Yıllardır konuşulmasına rağmen her nedense bu konuda bir adım atılmıyor;
- Aynı işi yapan...
- Aynı ortamı paylaşan...
- Aynı yükü çeken...
İşçi olsun, memur olsun vb. özlük hakları nedense bir türlü düzeltilmedi, düzeltilemedi...
- Mesela ücretli öğretmenler, mesela sağlık kurumlarında çalışan hizmetliler vb.
Yıllardır ülkemizin en ücra köşelerinde hiçbir özlük hakları olmadan emek veren eğitim gönüllüleri, ücretli öğretmenler... Ek ders karşılığı çalışan öğretmenler;
* Tazminat verilmiyor...
* Ara tatillerde maaş ve sigortaları kesiliyor...
* Yaz tatilinde işten çıkarılıyorlar...
* Özlük hakları yok...
* Ücretli öğretmenler yıllardır asgari ücretin altında çalıştırılıyor...
***
Şu feryada kulak vermek gerekmiyor mu?
* "Bizler kamu kurumlarında çalışan üniversite mezunu işçileriz. Yıllardır çalıştığımız kurumlarda diplomalarımızın gerektirdiği işleri yaparken, mezuniyetlerinin dışında farklı işlerde çalıştırılan arkadaşlarımız da bulunmaktadır."
* "Kurumlarımızda yan yana çalıştığımız memur ve sözleşmeli arkadaşlarımızla aynı üniversitelerin aynı bölümlerinden mezun olmamıza rağmen statümüz farklıdır. Yani eşit işe eşit haklar noktasından uzağız."
* "Üniversite mezunu olmamıza rağmen işçi statüsünde olduğumuzdan dolayı çalıştığımız kurum bizi istediği yerde ve pozisyonda çalıştırmakta, bununla birlikte memur ve sözleşmeli arkadaşlarımız ise unvanlarını kullanmakta ve görevde yükselebilmekte, şef, müdür yardımcısı müdürlük gibi makamlara kadar yükselebilmektedirler. Buna karşın işçi statüsünde değerlendirilen biz üniversite mezunları doktora yapmış olsak da statü gereği görevde yükselme gibi özlük haklarından faydalanamıyoruz."
* "Üniversite mezunu işçiler olarak tayin, nakil, geçici görev gibi özlük haklarından faydalanamadığımız gibi mesleğimiz konusundaki toplantılara, seminerlere, eğitimlere de katılamamaktayız. Bu tip organizasyonlara katılma taleplerimiz memur olmadığımızdan dolayı kurumlarımız tarafından genellikle reddedilmektedir."
HEY ALLAH'IM! NELERLE UĞRAŞTIK, NELERLE!
Hatırlayanınız vardır...
Öyle çook uzaklarda değil!
10 küsur sene önce; yıl, 2012...
İçinde bulunduğumuz Aralık ayında bir "Maya Takvimi" fırtınası, daha doğrusu safsatası vardı!
Tüm dünyayı saran, hemen her ülkede konuşulan, tartışılan hatta ve hatta beklenen bir fırtına idi. Öyle ki;
* "21 Aralık 2012 korkusu giderek yayılıyor. Mayaların Haab takviminin sonuna işaret eden 21 Aralık 2012’ye sayılı günler kaldı. Başta ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) olmak üzere, bilim insanlarının sayısız açıklaması, 21 Aralık 2012 tarihine yönelik endişelerin önüne geçmeye yeterli olmuyor. 144 bin gün içeren Haab takviminin sona ereceği gün Dünya’nın sonunun geleceğine inanan binlerce insan, kopacak afetlerden korunmak için sığınaklara kaçıyor, malzeme depoluyor."
* "Dünya’nın sonunu getirecek afetlerin kopmasına neden olacak olayın ise “X Gezegeni” olarak adlandırılan Marduk’un (nam-ı diğer Niburu) 21 Aralık’ta Jüpiter ile Mars arasına girmesi ve Güneş Sistemi’ndeki dengeleri devasa çekim gücüyle altüst edecek olması! Bu teoriye inananlar, her 3.600 yılda bir Güneş Sistemi’ne girdiğine inanılan ve bu yüzden sistemin kayıp gezegeni olarak tanımlanan Marduk’un gelişinden kaçmaya çalışıyor."
* "Sadece Çin ve Rusya’nın kırsal bölgelerinde değil, Avrupa ve Amerika’nın da dört bir yanında insanlar Marduk’un koparacağı kıyametlere karşı hazırlık yapmaya çalışıyor."
