Uludere de 2011 aralık ayında yaşanan bombalama olayı ve
34 insanımızın hayatını kaybetmesi olayın ardından uzunca süre tartışıldı.
Sonunda olayda kasıt olmadığı gerekçesiyle soruşturmaya son verildi. Aslında
söz konusu saldırıda bir kasıt, kendi insanımıza yönelik hava saldırısının
bilerek yapıldığını kimse düşünmemişti. İstek sadece sorumluların tespit
edilmesinden ibaretti. Soruşturma sonunda aslında olayın tüm detayları ile
tespit edildiğinden hiç şüphem yok. Zaten araştırma sonunda toplumla paylaşılan
olayda kimsenin kastının olmadığı yönündeki tespit de bunu gösteriyordu.
Şimdi gazetelere Uludere istihbaratı ABD den gelmişti başlığı altında
yansıyan haberden öğreniyoruz ki, Der Spiegel in eski NSA-CİA çalışanı Snowden
tarafından sızdırılan belgelere dayanarak verdiği haberde 2011 de 34
insanımızın hayatını kaybetmesine sebep olan istihbarat bilgisi konvoyun
üzerinde uçan Amerikan Predator uçağından geldiği belirtiliyor. Aslında haberde
şaşırtıcı bir taraf yok. Çünkü olayın ardından yapılan yorumlarda da
istihbaratın aynı kaynaktan geldiğine dair değerlendirmeler yapılmıştı. Dünkü
bir gazetemizde Der Spiegel den aktarılan bu haberin altında yer alan
değerlendirmede ise tüm suç Türk yetkililere atılıyor. Yani, Predatör ün
ulaştırdığı görüntüleri inceleyen ABD li subayın görüntülerde yer alan
hareketliliğin sivil mi PKK lı mı olduğunun tam tespit edilemediği, istendiği
takdirde takibin biraz daha sürdürülebileceğinin belirtildiği ama Türk
tarafının buna gerek olmadığını söylediği, bunun üzerine Predatörün takipten
geri çekildiği ileri sürülüyor. Yani, haberde Predatörden gelen bilgilere
dayanılarak operasyon yapıldığı anlaşılırken haberin hemen yanı başında yer
alan değerlendirmede Predatör görüntüleri ve bu görüntüleri Sınırda şüpheli
hareketlilik olarak değerlendiren ABD li subay aklanıyor. Yani olayda tek
sorumlu Türkiye olarak gösteriliyor.
Kısacası dış kaynaklı haberde Türkiye nin yanıltıldığı
tezi ağırlık kazanırken iç kaynaklı değerlendirme aksini ileri sürüyor.
Ülkemize yönelik bir başka gelişme de ABD, Alman ive İngiliz
istihbarat örgütleri tarafından Türk yetkililerin dinlendiği haberleridir. Bu
haberleri de yine dış kaynaklardan öğreniyoruz. Ülkemiz yetkililerinin
dinlendiğini bir takım yabancı yayın organlarının haberlerinden öğreniyoruz.
Dışişleri Bakanlığı Alman basınında yer alan ABD ve İngiliz istihbarat
kaynaklarının Türkiye ye yönelik dinleme iddialarıyla ilgili olarak yaptığı
açıklamada, İddiaların doğru olması halinde bu tür faaliyetlerin hiçbir
şekilde kabul edilemeyeceği ve iki ülke arasındaki dostluk ve müttefiklik
ilişkileriyle bağdaşmayacağı açıktır.Derhal sonlandırılsın deniliyordu.
Bu açıklama ülkemizin dinlenmesini sonlandırmaya yeterli
olur mu bilemeyiz ama bu gelişmeler yaşanırken Meclis te okunan hükumet
programında AB ye girme hedefinden vazgeçilmeyeceği açıklanıyordu. Kaldı ki,
ülkemizin dinlendiği haberlerinin doğru olup olmadığını dinleyenlere doğrultma
gayretini de anlamak çok zor. Bunu tespit bize düşer. Dinlenmiş isek
sonlandırılmasını beklemek değil, gerekenin anında yapılması gerekir. Özellikle
istihbarat örgütleri vasıtasıyla Türkiye yi gözetim altına almış olan ülkelerle
aynı çuvala girme merakının sürdürülmesi,bunun bir marifet gibi sunulması
anlaşılır değildir.