler yaparlar. Bu etkinliklere özel pastalar, tatlılar, simgeler, eşyalar, topaçlar, paralar uydururlar. Bütün bunların amacı, Siyonizm’in Eretz İsrael adını verdiği İsrail Diyarı hayalini unutturmamaktır.

Yahudilerin bayram dediği günlerin çoğu, Allah’ın kendilerine bahşettiği bir bayram değildir. Kendileri tarihteki yaşanmış bir olayı sürekli anmak için bir isim uydurmuşlardır. Hanuka adını verdikleri Işıklar töreni de bunlardan biridir. Tevrat’ta yer almaz. Hanuka adı verilen safsata bu yıl, 14 Aralık 2025 Pazar başlayıp 22 Aralık 2025 Pazartesi günü son bulacaktır.

Hanuka, siyasi bir simgedir

Yahudilerin Hanuka adını verdiği kutlamaların Allah’ın emirleriyle ve ibadetle bağlantısı yoktur. Üstelik Kudüs’ün işgal altında olduğunu gören bir Müslüman için hiç de albenisi olmayan, hatta utancı ve zilleti hatırlatan bir hadisedir. Şöyle ki Hanuka, Yahudilerin Kudüs’ü ele geçirdikleri gündür. Bu zaferin anısına her yıl aynı günlerde kutlama yaparlar. Milattan önce 164 yılında Kudüs’ü Seleukos İmparatorluğu'nun elinden kurtardıkları gibi her daim Kudüs’ü ellerinde tutacaklarının propagandasını yaparlar. Bu tarih, ikinci mabed devrinin başlangıcı kabul edilir. Öyleyse Hanuka bayramı, “Kudüs’ü bir kez almıştık; bir daha asla bırakmayacağız” manasına gelir. Dolayısıyla Hanuka, Ramazan Bayramı gibi Allah’ın buyruğuyla emredilmiş bir bayram değildir. Tam tersine, Siyonizm’in Kudüs hayalini canlı tutmak için her yıl kutladığı bir törendir.

Hanuka, işgalin simgesidir

Hanuka, ışıklar ile anlam kazanır. Bunun için Yahudiler yedi kollu bir şamdan (menora) ile yaptıkları ayinleri dokuz ışık olarak devam ettirirler. Hanuka boyunca şamdanlarda yakılan mumlar, ilk gece iki, sonraki gece üç ve her gece bir fazla ışık artarak, sekizinci gecede 9 ışığa kadar artar. Sekizinci gece toplam kırk dört defa ışık yakılmış olur. Elbette bir Müslüman bu manzarayı görüp “kırk dört kere maşallah” diyemez. Zira şamdanın yandığı yer, işgal ettikleri diyardır. Şamdan, bir şeytanın gizli bir şekilde İslam diyarında dolaşmasının adıdır. Bundan dolayı Gazze’de Endonezya Hastanesi’nin üzerine çıkan İsrail askerleri, top mermisi kovanlarını mum gibi kullanarak ateşler yakmışlar ve sevinç çığlıkları atmışlardır. Şeyh Dağı’nın karlı zirvesine mumlar koyup burayı asla terk etmeyeceklerini anlatmışlardır.

İşgal, Hanuka ve Müslüman

Siyonistlerin, Hanuka törenlerine Müslümanların da katılmasını sağlamaya çalıştığı görülmektedir. Mesela 1991 yılında Filistin heyetinin Washington’daki Hanuka törenlerine katılacağı gazetelerde yer almıştır.[1] 2022 yılında Kudüs’te icra edilen çılgınlıklara BAE de üst düzey protokolle katılmıştır. Siyonistler için bu törenlere Müslümanların katılması büyük önem taşır. Zira işgali onlara onaylatmış olacaklardır.

