İnsanlık uygarlaşacak şekilde yaratılmıştır. İnsanlık
tarih öncesi aşamaları geçerek bundan beş bin sene önce yazıyı bulmuştur. O gün
başlayan uygarlaşma Hazreti Peygamber ve vahiy ile olgunlaşmış, Kur an
uygarlığının sonunda bugünkü duruma gelmiş bulunuyoruz. Ayrıca elde ettiğimiz
aydınlanma, haberleşme, ulaşım, bilgisayar imkânları ile uygarlığın en ileri
aşamasına ulaşmış bulunuyoruz. Bundan yüz sene önce bugünkü enerji ve
aydınlanma imkânının binde birine sahip değildik, ulaşımdaki hız binin
üstündedir. Haberleşmedeki kıyas sonsuz gibidir. Bilgisayarınızı bir açın,
insanın bir ayda yapamadığını birkaç saniyede yapabiliyor. Bundan yüz sene
sonra ne olacaktır Acaba o günkü insanlar elektrik gibi, bilgisayar gibi,
telefon gibi, uçak gibi yeni şeyler bulabilecekler midir
İnsanlar gelecekte neler yapabilirler a) Hidrojen
enerjisini bugün kullanamıyoruz. Yarın belki hidrojen pilleri çıkacak,
uçaklarımız tonlarca yakıt taşıma ihtiyacını hissetmeyecektir. b) Güneş
ışığından şeker üretemiyoruz, yaprakların yaptıklarını yapamıyoruz. Gelecekte
bunlar sağlanabilecektir. c) Işınlama yoluyla enerjiyi aktaramıyoruz. d) Mekân
ve zaman dışına çıkamıyoruz.
Bir gün insanlar bunları başardıkları zaman bizden çok
ileride olacaklardır.
Henüz böyle bir başarı belirtisi yoktur. Yüz yıl sonra da
insanlar bizden fazla değişik hayat sürmeyeceklerdir. Teknoloji bakımından
zirveye ulaşılmıştır. Tepe noktadayız. Zamanla olgunlaşılacak, yaşlanılacak ve
500 sene sonra yeni bir hamle yapılacaktır. Teknik sorununu Batı çözmüştür.
Bizim onları öğrenmemiz ve uygulamamız gerekmektedir.
Batı nın çözemediği sorunlar vardır.
Batı tarım sorununu çözememiştir. Tarım beş bin yıl
önceki tarzı ile devam etmektedir. Benim köyümde çıra yakarak aydınlanıyorduk.
Balmumu lüks aydınlanma aracı idi. Nebati yağlarla aydınlanmayı köylüm
bilmiyordu. Oysa Sümerler Milattan Önce üç bin yıllarında kandil kullandılar.
Yine benim köyümde artık tarım yapılmamaktadır, insanlar sadece fındık
topluyorlar. Ama usul değişmemiştir. O günkü tarım teknolojisi ile bugünkü
teknoloji arasında fark yoktur. Birçok tarım teknolojisini gençler artık
bilmemektedir.
Batı nın çözemediği ikinci büyük sorun hukuk sorunudur.
Tarım döneminin beş bin yıllık bilgileri ile bugünkü sorunlar çözülemiyor.
Yapılan kanunları birkaç yıl, bazen birkaç ay sonra yeniden değiştirmek
gerekiyor. Hukuk sorunu ekonomi sorununu da ortaya çıkarmış, bunlara bağlı ve
bağımlı olarak sosyal sorunlar patlak vermiştir.
Adil Düzen Çalışmaları önce hukuk sorununu çözecek,
insanlığın ulaştığı çağımızdaki sanayi döneminin hukukunu Kur an dan öğrenerek
ortaya koyacaktır. Bu sorunun çözülmesi tarım sorununun da çözülmesi
demektir. Yüz Dairelik Lojmanlı İşyeri apartmanlarında köylerde yerleşecek
olan halk tarımda çalışacak, artırdığı zamanlarını da küçük sanayide
değerlendirecektir. Yeni hukuk Sanayiye Dayalı Tarım ve Sanayi Hukuku olacak,
Siteler ve Bucaklar Sistemi ile çağımızın sorunları çözülecektir.
***
Evet, uygarlık değişmiştir. Babamın hayal bile edemediği
şeyleri ben yaşıyorum. İnsan değişmemiştir. Fatih Sultan zamanında insanlar
hangi sorunları yaşadılarsa şimdi de onları yaşıyoruz. Mukaddes kitapları
okuduğumuzda, Yunan klasiklerini okuduğumuzda, kendimiz onlardan ayrı başka
yerde yaşamıyoruz. Duygularımız ve düşüncelerimiz asla değişmemiştir. Dünkü
insan kindardı, bugünkü insan kin gütmüyor diyemiyoruz.
İnsan grupları da değişmiyor. Kur an nâzil olduğu zamanki
gruplarla bugünkü gruplaşmalarda bir fark bulunmamaktadır. Nasıl suyun özelliği
değişmiyorsa, insanın özelliği de değişmiyor. Müşrik var, kâfir var, müslim
var, mümin var. Bunlar açık gruplardır.
Bir de ara grupları var. Bunlar çıkarları sebebiyle
topluluk içinde bulunurlar ama topluluğun iyiliğini istemezler... (s.3,4)
KUR AN VE İLİM 751. hafta seminer çalışmamızda, başlangıç
olarak uygarlaşmadan hukuk ve tarım sorunlarının çözümüne kadar önemli konular
tevafuk etti. Selâm ve dua ile