Taş üstüne taş koymak, yapmaktır.
Fidan dikmek, yapmaktır.
Evleri başlar üzerine geçirmek, bombalarla yok etmek,
yıkmaktır.
Fidan gibi çocukları, gençleri, ihtiyarların belini
bükmek, yolunu kesmek, cennete giden yolunu cehenneme çevirmek de yıkmaktır.
Kur an-ı Kerim de yirmi küsur yerde israftan ve müsriften
bahsedilir.
Bunların dört tanesi yeme, içme ve tabiatı kullanmadaki
israftan bahsederken geri kalan ayetler, insan israfından bahseder.
Firavun, müsrif olarak tanıtılır.
Çünkü Firavun, kurduğu eğitim tuzağıyla insanları
cehennem çöplüğüne atmayı hedefliyordu.
Allah ın yarattığı insanların yine Allah ın koyduğu
kurallara göre hareket etmesi gerekirken kendi koyduğu kurallara göre hareket
etmelerini sağlıyor ve insanları kendine kul yapıyordu.
Rabbimiz, Şüphesiz insanlar için ilk kurulan ev, Bekke
(Mekke) deki evdir. Âlemlere hidayet ve bereket için kurulmuştur buyurmuş
(Âl-i İmran Suresi, ayet: 96).
Bu ayete göre yeryüzünde insanlık için yapılan ilk ev,
Mekke deki evdir.
Ayetin tefsirinde bu ilk evi Hazreti Âdem in yaptığı
evdir derler.
Biz, yeryüzünde var olan bir şeyi yok etmek için değil,
var olan güzelliklere güzellik katmak için varız.
Gül ağacını yakmak yerine dibine su dökmekle güle
güzellik katmakla görevliyiz.
Çocuk yapamayız. Ancak Evleniniz çoğalınız emrini
yerine getiririz ve gerisini Allah a havale ederiz.
Onun yarattığı çocuğumuzu cehennemi bir hayat yaşamaması
ve cehennemde yanacak çöp haline gelmemesi için gayret gösteririz.
Cehennemin yakamadığı tek şey var o da gönle giren iman.
İslam ın tarif ettiği imanla bu dünyadan ayrılma lütfuna
eren bir insanı kesinlikle cennete gideceğini müjdeler ayet ve hadisler.
İnsanlığın yarıdan fazlası başta kendileri ve çocukları
olmak üzere teknolojinin bütün imkânlarını da kullanarak verdikleri eğitim
kurumlarını cehenneme yakıt temin etmek kurumu olarak kullanıyorlar.
Gül fidanlarını yakma kurumu oluşturulsa dünya ayağa
kalkar.
Tavşanları yakma derneği kurulsa insanlık yine ayağa
kalkar ama insanlığı cehennem kurumlarına kaydolmak için yarışlar yapıldığını
görüyoruz ve buna karşı olanları da çeşitli isimler altında kötüleyerek yok
etme tarafına gidiyorlar.
Peygamberleri öldürmeye teşebbüs edenlerin yolunda devam
ediyorlar.
Biz, her şeye rağmen, peygamberlerin metodundan
ayrılmadan, yakmadan, yıkmadan, yıkılmadan, kırılmadan, kırıp dökmeden her
gönle İslam imanının girmesi için üzerimize düşen görevi gücümüz oranında
yerine getirmeye gayret edeceğiz.