Yakıştıramadım size hocam!

Abone Ol

Türkiyenin ilk Turizm Bakanı Ali İhsan Göğüşün cenaze töreninden notlar yazdım, hakkımda denmedik kalmadı.

Cenaze magazinciliğinden tutun da Papalık Kardinalliğine kadar...

Suçlamaları yapan eften püften biri olsa gülüp geçecektim..

Topkapı Sarayı Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylıdan zehir zemberek bir mail aldım.

Hakkımda olmadık isnatlarda bulunan İlber Ortaylının gönderdiği mailden önce, bu mailin gönderilmesine gerekçe teşkil eden yazımın ilgili kısmını siz okurların takdirlerine sunmak isterim.

Ne yazmışım; "Topkapı Sarayı Müdürü Yusuf Benli ile önce ağız dalaşına giren ardından da ayağını kaydıran Topkapı Sarayı Başkanı Prof. İlber Ortaylı da oradaydı. Hem cenaze namazını kıldı, Allah rahmet eylesin dedi, hem de Ali İhsan Göğüşün kızı gazeteci-yazar Zeynep Göğüşün yanına kadar gelerek başsağlığı diledi. Aileye "Beni tanıyor musunuz " diye sorduğunda aldığı cevap kendisini hayli neşelendirdi; "Aman efendim her gün ekranlardasınız." Ama her nedense kankası Murat Bardakçı ortalıklarda gözükmedi."

Sorarım size, ne var bu satırlarda alınacak

Şimdi de yukarıdaki satırlara cevaben Prof. İlber Ortaylının bana gönderdiği hemen her cümlesinde hakaretamiz ifadelerin bulunduğu, farklı ve üzeri örtülü göndermeler yaptığı o maili okuyalım;

"Sayın Adnan Öksüz,

Cenaze magazinciliği gibi yeni bir mesleğinizi muhterem bir devlet adamımızın cenazesine dayanarak başlatmanız pek hoş değil. Benim kimseyle ağız dalaşına girmediğim malum, durduk yerde haddini aşarak bu işe başlayan sizin arkadaşınız olduğu da malumdur. Ayağını kaydırmaya ihtiyaç duyulmayacak kadar kendi talihini hazırlayanlardandır. Takım taraftarlığı ve nümayiş alanınız olarak Topkapı Sarayı gibi milli ve mukaddes bir alanı istismar etmeyin, saray üzerinde öğrenmek istedikleriniz varsa buyurun gelin, anlatalım. Sizi hiç buralarda gördüğümü hatırlamıyorum.

Çok ayan beyan suçu ve hıyanet hükmü kesinleşmedikçe Müslümanlar için söylenecek söz "Allah rahmet eylesin" olur. Ölüler için oturduğunuz yerden papalık kardinalleri gibi hüküm vermeyin. İlber Ortaylı"

Bu satırların neresine cevap vereyim Allah aşkına!

1) Hocam esasen çok severim sizi. Engin deneyiminiz, geniş açılı tarihsel bakışınız ve sayısız kitaplarınıza bakıyorum, bir de bu satırlara. İkisini bir araya getiremiyorum. Bir gazetecinin önemli bir siyasi kişinin cenaze töreninden notlar yazması neden cenaze magazinciliği olsun. Kaldı ki bu mesleğe yeni başlamadım. 1986dan bu yana profesyonel anlamda gazetecilik yapıyorum. Buradaki istihzâi bakış açınızı da yadırgadığımı ifade etmek isterim.

2) Ben kimseyle ağız dalaşına girmedim diyorsunuz. Görevinden alınan Topkapı Sarayı Müdürü Yusuf Benli ile tartışmalarınızdan sağır sultanın bile haberi var hocam. "Sizin arkadaşınız" dediğiniz Yusuf Benliyi bugüne kadar hiç görmedim, konuşmadım, tanımam. Yusuf Benli kendi talihini hazırlamıştır derken ne demek istediniz bilemiyorum ama hocam şapkayı önümüze koyarak şu soruyu sormama da izin verin lütfen: Polemiğe girdiği isim siz olmasaydınız Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Yusuf Benliyi görevden hiç alır mıydı

3) "Takım taraftarlığı ve nümayiş alanınız olarak Topkapı Sarayı gibi milli ve mukaddes bir alanı istismar etmeyin" diyerek beni Topkapı Sarayındaki makamınıza davet ediyorsunuz. Hay hay, ne zaman davet ederseniz çayınızı içmeye gelirim hocam. Geldiğimde hangi takımın taraftarıyım -ben kendimi bildim bileli Galatasaraylıyım- öncelikle onu sizden bir öğrenmek isterim.

4) Sevgili hocam, "papalık kardinalleri gibi hüküm vermeyin" diyorsunuz. Elhamdülillah müslümanım. Benzetmeniz, geldiğiniz kültürün ipuçlarını veriyor olabilir mi, acaba Şöyle bir karıştırdım kaynakları, papalık kardinalleri için, "Katolik kilisesinin yönetiminde onun başlıca danışman ve yardımcılarıdır. Bir sonraki Papayı kendi aralarından seçerler." deniliyor. Beni aşan bir iş gibi geldi bana. Ama yine de karşılaştığımızda size sormak isterim; "papalık kardinalleri ne iş yaparlar" diye. Oysa yazımdaki vurgu bir art niyet taşımayan, sizin samimi yaklaşımınızı ortaya koymaya matuftu.. Neyse...

De diyeyim hocam, kısacası yakıştıramadım size

4001 kadroları ne zaman düzeltilecek

"Bizler memur atamalarında kadrosu yok denecek kadar az olan Fen-Edebiyat, İletişim, Mühendislik fakültelerinden mezun olduk. Çoğumuzun özel sektörde iş imkanı dahi yok. Üniversite tercihlerimizi yaparken nice umutlar bağladığımız mesleklerimizi iş imkanı olmadığı için yapamadığımızdan tek umudumuz KPSSdir. Bu sınava çalışıp memur olabilmek için 90 üstü puanlar aldık. Hepimiz memur kadrolarında görevimizi yapabilecek yetenek ve kapasiteye sahip olmamıza rağmen devlet kurumlarında da kadro sayımız gün geçtikçe azalmaktadır. Bazı bölümlerden yüz binlerce alım yapılırken 4001 (tüm lisans mezunlarının tercih edebileceği kadrolar) koduna mahkum olmuş 400.000 üniversite mezununa 2 alımda sadece 1000 kişilik kadro verilmiştir.

2010 yılında yapılan KPSS sonrası yüz binlerce üniversite mezunu işsiz hâlâ kadro beklemektedir. Önce 2010 yılının kasım ayında yapılması planlanan memur atamaları ocak ayına ertelenmiştir ve lisans mezunlarına 4333 kadro verilmiştir. İkinci memur atamaları 20 Haziran-1 Temmuz tarihleri arasında yapılmaktadır ve bu alımlarda yaklaşık 17.000 civarı lisans mezunu memur olarak atanacaktır. Memur alımı toplamda 20.000 civarı olsa da bu atamalarda, branşlara ve 4001 kodlu kadrolara ayrılan sayı 1000i bile bulmamaktadır. Sizden  bu adaletsizliği kamuoyuna duyurmanızı önemle rica ediyoruz. (Özlem Çelen)