Ecdadımızın canı ve kanı ile kazandığı muhteşem zaferlerimiz
var.
Hem de sayılamayacak kadar çok.
Bunların bir kısmı unutturulmak isteniyor.
Sebebi, günün politik oyunları veya Haçlıya, Siyonist e
şirin görünüp yaranabilme çabaları.
29 Nisan 1916 tarihinde kazandığımız muhteşem Kut Ül
Amare zaferimiz ucuza satılan zaferlerimizden biridir.
AK Parti iktidarı bu zaferimizi tozlu raflardan gündeme
getirdi de, kamuoyunda konuşuldu, tartışıldı, gündem yapıldı, şehitlerimiz,
kahramanlarımız ve gazilerimiz anıldı.
Lakin bu zaferimizden günümüze dersler çıkartan çok az
kişi olduğunu gördük. Maalesef hamasi nutuklarla, sonunda iktidara methiyeler
düzülerek sözler bitirildi.
Biz de hasbelkader, okullarımızda, konferans
salonlarında, muhtelif televizyon ekranlarında, internet sitelerinde ve gazete
köşelerinde bu zaferimizi dile getirmeye gayret ettik. Yandaş takımın gözlerden
ustaca saklamaya çalıştığı asıl bilinmesi ve ibret alınması gereken yönlerini
gündeme taşımaya gayret ettik. Sözgelimi dedik ki:
Madalyonun öbür tarafı ise utanç vericidir.
100 yıl önce İngiliz ordusunun önünü keserek, vur
kaçlarla onları bir yıl oyalayan, Halife-i Müslimin ve Osmanlı ya bağlılığını
ispat eden Iraklı Müslümanlar bugün ne haldeler
O günün ve günümüzün düşmanı olan İngilizler ve bugünün
Amerika sı bir ve beraber olup, Iraklı Müslümanları katledip tecavüz ederken,
bizim iktidar bırakın onların torunlarının yanında olmayı, düşmanlarına yardım
ettiler. Havaalanlarını, limanlarını, hava koridorlarını, üslerini açarak
zalim işgalci ve işkencecilere destek oldukları gibi, zalimlere dua da ettiler.
Hem de aynı topraklarda, aynı düşmana! Bu utanç verici bir hal değil midir
O günün İngiliz ordusunda zorla askerlik yaptırılan
Pakistanlı ve Bangladeşli boyunduruk altındaki Müslümanlar, Halife ordusuna
karşı savaşmamak için kendi kendilerini yaralama pahasına savaş dışı kalmaya
çalışmışlardı. Bugün onların torunları NATO tarafından egemenlik hakları ihlal
edilerek bombardımanlara tabi tutulurken, NATO nun ortağı olan bizimkilerin
gıkı çıkmıyor.
100 yıl sonraki kardeşlerimize karşı reva görülen bu
utanç tablolarının bir daha tekrarlanmamasını da temenni ediyoruz.
Kut ül Amare zaferimizi 1952 yılında unutturmaya çalışan,
yani ucuza satan Demokrat Parti iktidarıdır. Sebep Haçlıya şirin gözüküp,
NATO ya girebilmek.
AK Parti iktidarı bu zaferimizi tekrar gündeme taşıyarak
büyük bir iş başarmıştır. Tebrik ederiz. Bu zaferin gündeme getirilmesindeki
paylarını yandaşlarına abarttırarak kamuoyunda puan kazanmayı denediler.
Bu tarihçiler ve köşe yazarları AK Parti nin Avrupa
Birliği ne girebilmek için Haçlıya şirin gözükme uğruna sattıkları
zaferlerimize hiç değinmediler.
Bir örnek vermek gerekirse:
26 Eylül 1364 tarihinde kazandığımız muhteşem,
Sırpsındığı Zaferi!
10 bin kişilik akıncı ordumuzun, 60 bin kişilik Haçlı
ordusuna karşı, tarihlerde bir benzeri daha olmayan bir taktikle vurdukları
büyük darbe ve kazandıkları muhteşem zafer!
AK Parti iktidarı 2009 yılında Sırpsındığı zaferimizi
ucuza sattı.
Karşılığında Avrupa Birliği ne girebilmek.
Muradı Hüdavendigar Han, Gazi Evrenos Paşa, Lala Şahin Paşa,
Hacı İl Bey, Sırpsındığı kahramanlarımız ve şehitlerimiz yakamızı bırakmaz.
Konuyu yine biz köşelerine taşımış, uyarılarımızı
yapmıştık. (Tarihin Edirne Feryadı, Milli Gazete 8 Nisan 2013)
O tarihten beri bu konuda maalesef hiç bir müspet gelişme
olmadı.
Tarihi zaferlerimizi bile kendine pay çıkaracak şekilde
gündeme taşıyan AK Parti iktidarı, bakalım bu 26 Eylül de Sırpsındığı zaferini
anmak için bir adım atacak mı
Kendi ayıbını kendine pay çıkaracak şekilde takdim edecek
olsa bile yine de bekleyeceğiz!
Çanakkale savaş alanlarındaki Haçlı vahşetlerini
ziyaretçilere hatırlatan kitabelerin sökülerek, yerine bu savaşın dostluk maçı
gibi algılanmasına dair imajlar oluşturan levhaların monte edilmesi ise başka
bir garabettir. Çanakkale zaferinin ucuza satılmasının başka bir
örneğidir.
Bu konuyu da başka bir yazımızda yeniden ele almak
dileğimizle!..
İKTİDAR ELİNDE KESER
Bu iktidar eline almış keser,
Her şeyi kendine kendine keser!