Dünya genelinde tüm Müslümanların gaflet uykusundan uyanışları tamamlandı.
Gerinme ve tembelhanelerde çenemiz çıkarcasına uzun esneme esnasında kamaşan gözlerle uyuşturucu verenlere hayran ve şaşkın bakma dönemleri bitti.
Adını haritada bulma oyunları oynadığımız ülkeleri ve şehirlerinin yollarının kaç metre olduğunu öğrendik.
Köprüsüz köydeki akrabalarımızı boğulma tehlikesi olduğundan yıllarca ziyaret edemezken arabalarımızla ziyaret eder olduk.
Yüz doksan ülkenin insanına mal satıyor, dil bilmez insanlarımız.
İnternetten İngiliz kızı önce Müslüman edip sonra allı duvaklı gelin olarak getiriyoruz.
Köyde bisiklete binemeyenlerimiz, uçağın en konforlusunu seçerek gidiyor mal almaya ve satmaya.
Kırışmış alınlar, gittikleri yerlerde hem iş yapıyorlar hem etrafa İslam’ın nurunu yaymaya çalışıyorlar.
Ayrı dillerden aynı dinden olan ilim adamları ile kendini İslam’a adamış delikanlılar dünyanın çeşitli başkentlerinde neleri, nasıl ve kimlerle yapacaklarını görüşüyorlar.
Yıllarca batı bankalarında tuttukları paralarını Müslümanların güvenliğine bırakmaya başladılar.
Toprak ürünleri ile sanayi mallarını birbirlerinden karşılamayı tercih ediyorlar.
Çin ile ticaret yapan biri, “dünyanın bir çok yerinden gelen ticaret erbabıyla Çin’in o şehrindeki camide karşılaşıyor, tanışıyor ve hiç aklımıza gelmeyen ortaklıklar oluşuyor ve adını duyup ta görmediğimiz ülkelere de açılma imkânları oluşuyor” diyor.
Eski komünistlerimiz ve solcularımız, Rusya’nın, Çin’in, hiç bir zaman dost olmayacağını geçte olsa anladı.
Sağcılarımız da batının kendilerini aldattığını gördü.
Politikacılarımızın birbirlerine hakarete varan ağır dil kullanmalarına bakmayın.
Ülkenin durumunu onlara göre değerlendirmeyin.
Siz, kendi mahallenizde, köyünüzde aynı kahvede, aynı masada otururken tatlı tatlı tartıştıktan sonra ezanla beraber kalkıp camide aynı safta omuz omuza verip aynı yöne döndüklerine, “Allah-ü Ekber/En büyük Allah’tır” dediklerine, birbirlerinin yardımına koştuklarına bakınız.
Ülke, köylerden ve mahallelerden meydana gelir.
Çanakkale Şehitliğinde halkı Müslüman her ülkeden şehit kabri olduğu gibi günümüzde dünyanın her yerinde bir Müslümana saldırı olduğunda Afganlı, Kafkasyalı, Yemenli, Malezyalı, Libyalı, Amerikalı, İngiltereli, Almanyalı... Müslümanlar hemen aynı safta yerlerini alıveriyorlar.
Ama bizi birbirimize de vurduruyorlar
Belki bizim gaflet uykusundan uyanışımıza, genleşme hareketleriyle kaslarımızı harekete geçirmemize, bizi paramparça eden TNT’nin, füzenin kime ait olduğunu görmemize sebep oluyorlar.
Belki biz, Anadolu Selçuk devletinin dağılmasından sonra meydana gelen Beğlikler döneminde bir müddet kardeş kavgalarının olması dönemini yaşıyoruzdur.
Zülkadiroğulları, Ramazanoğulları, Karamanoğulları, Menteşeoğulları, Karesioğulları... gibi on beşin üzerindeki beğliklerin kardeş kavgası gibidir.
Onları, Haçlı sürülerinin saldırıları birleştirdiği gibi çağdaş haçlıların da Komünistiyle Kapitalistinin birleşip saldırdığını görünce İslam kardeşliği etrafında birleşip yeniden İslam adaletini dünyaya yayma hareketi başlayacağının şafak aydınlığıdır bu yaşadıklarımız.
Rabbimiz buyurur:
“Ey iman edenler, sizi diriltecek şeye davet ettiğinde Allah’a ve Rasülüne icabet ediniz. İyi bilin ki, Allah kişi ile kalbi arasına girer. Ve şüphesiz onun huzurunda toplanacaksınız. Öyle bir fitneden sakının ki (gelince) sizden yalnız zalimlere isabet etmez. İyi bilin ki Allah, azabı çetin olandır.” (Enfal süresi ayet 24-25)