* "ABD’de yüksek korumalı yeraltı sığınakları inşa eden bir şirketin başında bulunan Ron Hubbard, inanılmaz talep karşısında neye uğradıklarını şaşırdıklarını belirtti. Hubbard neler söylemiş: “Ayda bir defa iş alırken, bugün neredeyse gün başına bir sığınak inşa ediyoruz... Maya takvimi hakkında bir fikrim yok ancak, yangınlara, radyasyona ve elektromanyetik dalgalara karşı dayanıklı sığınaklarımızı satın almanızı tavsiye ederim... Birçok insan ayın 19’unda sığınaklarına girecek ve 23’ünde dışarı çıkacak!”
* "Fransa’nın dağlık Pyrenees bölgesindeki 179 nüfuslu Bugarach köyünde, yetkililer UFO gözlemlemek isteyenleri engellemek için önlem alacak. Yüksekliği nedeniyle gözlemlere elverişli olan ve bazı kıyamet teorisyenlerine göre 21 Aralık’ta UFO’ların ineceğine inanılan Bugarach civarında, birçok kişinin ayin yapabileceği belirtiliyor. Bölgeye UFO ineceğine inananlar, bu düşünceleri ‘bölgede devasa bir UFO garajı’ bulunmasına dayandırıyor."
* "Rusya’da da benzer durumlar söz konusu. Kirov bölgesindeki Omutninsk kasabasında, insanlar bir gazetede çıkan ve Tibetli bir keşişin yazdığı öne sürülen haber nedeniyle stok yapmaya başladı. Altay dağları yakınındaki Novokuznetsk kentinde ise tuz stokları biterken, panik içindeki halkın ısıtıcı ve termos satın aldığı bildirildi. Rusya’da yaşanan panik, Başbakan Dimitri Medvedev’i bir açıklama yapmaya zorladı. Medvedev, “Dünyanın sonunun geleceğine inanmıyorum... Bu konuda belirli bir şey yok... En azından bu yıl böyle bir şey olacağını sanmıyorum” dedi.
* "Çin’de yaşanan kıyamet korkusu ise birçok insanı dua ayinlerine başlamaya itti. Gazeteler, birçok kentte mum satışlarının patladığını belirtirken, paniğin etkisi sosyal medyaya kadar sıçradı."
***
Ve dünyanın en ücra köşelerinde dahi akla ziyan açıklamalar, hazırlıklar...
Son bir cümle; Türkiye'de o dönem, yani Aralık 2012'de neler konuşuldu, ne gibi hazırlıklar yapıldı, hatırlayanınız var mı?
Sadece bir cümleyi hatırlatayım; o dönem yine Maliye Bakanlığı koltuğunda oturan Mehmet Şimşek demiş ki;
* "Biz 21 Aralık’ı halkımızın arasında maya’lanarak geçirdik; maya’mız da, Şirince’miz de kıyametimiz ve cennetimiz de sizlersiniz çok şükür!"
Hey Allah'ım! Nelerle uğraştık, nelerle! Aklımıza mukayyet ol Ya Rabbi!
ASGARİ ÜCRET OTURUMLARI BAŞLARKENE!
10 sene önce... Resmî Gazete'de yayınlanan asgari ücret kararı;
"Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan: Asgari Ücret Tespit Komisyonu kararı
Karar tarihi: 30/12/2015
Karar no: 2015/1
Asgari ücretini tespit etmekle görevli Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 02/12/2015 tarihinde başladığı çalışmalarını 30/12/2015 tarihine kadar sürdürmüş ve yaptığı dört toplantı sonucunda;
1) Milli seviyede tek asgari ücret tespitine oybirliğiyle,
2) İşçilerin bir günlük normal çalışma karşılığı asgari ücretlerinin; 01/01/2016- 31/12/2016 tarihleri arasında 54,9 (elli dört dokuz) Türk Lirası olarak tespitine, işveren temsilcilerinin muhalefetine karşılık oyçokluğuyla,
3) İş bu kararın, 4857 sayılı Kanun’un 39’uncu maddesine dayanılarak hazırlanan Asgari Ücret Yönetmeliği’nin 11’inci maddesi gereğince Resmî Gazete’de yayımlanmasına oybirliğiyle karar verilmiştir."
***
Bu sene değişen bir şey olacak mı? Ay sonuna şurada ne kaldı? Bekleyip göreceğiz...
---