Ülke tehlikede; sorumlular kavgada!

Abone Ol

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM,

YAŞANANLARI görüyorsunuz. Tehlike öylesine göstere

göstere yaklaşıyor ki, sorumluluk mevkiinde bulunanların birbiriyle kavgaya

tutuşmalarına gaflet mi, ihanet mi desek bilmem ki!

ABD, 2001 deki İkiz Kulelerin vurulmasından sonra Büyük

Ortadoğu Projesi ni (BOP) başlattı. 7. 8. 2003 teki Washington Post gazetesinde

ABD Güvenlik Danışmanı Condeleezza Rice imzasıyla bir harita yayınlanarak şu

açıklamaya yer verildi: Ortadoğu da 22 ülkenin haritası değişecek. Türkiye de

bu ülkeler arasında.

2006 da Hizbullah, Suriye ve İran ın desteğiyle İsrail i

büyük bir yenilgiye uğrattığı zaman Erbakan Hoca şu şöyle demişti: İsrail,

Hizbullah tan aldığı yenilginin intikamını alacak. Bu da Suriye nin

çökertilmesiyle olacak ki; dikkat edin, bu işte Türkiye alet olarak

kullanılacaktır. (Ali Bulaç, 1. 10 2015)

Küresel eşkıyanın Suriye ye saldırılması sebepsiz değil.

Daha geçtiğimiz Eylül de ABD Savunma İstihbarat Ajansı Koordinatörü Vincent R.

Stewart açıkladı: Irak ve Suriye, savaş ve mezhepsel çatışmalar nedeniyle

kalıcı olarak parçalanacak. CIA Başkanı John Brennan da, Ortadoğu 10 yıl

içinde büyük değişimler geçirecek diyordu.

ABD, çeşitli ülkelerdeki 823 üs le dünyayı kontrol edip

sömürüyor, enerji nakil hatlarının emniyetini sağlıyor. Bu üs lerin 28 i Türkiye de!

ABD Başkan Yardımcısı Biden in sömürge valisi ve talimat

verir gibi davranması; dahası tehdit havası estirmesi hedeflerine ulaşmaktaki

aceleciliklerini göstermiyor mu

SURİYE BAHANE;

HEDEF TÜRKİYE!

SURİYE DE yaşananlarda asıl hedefin Türkiye olduğunu

duymayan kaldı mı Hızlı seyreden diplomatik trafikle stratejik taktikler

geliştirildiği açık.

Siyonistler, 1. Dünya Savaşı nda tarafsız kalma kararı

alan Osmanlı yı çeşitli oyunlarla savaşın içine çekmişler, koskoca cihan

devletini yıkmışlardı.

ABD Saddam ı, önce molla diktatörlüğüne son vererek

kahraman olması aldatmacasıyla İran la savaştırmış; 8 sene bu iki ülkenin

gücünü kırmıştı. Sonra da Kuveyt e saldırtarak Saddam ın sonunu hazırlamış;

Irak ı parçalamıştı.

Bugün de ABD nin asıl istediği Türkiye yi Suriye

bataklığına çekerek parçalamaktır. Türkiye bu oyuna gelmeyince, şimdi

kontrolündeki terör örgütleri aracılığıyla sonuç almaya çalışıyor. Kendisinin

tahrik edip körüklediği çatışmalar durmuyor diye konuyu uluslararası

kurumlara taşımaya çalışıyor. PYD nin Cenevre de temsilini istemesi bunun ilk

adımı.

Bölgede inisiyatif alamayan Türkiye, geleceğini

uluslararası kuruluşların belirlemesinin önünü açıyor. Bu da inisiyatifin,

Müslümanlar hakkında hiçbir olumlu karar çıktığını görmediğimiz BM nin eline

geçmesi anlamına geliyor. Hızlanan diplomatik trafik bunun zeminini oluşturmak

için. PYD nin Cenevre de temsil edilmesinin konuşulması nabız yoklamaya

yönelik. İtalya daki Napoli Belediyesi nin Öcalan a Fahri hemşehrilik ünvanı

vermesi terörü meşrulaştırma ameliyesi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak

uyarıyor: Cenevre de yapılmaya çalışılan barış görüşmesi değil; Suriye yi

bölmeyi, parçalamayı amaçlayan kirli bir oyundur.

ÖFKEYLE PROBLEM

ÇÖZÜLMEZ

HER gün yüreği yanarak yangın yerine çevrilen Türkiye nin

böylesine hassas bir süreçten geçtiği bir zaman diliminde, sorumluluk

mevkiindeki yöneticilerin birbirleriyle bitmeyen bir kavga sürdürmelerinin

izahı var mı Kaşları çatıp yumrukları sıkarak birbirlerine hakaret yarışındalar.

Cenaze törenlerinde bir araya geliyor, selamlaşmıyorlar. Bunlar hangi ülkenin

yöneticisi

Ana muhalefet partisi lideri ülkenin Cumhurbaşkanı na

defalarca diktatör bozuntusu deyip yalancılık la suçluyor. Cumhurbaşkanı da

hakaret sözleri sıralayarak cevap veriyor.

Sorumluluk mevkiinde bulunanların rakiplerine karşı

kullanmadıkları hakaret sözü kaldı mı Hâlâ kalmışsa, lügatleri açsınlar,

yenilerini de öğrensinler (!). Beyler! Bu sözler sizin makamınıza, yaşınıza,

başınıza yakışıyor mu

Mesela; cumhurbaşkanın birleştirici, eğitici, ıslah edici

olup bilgelik dilini kullanması yapılamayacak bir şey midir Diğerleri de öyle.

Ayrımcı ve ötekileştirici üslup devlet adamı üslubu olabilir mi

Şeyh Edebali nin Osman Bey e nasihatlerini okuma zamanı!:

Beysin! Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelmlısın! Bundan sonra öfke bize;

uysallık sana! Güceniklik bize; gönül almak sana! Suçlamak bize; katlanmak

sana! Anlaşmazlıklar bize; adalet sana! Haksızlık bize; bağışlamak sana!

Yükseklere çıkmanın bir sorumluluğu olmalı değil mi

Büyüklük sorumluluğun yükünü taşıyabilmekte. Kavgacı yöneticilerin üzerlerine

aldıkları sorumluluğu taşıma istidadında oldukları söylenebilir mi O zaman bu

büyük emaneti niçin yüklendiler ki!..

Bitmek tükenmek bilmeyen bu bencilliğin sebebi ne

Paylaşmayı öğrenip uzlaşma kültürüyle ülkeyi birlikte yönetme bilgeliğine ne

zaman ulaşacaklar Öfkeyle problem çözülür mü Bu aziz millet sizin öfkeli,

gerilimli, ayrıştırıcı tavırlarınıza katlanmak zorunda mı

Gün, hep birlikte aynı hedefe kilitlenip çözümü içimizde

arama zamanı!