Üstad Hasan el-Benna

Bundan önceki
yazımızda önümüzü aydınlatacak bir hayat tarzına sahip olan üstad Şeyh Hasan
el-Benna nın hayatını anlatmaya başlamıştık. Bu yazımızda konuya devam
edeceğiz. İnşaallah her kesimin faydalandığı bir hizmet olur.
**
Hasan el-Benna, İngiliz işgaline karşı Mısır halkının en
ciddi ayaklanması olan 1919 devriminden çok dersler çıkarmıştır. O zaman henüz
13 yaşında ve enstitüde öğrenci idi işgal gücüne karşı başarıda büyük özgüven
kazanmıştı.
Batı sömürgeciliği, Batı Medeniyeti ve Hristiyanlık
arasında ayrımlar yapıyordu. Ona göre Avrupa Hristiyanlığı, Batı dışındaki
dünyayı sömürgeleştirmek amacındaydı. Mısır daki Hristiyanlar da bunun için
kullanılıyorlardı.
Hasan el-Benna ya göre, materyalizm en geniş etkisini
modern Batı medeniyetinde göstermiş ve sonuç olarak Batı Medeniyetini
kısırlaştırmıştır. Bundan dolayı Batı medeniyeti ahlaksızlık ve siyasi iflas
ile eşleşmiştir. Batı medeniyetinin etkisiyle İslam dünyasında da ahlaksızlık,
zina, bencilik ve tefecilik gibi olumsuzluklar yaygınlaşmıştır.
El-Benna İslam dünyasında Batı kültürünün ikame ediliş
çalışmalarını gördükçe daha öğrencilik yıllarında bu yıkıma karşı durmak için
tebliğ faaliyetlerinde bulunmuştur. O, kararlı bir antiemperyalistti. Laikliği
İslam ruhuna uygun olmayan bir tema olarak kabul ediyordu. Batı karşıtı bir
tavra sahipti. Batılılaşmaya/sömürgeciliğe karşı bütün gücüyle mücadele
etmiştir.
Benna ailesinden ve arkadaş çevresinden kazandığı takva
dolu yaşam tarzını üniversite yıllarında da sürdürme mücadelesi veriyordu.
Mısır toplumundaki manevi çözülüş onu çok rahatsız
ediyordu. Bundan dolayı öğrencilerle bir grup oluşturarak çevreye dağılıp
ulaşabilecekleri yerlere kadar giderek halkın topluca bulunduğu mekanlarda 10
dakikayı geçmeyen vaazlar ve İslami davet çalışmaları yaptılar. Hahvehanelere
gittiler. Tesbit ettikleri kahvehanelerde 5-10 dakika süren 20 ayrı konuşma
yaptılar.
Mısır da din görevlilerinin camilerde tebliğ görevlerini
yapmadıklarını sıklıkla gündeme getiriyordu.
Buradan hareketle önünde iki yol olduğunu net görmüştü.
1 Eğitim, öğretim ve irşad yolu. Bu ise, insanlara
karışmayı, onlarla beraber olmayı gerektiriyordu.
2- Allah katında da üstündü. Bu da çok önemli husus.
Neden öğretmen istediği ilgili bir yazısında bu soruyu şöyle cevaplandırıyordu:
Faydası sahibini aşmayan, yararı onu yapandan başkasına
dokunmayan bir amelin oldukça cılız olacağına inanıyorum. En hayırlı amelin,
sonuçlarıyla hem sahibinin hem de ailesinden topluma kadar başkalarının
yararlanabileceği amel olduğuna inanıyorum. İşte bu inancımdan hareketle
öğretmenliği seçtim diyor. Bunun için de, sadece sıralarda oturan öğrencilere
değil, bütün bir toplumun öğretmeni olmak üzere hep hazırlandı. Gerekçe olarak
da diyordu ki: Bu benim Allah ile gizli mukavelemdir
Hasan el-Benna, Daru l- Ulum dan bu düşüncelerle 1927 de
birincilikle mezun oldu. Mısırlıların çok az bildikleri ülkenin ücra
köşelerinden olan İsmailiyye şehrine öğretmen olarak atandı.
Benna nın öğretmenlik yıllarını da bundan sonraki
yazımızda ele alacağız, inşallah...
https://www.milligazete.com.tr/makale/858307/mevlut-ozcan/ustad-hasan-el-benna