Üç maç üç görüş!

Abone Ol

GALATASARAY LA Fenerbahçe nin maçlarının analizi

beklerken araya giren üçüncü maç hangisi diye merak ederseniz, eşim

rahatsızlandığı gibi Cumartesi Trabzonspor un galibiyetini yazamadım. Pazar günü akşam saatlerine kadar, yani

Galatasaray maçı başlayana kadar o işle uğraştık. Neyse tipik bir grip vakası

ile meseleyi atlatmışız.

Evet, Galatasaray Akhisar Belediyespor la ligde de bir

gol düellosu yaşadı. Bu maç bana çok keyif verdi. İki tarafın pas trafiğinde

Galatasaray daha çok yana ve ağır işletti mekanizmayı... Akhisar ise daha çabuk

ve daha öne doğru oynadı bu pas alış verişinde... Bu, ev sahibi-konuk takım

anlayışından kaynaklandı sanırım. Galatasaray ın öndeki elemanları sadece

Sneijder in getirdiği ve Bilal ın uzun kullandığı toplara endeksli kaldı. Tarık

hiç çalışamadı, Olcan ise zaman zaman öne çıktı. Chedjou nun ön liberoluğu,

Umut un son adamlığı fena sayılmazdı. Akhisar ise bizim ligin neredeyse bütün

takımlarına parmak ısırttıracak cinsten bir futbol gösterisi yaptı. Derim ki,

Sami, Güray, Rodellage, Merter ve N.Guemo gibi oyuncular Galatasaray da yoktur.

Varsa tartışacak, buradayım. Acaba bu yabancılar bu takıma kaç paraya geldiler.

Sanırım 4,5 milyon avro bonservisle Tarık maliyetinde değillerdir. Burada

parantez açarak, ne zaman benim büyüklerim açık ve net söğüşlenmekten

kurtulacaklardır Maçın gollerinin hepsi birbirinden güzeldi.

Dedim ya güzel bir oyun oldu. Ama Mustafa Denizli gibi

bir deneyimli hocanın Tarık ı oyundan alıp yerine sağ beke Semih i sürerek,

Chedjou yı da stopere çekişine bir anlam veremedim. Acaba hoca bu değişiklikten

sonra rakibin Galatasaray ı ne hale getirdiğini görebildi mi İkinci rakip

golü, oradan geldi. Daha fazlası da gelebilirdi olmadı. Şayet Cahit hoca

Lualua yı o kenara çekmeyip Mazenga ile devam etseydi Galatasaray bu maçtan

galip çıkamazdı.

Sonra Ankara ya gittik. Sisli ve buz gibi bir hava...

Fenerbahçe için handikap mı Bence hem evet, hem hayır. Zaten Fenerbahçe

takımının iyi futbol oynaması, yani en azından yukarıdaki Akhisar kadar etkili

oyuna çıkması pek mümkün değildir. Ama Fenerbahçe nin oyuncu kalitesi,

kenardakileri, evdekiler dâhil, bir maçı bir anlık pozisyonla kazandırabilecek

niteliktedir. Bu defa da öyle oldu. Markoviç in harika bir ortası Fernandao nun

dokunuşu ile maçı bitirdi. Haa Fenerbahçe çok pas yaptı. Ama bunların çoğu boş

paslardı. Yani rakibin boşluklarına, derinliklerine değil yana idi. Uzun toplar

ise Fernandao nun vücut kazancı ile indirildi ama devamı getirilemedi. Tabii

Fenerbahçe nin bu kadar üstün oynamasının sebebi de rakipte hem Stancu nun, hem

de El Kabir in oynaması idi. Ama hocası göstermelik olarak sahada, aslı ise

tribünde olan takımdan da daha fazlasını beklemek hayal olurdu. Pereiara ligin

ilk yarısını, bence önde bitirecek, ama ikinci yarıda bu zengin kadronun

herkesin hoşuna gidecek futbolu oynamasını sağlayamayacak. Neden mi Kendi

şifresi kendi içindedir. Yüksek sayıda kaliteli, hemen iki takım kadar, futbolda

sıkıntı olur da ondan... Tabii ki Fenerbahçe nin rakibinin kalitesinden de

kaynakladığı üzere, rakibine en fazla üç pas için izin verişi de fiziksel

açıdan kayıplarını, eksiklerini giderek kapattığı yönünde bir görüntü idi.

Bir kaç cümle de Trabzonspor dan... Bu maç da bu sezonun

en iyi oyunlarından birini bize gösterdi. Antalyaspor da  maçı farklı kaybetmesine rağmen topu ne zaman

kazansa futbolsevere heyecanlı v renkli görüntüler sundu. Mbia, Özer ve Ekici

rollerini en iyi şekilde üstenirlerken, Cardosa nın da rakibin yerleşim

zaaflarından çok iyi yararlandığını gördük.