Son yıllarda, ülkenin stratejik öneme sahip şirketlerinin çoğu, yabancılar tarafından ele geçirilmiştir. Türkiye’de, bankaların yüzde 50’sinden fazlası, Borsa’nın yüzde 70’i, sigorta şirketlerinin yüzde 80’ine ek olarak, artık üretici ve ihracatçı firmaların da yaklaşık yüzde 50’si yabancıların kontrolüne geçmiştir.
Ernst and Young danışmanlık grubunun “2013 Yılı Birleşmeler ve Satın Almalar” raporuna göre, yabancıların yıl içindeki satın alma ve birleşmeleri; 2005 yılında 60 iken, 2008 yılında 101, 2012 yılında 119, 2012 yılında 131, 2013 yılında 114 olarak gerçekleşmiştir.
AKP’nin, üretimi üvey evlat olarak gören ekonomik politikaları sebebiyle, zor duruma düşen yerli şirketler, yabancı dev şirketlere satılmak zorunda kalmaktadırlar. Her yıl ortalama 100’ün üzerindeki yerli şirket, yabancılar tarafından satın alınmaktadır.
Türkiye’nin bir ithalat ekonomisine dönüşmesi, sokakların, mağazaların, evlerin ithal ürünlerle dolması yetmiyormuş gibi, sayıları giderek azalan yerli sanayi ve ihracat şirketlerimiz de, adım adım yabancılar tarafından ele geçirilmektedir.
İstanbul Ticaret Odası tarafından açıklanan 2013 yılının en büyük 500 sanayi şirketinden 146’sının yabancılara ait olduğu görülmektedir. Üstelik bu 146 şirketin ürettiği tutar, 500 sanayi şirketinin ürettiği toplam tutarın, yüzde 46’sını oluşturmaktadır.
Türkiye’de şu anda, çoğunluğu batılı ülkelere ait olmak üzere toplam bin 105 adet yabancı üretim şirketi vardır. Yani, artık Türkiye’de üretilen her iki üründen bir tanesi yabancı ortaklı şirketlerce üretilmektedir.
Bu durumda; Türkiye’de tüketilen her 4 üründen 2 tanesi ithal edilmekte, 1 tanesi yurtiçindeki yabancı ortaklı şirketler tarafından, kalan 1 tanesi ise yurtiçindeki yerli şirketler tarafından üretilmektedir.
Alıştığımız için fark etmiyoruz, hassasiyetlerimiz yok edildiği içinse; fark etsek bile üzerinde durmuyoruz. Ama gerçek şu ki; “Yerli üretim yok edilmiş, Türkiye, yabancı şirketlerin pazarı haline getirilmiştir”.
Aynı şekilde, Türkiye’nin ihracatının çok önemli bir bölümü de, yabancıların sahip olduğu şirketler tarafından gerçekleştirilmektedir. Türkiye İhracat Meclisi’nin raporundaki en fazla ihracat yapan ilk 50 üretim şirketinin, 26 tanesi yabancı ortaklıdır.
Bu ülkede bankalar ve finans piyasaları, yabancıların elinde… Sigorta firmaları hakeza… En büyük zincir marketler ve mağazalar, ticaret şirketleri de onların… Nihayet üretim ve ihracat yapan şirketlerimiz de artık onların kontrolüne geçmiştir. Rant ve ithalata yönelik AKP politikaları; bir ithalat ekonomisine dönüşmek yetmezmiş gibi, kendi ülkemizde bile üretimin yabancıların eline geçmesine yol açmıştır.
Unutmamak gerekir ki, Emperyalizm artık ülkeleri askerle işgal etmiyor, gençlerinin boyunlarına pranga vurarak köleleştirmiyor. Emperyalizm artık ülkeleri; küresel ekonomik sistemin kurumları ve oyunları ile ele geçiriyor, genç kızlarını ve erkeklerini kendileri için çalıştırarak köleleştiriyor. Yerli sermaye, yerli üretim, yerli üniversite, yerli bilim, yerli teknoloji, kendi ülkenizde paryaya dönüşmemek için olmazsa olmaz bir şarttır, yerli üretim; işte bu yüzden önemlidir.
Ne tesadüftür ki, yerli üretimin yabancıların eline geçmesi, ülkenin dış borç batağına batması ve ithalat ekonomisine dönüşmesinin hepsi, AKP döneminde gerçekleşmiştir. Bu bir iş bilmezlik ve beceriksizlik midir, yoksa bilinçli politikaların mı eseridir, kararı; herkesin kendisinin vermesi daha uygun olacaktır. Ancak, şu tartışılmaz ve bir o kadar da acı bir gerçektir ki, bu ülkedeki şirketlerin yarısı, artık yabancıların eline geçmiştir.
Bu gidişata dur denilmediği takdirde ise, yakında ülke ekonomisinde yerli kalan tek şey işçiler olacaktır!