Yedekler ve asiller!

Abone Ol

TRABZONSPOR LA Beşiktaş yine aynı güne denk geldiler, maç

maratonunda... Bu defa da Beşiktaş tan başlayalım... İki takımın aynı güne denk

gelmesindeki nedeni de açıklayalım da, kimsenin aklında yanlış bilgiler

oluşmasın. İki takımımız da Avrupa Kupaları na devam ediyorlar. Ve perşembe

günü rövanşları var. Hah işte tam buradan girelim meseleye...

Beşiktaş, Liverpool da sadece 1-0 yenildi. Yani bu

rövanşta umutlu kalmak demekti. Sanırım bu nedenle de Biliç, Eskişehir de

sahaya takımı Gökhan, Atiba, Demba Ba dan yoksun sürdü. Yanılmıyorsam Franco da

kart cezalısı idi. Peki bunda ne mi var Şöyle bir  gerçekle yüz yüze kaldık bu maçta... Beşiktaş

takımında Demba Ba nın da, Gökhan ın da, Atiba nın da, hatta hatta Franco nun

da alternatifleri yok... Bu durum şöyle bir anlam da taşıyordu. Beşiktaş ın

temel direklerinden biri olan Atiba yoksa Veli tek kalıyor ve dolayısıyla

rakibi karşılamada takım eksik pozisyona düşüyor. Gökhan yoksa takım öne doğru

çabuk hareketlenemiyor, rakip eksiltilemiyor, orta alanla iyi işbirliği

yapılamıyor. Demba Ba için söylenecek fazla bir şey yok... Franco ise hamle

zengini ve genel de fiziğini kullanabiliyor. Peki, Beşiktaş ta bu oyuncuların

ne onlar kadar ya da onlara yaklaşık bir kalitesi olan oyuncu yok mu Maalesef

yok! Peki, ne yapılmalıdır Şayet siz ligde ve Avrupa da hedefe koşuyorsanız,

sakatlıklar hariç, bu oyuncularınızı kenarda oturtamazsınız. Birinci hata

burada. İkincisi ise Veli hiç oyundan çıkar mı Yenik durumda oynanıyorsa

bile... Orta sahanın hem Oğuzhan, hem de Sosa ile kurulması demek,

kaptırdığınız her topta tehlikeli kontra yiyeceksiniz demektir. Devam edelim.

İki bek Serdar ile Motta nın da aynı anda oyundan alınma gerekçesini doğrusu

çok merak ettim. Ben yayıncı kuruluşun elemanı olsam Biliç e önce bu soruyu sorardım.

Ha bir de bu Mustafa Pektemek kardeşimle ilgili diyeceğim olacak. Abdullah Avcı

kardeşimiz, Mustafa Pektemek demek gol demek diye bir slogan üretmişti, bizim

medya ve hocalar da arkasından koştular. Hal böyle olunca da bu futbolcu ancak

ve ancak 1 milyon 400 bine imza attı. (Para birimi aklımda değil) Yapmayın,

etmeyin, bu kardeşimiz büyük takımda oynar mı hiç Özetle Beşiktaş, bu

yenilgiyi davet etmiştir. Sakın kimse yorgunluk falan demesin... Liverpool maçı

ile bu maç arasında tam dört gün vardı... Eskişehirspor için söylenecek söz

kısa ve öz... Beşiktaş ın öne doğru çabuk hücuma çıktığını onlar da kestirdiler

ve tam takım kendi yarı alanlarında topun arkasına geçerek rakibin hızını

kestiler, yana oynamaya mecbur ettiler, sıkışarak da aralara top atılmasını

önlediler. Kısaca derslerini iyi çalışmışlar.

Gelelim Trabzonspor a...

Ersun Yanal benim ideal kadro dediğim on birde Cardozo hariç isabet etmiş.

Deniz en son adam olur, sağ kenarda da Sefa, Yusuf, Waris, Yatabare gibi dört

alternatif vardır. Ama Yanal, yine ismi ünlü ama bana göre kendisi büyük takım

oyuncusu olmayan Cardozo yu tercih etmiş. İdeal kadro hemen hemen Kasımpaşa

gibi iyi bir kadro karşısında pozisyon vermeden oynadı diyebiliriz. Kendisi de

sayısız pozisyona mı girdi, hayır... Ekici bu ülkede şu anda en iyi duran top

kullanan ustanın basketteki üçlük benzeri attığı golle maç neredeyse

koparılıyordu. Aaaa o da ne Bitime iki dakika kala, yani 88. dakikada uzun

zamandan beridir oynamayan Uğur stopere geçiyor, dolasıyla da o ana kadar koca

maç yerleşmiş arka dörtlü düzeni arızaya uğruyor. Bu, teknik direktörlükte asla

affedilemeyecek en büyük hatadır. En önden, ortadan değişiklik yapabilirsiniz,

ama asla tek golle götürdüğünüz bir maçta geri dörtlüden adamı bitime üç beş

dakika kala değiştiremezsiniz. Bu soruyu Trabzonspor yönetiminde soracak biri

var mıdır acaba Biz bazı hocaları da, futbolcuları da öyle büyütüyoruz ki,

sonra da şaşıp kalıyoruz. Ben hariç tabii ki...