1996 yılında Siyonist Hayfa Belediyesi tarafından Hayfa’nın Nisnas vadisinde düzenlenecek Hanuka törenlerine Siyonist yönetim, Müslümanların da katılmasını istemiştir. Amaç “bir arada yaşama kültürü”nü sağlayabilmektir. Burası çoğunluğunu Arap Müslümanların oluşturduğu bir köydür. Esasen bu davet Müslümanların, işgal edilen köylerinde işgalcileriyle birlikte kutlama yapmaları ve kahkaha atmaları anlamına gelmektedir. Müslümanların 24 Aralık 1996 tarihinde gazetelere verdiği beyanatta geçen ifadeler dikkat çekicidir: “Bu kutlamalar neden Arapların mahallesinde yapılmaktadır. Bir arada yaşayacaksak neden Araplar, -mesela- Karmel Dağı’ndaki kutlamalara çağrılmıyor?” [2]

Siyonistlerin bu kutlaması, Kudüs’ün işgali ve ardından yapmayı planladıkları üçüncü tapınağın sevincidir. Mescid-i Aksa’yı yıkıp yerine yapacakları tapınaktan dolayı Müslümanların da sevinmesini istemek, Müslümanlara hakarettir. Kaldı ki bir Müslüman’ın asıl görevi, Mescid-i Aksa’yı müdafaa ve muhafaza etmektir.

Hanuka ve Mescid-i Aksa

Hanuka, tapınağı simgeler ve üçüncü tapınak için motivasyon oluşturur. Müslümanlar açısından en tehlikeli Yahudi bayramı, Hanuka’dır. Bu konuya dikkat çeken Gazzeli Prof. Dr. Salih er-Rakîb, bu tür kutlamalara katılmanın haram olduğunu ifade etmiştir. Ayrıca Müslümanların bu kutlamaların aleni bir şekilde yapılmasına müsaade etmemesi gerektiğini de eklemiştir.[3] Kudüs Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüsameddin Affâne, “Hanuka’ya katılmanın İsrail’le normalleşme anlamına geldiğini, bunun dini bir kutlama değil, emperyalist ve işgalci bir amaçla düzenlendiğini ve bunlara iştirakin haram olduğunu” açıklamıştır.[4]

Müslüman toplumların Mescid-i Aksa’yı yıkıp yerine üçüncü tapınak yapmayı hedefleyen Siyonistlerin Hanuka etkinliklerinin bir işgal provası olduğunu göz ardı etmemesi elzemdir. Gazze’ye Müslümanlarla ağlamak ve aynı anda Hanuka’da Siyonistlerle kutlama yapmak, ahir zaman alameti olsa gerek. Toprak sadece silahla savunulmaz; kültür ve tarihimizin de savunucusu olmalıyız. Mescid-i Aksa, bizim kültür ve tarihimizdir. Öyle de kalacaktır.


[1] https://jrayed.org/ar/newspapers/alittihad/1991/12/01/01/article/8/?e=-------ar-20--1--img-txIN%7CtxTI--------------1

[2] https://jrayed.org/ar/newspapers/alittihad/1996/12/24/01/article/64/?e=-------ar-20--1--img-txIN%7CtxTI--------------1

[3] https://www.aqsa144.com/ar/articles-opinions/1586/%D8%AD%D9%83%D9%85-%D8%A7%D9%84%D8%A5%D8%B3%D9%84%D8%A7%D9%85-%D9%81%D9%8A-%D9%85%D8%B4%D8%A7%D8%B1%D9%83%D8%A9-%D8%A7%D9%84%D8%B9%D8%AF%D9%88-%D8%A7%D9%84%D9%8A%D9%87%D9%88%D8%AF%D9%8A-%D9%81%D9%8A-%D8%A3%D8%B9%D9%8A%D8%A7%D8%AF%D9%87-%D9%88%D9%85%D9%86%D9%87-%D8%B9%D9%8A%D8%AF-%D8%AD%D8%A7%D9%86%D9%88%D9%83%D8%A7%D9%87

[4]