Ya sabır, ya sabır!

Abone Ol

Türkiye’de ekonomik kriz sürekli derinleşiyor. Maaşları ulufe gibi 22 bin 104 liraya yükseltilen asgari ücretliler, 14 bin 469 liraya yükseltilen en düşük maaş alan emekliler ve çalışanlar, kara kara ay sonunu nasıl getireceklerinin hesabını yapıyorlar. Bütçeleri yamalı bohçaya dönmüş vatandaşlarımız, market market gezerek, raflardaki ürünlerin fiyatlarını karşılaştırıyor, üç kuruşun hesabını yapmak zorunda bırakılıyor. İnsanlar artık çarşı-pazarda akşam saatlerini kollamak zorunda bırakılmış durumda. Bir çoğu çürük çarık sebze-meyveyi alarak bütçelerini denkleştirmeye çalışıyor. İnsanların feryadı arşa çıkmış durumda…

Hani şair diyor ya, “Cep delik, cepken delik, Kol delik, mintan delik, Yen delik, kaftan delik, Kevgir misin be kardeşlik!”… Herkesin durumu bu! Ceplerinde beş kuruş bulunmayan vatandaşlar, büyükşehirlerde belediyelerin açtığı ve 40-50 liraya yemek yenilebilen Kent Lokantalarının önünde, karda kışta soğukta sıra bekliyorlar.

Bu acayip garaip tablo ortadayken, AK Parti Aydın İl Başkanlığına seçilen Mehmet Erdem'den, emekliler adına ucube bir teklif geldi. Erdem, "Bu yılı Cumhurbaşkanı 'aile yılı' ilan etmişti. Ben de 'sabır yılı' ilan ediyorum. Emeklilere özellikle söylüyorum, biraz sabredin. Bu yılı bir geçiştirelim, 2026'da daha güzel olacak" dedi. Türkiye'nin ekonomik olarak zor bir dönemden geçtiğini, dünyaya bakıldığında dünya ekonomisinin de zor bir dönemden geçtiğini iddia eden Erdem, "Dünyada da işler iyi gitmiyor, 3. Dünya Savaşı esasen başlamış durumda. Ekonomik olarak zaten bir savaş var. Trump açıklıyor, 'vergileri yükseltiyorum' diyor, Çin'e karşı mücadele yapıyor. Dünyada yeraltı kaynakları noktasında, petrol, doğal gaz, diğer kaynaklar, madenler konusunda gittikçe azalan rezervler var. Bunun telaşı var dünya ülkeleri arasında. Bu madenleri nasıl elimizde tutabiliriz, nasıl elde edebiliriz gibi" ifadelerini kullandı. Türkiye'nin en zor dönemi geride bıraktığını iddia eden Erdem, "2024- 2025 önümüzdeki günlerde bu 6. 7. 8. aydan itibaren enflasyondaki sıkıntılar, enflasyonun düşmeye devam etmesi ile faizlerin düşmesinin devam etmesiyle, ekonomik sıkıntıları geride bırakacağız. Emeklilere özellikle söylüyorum, biraz sabredin. Bu yılı bir geçiştirelim, 2026'da daha güzel olacak. Bir iki diş daha kemerleri gevşeteceğiz. Mehmet Şimşek Bakanımız dedi ki, 'bir iki diş daha, 2027 yılında gevşeme ile eski günlere dönme ihtimalimiz, imkanımız oluşacak'. Ama sabretmemiz lazım. Kaba bir tabirle, hasta ekonomik olarak sıkıntıdaydı, yoğun bakımdan servise alındı, tedavi devam ediyor. Olumlu gidiyor tedavi. Sonuçta inşallah taburcu olacak. Biz de siyasetimize emin adımlarla devam edeceğiz." diye konuştu. Neymiş? Hasta yoğun bakımdan servise alınmış… En kötü günler geride kalmış…  Öyle ya, kendilerinin tuzu kuru!... Memleketteki acı tabloyu görmüyorlar, millete sabır telkin ediyorlar.

Bu bir psikolojik eşik meselesidir… Türkiye’de yaşanan bu acı tablonun çok daha büyük bir ekonomik çöküşe neden olmayacağını hiç kimse söyleyemez.

Hatırlayın, Yamasol hükümeti döneminde Başbakan Bülent Ecevit ile Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer arasında “Anayasa Kitapçığı fırlatma” muhabbetinden sonra, Türkiye  Cumhuriyeti tarihinin en büyük ekonomik krizi patlak vermişti. O süreçte, esnafın sesini duyuran, ekonomik krizin sembol gösterisi, Bülent Ecevit’in önüne atılan yazar kasaydı.

İşte bu psikolojik eşikten sonra, Yamasol Hükümetinin çöküş süreci başladı, ülkedeki ekonomik kriz bir hükümetin görevinden olmasına yol açtı.

Bugün böylesine bir kritik ve psikolojik eşik olabilir mi?

Türkiye gibi ülkelerde her şey pamuk ipliğine bağlıdır…. Siyaset, ekonomi, sosyal yapı, hukuk, adalet böylesine girift şekilde iç içe girmiş vaziyetteyken sürekli temkinli olmakta elbette yarar olduğunu düşünüyoruz.

Bu bir domino taşıdır…. Bir yerden patlak verdi mi, önünü alamazsınız!

Türkiye siyasetine damga vuran Demirel, “Türkiye’de iktidarları getiren de götüren de tenceredir” diye özlü bir söz söylemişti. Bugün insanlarımızın tencerelerinde dert kaynıyor… Geçim sıkıntısıyla sofralardaki ekmek küçülmüş, herkes bir lokmaya muhtaç hale getirilmiş durumda. Ne acı ki; AK Parti’nin zenginleştirdiği, memleketteki sıkıntılardan haberi olmayan, çarşı pazara çıkmayan tuzu kurular ise millete sabır telkin ediyorlar.

Yazımızı Üstad Necip Fazıl’ın dizeleriyle bitirelim

“Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan!

Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan!

Allah’ın on pulunu bekleye dursun on kul;

Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.

Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa

Yaşasın kefenimin kefili karaborsa”