TRABZONSPOR LA Beşiktaş yine aynı güne denk geldiler, maç
maratonunda... Bu defa da Beşiktaş tan başlayalım... İki takımın aynı güne denk
gelmesindeki nedeni de açıklayalım da, kimsenin aklında yanlış bilgiler
oluşmasın. İki takımımız da Avrupa Kupaları na devam ediyorlar. Ve perşembe
günü rövanşları var. Hah işte tam buradan girelim meseleye...
Beşiktaş, Liverpool da sadece 1-0 yenildi. Yani bu
rövanşta umutlu kalmak demekti. Sanırım bu nedenle de Biliç, Eskişehir de
sahaya takımı Gökhan, Atiba, Demba Ba dan yoksun sürdü. Yanılmıyorsam Franco da
kart cezalısı idi. Peki bunda ne mi var Şöyle bir gerçekle yüz yüze kaldık bu maçta... Beşiktaş
takımında Demba Ba nın da, Gökhan ın da, Atiba nın da, hatta hatta Franco nun
da alternatifleri yok... Bu durum şöyle bir anlam da taşıyordu. Beşiktaş ın
temel direklerinden biri olan Atiba yoksa Veli tek kalıyor ve dolayısıyla
rakibi karşılamada takım eksik pozisyona düşüyor. Gökhan yoksa takım öne doğru
çabuk hareketlenemiyor, rakip eksiltilemiyor, orta alanla iyi işbirliği
yapılamıyor. Demba Ba için söylenecek fazla bir şey yok... Franco ise hamle
zengini ve genel de fiziğini kullanabiliyor. Peki, Beşiktaş ta bu oyuncuların
ne onlar kadar ya da onlara yaklaşık bir kalitesi olan oyuncu yok mu Maalesef
yok! Peki, ne yapılmalıdır Şayet siz ligde ve Avrupa da hedefe koşuyorsanız,
sakatlıklar hariç, bu oyuncularınızı kenarda oturtamazsınız. Birinci hata
burada. İkincisi ise Veli hiç oyundan çıkar mı Yenik durumda oynanıyorsa
bile... Orta sahanın hem Oğuzhan, hem de Sosa ile kurulması demek,
kaptırdığınız her topta tehlikeli kontra yiyeceksiniz demektir. Devam edelim.
İki bek Serdar ile Motta nın da aynı anda oyundan alınma gerekçesini doğrusu
çok merak ettim. Ben yayıncı kuruluşun elemanı olsam Biliç e önce bu soruyu sorardım.
Ha bir de bu Mustafa Pektemek kardeşimle ilgili diyeceğim olacak. Abdullah Avcı
kardeşimiz, Mustafa Pektemek demek gol demek diye bir slogan üretmişti, bizim
medya ve hocalar da arkasından koştular. Hal böyle olunca da bu futbolcu ancak
ve ancak 1 milyon 400 bine imza attı. (Para birimi aklımda değil) Yapmayın,
etmeyin, bu kardeşimiz büyük takımda oynar mı hiç Özetle Beşiktaş, bu
yenilgiyi davet etmiştir. Sakın kimse yorgunluk falan demesin... Liverpool maçı
ile bu maç arasında tam dört gün vardı... Eskişehirspor için söylenecek söz
kısa ve öz... Beşiktaş ın öne doğru çabuk hücuma çıktığını onlar da kestirdiler
ve tam takım kendi yarı alanlarında topun arkasına geçerek rakibin hızını
kestiler, yana oynamaya mecbur ettiler, sıkışarak da aralara top atılmasını
önlediler. Kısaca derslerini iyi çalışmışlar.
Gelelim Trabzonspor a...Ersun Yanal benim ideal kadro dediğim on birde Cardozo hariç isabet etmiş.
Deniz en son adam olur, sağ kenarda da Sefa, Yusuf, Waris, Yatabare gibi dört
alternatif vardır. Ama Yanal, yine ismi ünlü ama bana göre kendisi büyük takım
oyuncusu olmayan Cardozo yu tercih etmiş. İdeal kadro hemen hemen Kasımpaşa
gibi iyi bir kadro karşısında pozisyon vermeden oynadı diyebiliriz. Kendisi de
sayısız pozisyona mı girdi, hayır... Ekici bu ülkede şu anda en iyi duran top
kullanan ustanın basketteki üçlük benzeri attığı golle maç neredeyse
koparılıyordu. Aaaa o da ne Bitime iki dakika kala, yani 88. dakikada uzun
zamandan beridir oynamayan Uğur stopere geçiyor, dolasıyla da o ana kadar koca
maç yerleşmiş arka dörtlü düzeni arızaya uğruyor. Bu, teknik direktörlükte asla
affedilemeyecek en büyük hatadır. En önden, ortadan değişiklik yapabilirsiniz,
ama asla tek golle götürdüğünüz bir maçta geri dörtlüden adamı bitime üç beş
dakika kala değiştiremezsiniz. Bu soruyu Trabzonspor yönetiminde soracak biri
var mıdır acaba Biz bazı hocaları da, futbolcuları da öyle büyütüyoruz ki,
sonra da şaşıp kalıyoruz. Ben hariç tabii ki...